Emir yine "yüksek" yerden!

Yayın Tarihi: 20/09/11 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Emine Karaböcü adlı Koop-Bank çalışanı Girne şubesinde çalışırken bankanın 250 bin TL'sini zimmetine geçirmiş, olay ortaya çıkınca bayanın ailesi parayı ödemiş ve olay ört bas edilmiş.

Sevgili Ekmekçi kaç gündür yırtınıp duruyor, bu nasıl adalet, bu nasıl adam kayırmadır diye!

Ah Hüseyin'im ah!

Yeter ki yandaş ol bu ülkede, sırtın sağlam, kilit noktalarda adamın olsun…

Değil, 250 bin TL, 250 milyon TL götürsen, yeter ki arkan olsun da korkma!

Emine Karaböcü, Koop-Bank Girne şubesi çalışanıydı.

Bir kere bu şubenin müdürü başta olmak üzere, genel müdür, yönetim kurulu da dahil, Başbakanlık da bu olayda sorumlu ve hesap vermek durumundadır.

Neymiş efendim, burada bankanın itibarı önemliymiş!

Hadi oradan sizde, eğer gerçekten bankanın itibarın düşünüyorsanız, içindeki çürük elmaları kendiniz temizler, deşifre eder ve yargılanmasını sağlarsınız, işte itibarlı banka da o zaman belli olur…

Emine Karaböcü olayı bu ülkede ne bir ilktir ne de son…

Ülkede suç işleyenleri koruyan ilginç bir otokontrol sistemi yaratılmıştır.

Herkes suçu ve suçluyu bildiği halde, ne hikmettir ki üstüne gidememekte, aksine olayı ört bas etmeye çalışarak, bu tür olayların ardının kesilmemesinde öncü olmaktadır.

Bunun son örneğini geçtiğimiz ay içinde yaşadık;

İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, bakanlık ekibiyle birlikte Şehir Planlama Dairesi Müdürü Hasan Baytacıgil'i suçüstü rüşvet alırken yakalamış, ama her nedense, ya da emir hangi yüksek yerden geldiyse, ilgili kişi hakkında hukuki soruşturma başlatılmamıştır.

Bu zatı muhterem şimdi müşavir ordusuna katılmış olup, eğer suçu sabitse kodesi boylayacağına, devletten yüklü maaşını çekip evinde yan gelip yatmaktadır.

Yine buna benzer bir olay aylar öncesinde yaşanmıştı;

Dönemin Gümrük ve Rusumet Dairesi Müdürü Türker Vural, çeşitli şaibe ve söylentiler arasında görevden alınmış, yerine başkası atanmış, hatta müdür olduğu bir dönemde bir kaçakçılık olayı kendine haber verilmeden yapılmış ve ilgili bakana sorduğumuzda da 'öyle uygun gördük' diyerek, şaibeli bir isim olduğunu ima etmişti.

Yine aynı bakana bu ismi ısrarla korumanızın manası nedir diye sorduğumuzda o da 'emir yüksek yerden' anlamında bir konuşma yaparak, olayın ört bas edilmesinde başrol oynamıştı.

Emrin nereden geldiği bilindiği halde, bu kişinin kimin ya da kimlerin koruması altına alındığını tüm ülke bildiği halde, o da şimdi evinde oturup yüklü müşavir maaşı ile gününü gün ediyor.

Bundan yıllar önce dönemin Tapu ve Kadastro Müdürü'nün rüşvet aldığı ispatlanmış, ancak kamu haklarından ömrü boyunca yararlandırılması için kendisine sadece iki ay ceza verilmiş, bu cezayı çektikten sonra yine görevinin başına dönmüş ve sonra da emikli olarak hem yüksek bir ikramiye almış, hem de yüklü emeklilik maaşına sahip olmuştu.

Oysa bu rüşvetçi müdüre 2 ay değil, 2 ay bir gün ceza verilseydi, tüm kamu haklarından mahkum olacak, bu da ibreti aleme ders olacak ve belki de bu tür olayların önünün kesilmesine yarayacaktı.

Şimdi başa dönersek;

Emine Karaböcü adlı banka çalışanı eğer adalet önüne çıkarılırsa ne ala…

Durum o ki onun da korunması için emir yüksek yerlerden gelmiş!

Peki o zaman, otursun evinde gül gibi…

Ama bundan böyle, bir fukara marketten ekmek çalarsa, çaldığı ekmeği yerine koyunca suçsuz ilan edilsin!

Ülkeyi kasıp kavuran hırsızlar yakayı ele verdiklerinde çaldıklarını iade etsinler, onlar da suçsuz ilan edilsinler!

Şimdi içeride uyuşturucudan yatanlar, çıksınlar halktan özür dilesinler, sonra da salıverilsinler!

Ve ülkede suç işleyenlerin tümü, suçsuz ilan edilip evlerine gönderilsinler…

Onların suçu yüksek yerlerden emir verecek, kendilerini kurtaracak bir kimselerinin olmaması mı?

TC anket düzenleyecek

Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın KKTC ziyaretinden sonra ülkede bir anket düzenlenmesi ve halkın sorunlarına daha vakıf olması kararı çıktı.

Bu anketin sonuçlarına göre, halkın yaşadığı sıkıntıların ortaya çıkarılacağı ve çalışmaların bu yönde yapılacağı söyleniyor.

Lefkoşa Surlariçi'ne sağlık ocağı

Hastanelerde kabalalık nedeniyle yaşanan sıkıntıların aşılması için kısa bir süre içinde Lefkoşa Surlariçi'ne bir sağlık ocağı yapılacağı ve burasının küçük vakalarda bölge insanına hitap edeciği söyleniyor.

Lefkoşa'da eski hastane bölgesinde bir binanın bu konuda kullanılacağı ve maddi desteğin de TC Yardım Heyeti tarafından yapılacağı öğrenildi.

Karınca

İşlediği bir suçtan dolayı onbeş sene hapis cezası yiyen adam, cezaevine girdiği gün yatağının kenarında bulduğu bir karınca ile çok iyi bir arkadaşlık başlatmıştı. Adam, onbeş sene boyunca karıncayı eğitmiş, onunla yoldaş, candaş, arkadaş olmuştu. Artık karınca öyle bir hale gelmişti ki, adam "dur" deyince duruyor, "yürü" deyince yürüyor, "takla at" deyince takla atıyordu. Yani konuşmak dışında adam ne derse onu yapıyordu.
Cezaevinden çıkarken karıncayı boş bir kibrit kutusuna koydu. Çıkar çıkmaz güzel bir lokantaya gitti, siparişlerini verdi. Yemeğini beklerken "Şu garsona karıncamın özelliklerini göstereyim de bir şaşırtayım" diye düşünmüş ve karıncayı çıkarıp masanın üzerine koymuştu.
Garsonu çağırdı :
- Bakar mısınız ?
- Buyurun beyefendi, diye adamın yanına gelince, adam parmağı ile karıncayı işaret ederek,
- Şu karıncayı görüyor musun ? diyerek başladığı sözünün sonunu getirmeden, garson telaşla :
- Özür dilerim beyefendi görmemiştim, diyerek başparmağı ile karıncayı ezip, masayı siler.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları