Kafa izni diye bir şey var!

Yayın Tarihi: 30/09/11 07:55
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bazen kendi kendime kızıyorum;

Dünyanın nimetlerinden yeteri kadar yaralanmadığım için.

Haksız mıyım yani kendime kızmakta?

Yeryüzünde binlerce güzellikte şey varken, bu kadar memleket meseleleri üzerine gitmek niye?

Geçen her bir gün insan ömründen götürürken, niçin bu kadar hassas olurum da halkın sorunlarını, şikayetlerini kendime dert eder, bunlar üstüne giderim diye?

Deli miyim ne?

Artık karar verdim;

Bundan böyle halkın sorunlarıyla birlikte kendimle de ilgileneceğim…

Kuşa, böceğe ve çiçeğe daha çok değineceğim!

Bu karardan sonra zaman zaman kendime kafa izni vereceğim!

Ne yani devlet çalışanının yılda 20 gün hastalık izni varken, hasta olmadığı halde tanıdık bir doktordan hasta diye uyduruk rapor alırken, ben özel sektör çalışanının bu hakkı neden olmasın ki?

Benim de çok doktor tanıdığım var, pek ala ki kimden istesem, üç gün de verirler beş günde!

Önceki gün ben de kafa izni yaptım…

Çok da hoşuma gitti, örneğin hiç gazete okumadım, televizyon kanallarında siyasi haber ve siyasi programları değil, sabah çizgi film, akşam da dizi filmleri izledim. Epey de keyif aldım.

Sonra kuşlarımla ilgilendim;

Cinsini bilmediğim bir çift kuş almıştım geçenlerde Vadili Festivali'nde…

Dün onlara ballı yemler, marul ve elma kabuğu verdim…

Ağızlarının tadını biliyor keratalar, şakıdıkça şakıdılar maşallah.

Bir de keşfettim ki ne zaman su sesi duysalar, ötüşleri bir başka ahenkli oluyor sanki…

Onların güzel seslerini dinlemek izin depodaki suyun en az yarısını harcadım.

Bahçemin davetsiz misafirleri onlarca kediyi besledim, onlara özel mamalar aldım, su kaplarına çeşmeden değil, kendi
içtiğim sudan koydum, zavallı hayvanların mideleri kireç tuzdan yanmasın diye…

Yaptığım kafa izni tamamen doğayla bütünleşmeme neden oldu;

Önce bahçede ne kadar çör çöp varsı, ne kadar sonbahardan dökülmüş yaprak varsa topladım.

Komşu, onları toplama gübre olur dedi ama, ben bildiğimi okudum.

İsterse gelip toplayabileceğini ve gübre olarak kullanabileceğini söyledim, fena bozuldu.

Bu arada herkes bilsin ki, kendime ülke tarımına verdim…

Tarım Bakanı, 'ben tarımdan anlamam ama bakanım işte' deyip kafa bulurken, odan feyiz aldım ve 'ben de anlamıyorum ama tarım yapacağım' diye tutturdum.

Bahçenin çeşitli yerlerine sebzeler ektim;

Tohumlar bana hep 'besleme' diye hitap eden Güner ustadan geldi…

Onun verdiği maydanoz, tere, roka ve golyandro tohumlarını önceden çapaladığım toprağa ektim.

Onunla da yetinmeyip, dere otu tohumu aldım ektim, köklü nane bulup onu da bir köşeye ektim.

Ekim başında da marul, soğan ve sarımsak ekeceğim…

Hani toprak insanın negatif enerjisini alır derler ya onu da uyguladım, çıkardım terlikleri, çamurun içinde yürüdüm.

Ne sinir kaldı, ne stres!

Ayrıca karıncalar üzerine çeşitli araştırmalar yaptım;

Uzun bir süredir onlardan şikayetçiydim, nasıl olur da evdeki dolabın içine kadar girip, çerez ve piskot türü yiyecekleri keşfettiklerini merak eder dururdum.

Ve ciddi bir sondaj sonrası, eve giriş yaptıkları yolları buldum.

Hani genelde gaz tüplerini bahçeye koyarız ya, işte oradaki hortum deliğinden binlercesinin içeri akın ettiğini gördüm.

Maymun iştahlıyız ya, bahçe işlerinden sıkılıp kendimi Mesarya'ya verdim…

Ansızın yolda yağmur bastırınca aklıma benim ektiğim tohumlar geldi…

İnşallah Lefkoşa'da dolu vardır diye iç geçirdim, çünkü eğer öyle olsaydı devletten tazminat istemeyi düşündüm.

Telefonlar tabi ki durmadı;

Çünkü kimse bilmezdi benim artık kafa izinlerine başladığımı, kendimi kuşa, böceğe ve çiçeğe verdiğimi…

Kimseye inandıramadım ama gerçek böyle…

Tavsiye ederim, memleket meselelerini kendi meseleniz yapmak ruh sağlığınızı bozabilir…

Ara sıra kafa izni yapın ve ruhunuzu tedavi edin.

Nasıl olsa uyduruk bir rapor verecek, tanıdık bir doktor tanıdığınız vardır…


Kaymakamzade: çözüm bulunca bayramlıklar ödenecek


Vakıflar İdaresi'nde çalışan memurlar sosyal haklarını bir tamam alırken, işçi her yerde aynı işçi olduğu için tüm haklardan yararlanamıyor.

Bir süredir bayramlıkların ödenmediği yönünde şikayetler alıyorduk ve bunları sayfamıza yansıtıyorduk.

Sağ olsun kurumun müdürü Mustafa Kaymakamzade hassasiyet gösterdi ve bir açıklama yaptı.

Bayramlıkların CTP döneminde yasal olmadan verildiğini ve bu konuda Sayıştay ile savcılıktan yazı olduğunu, şimdilik bunları ödemenin imkansızlığını anlattı.

Bu konuda söz konusu davanın devam ettiğini ve dava sonuçlandıktan sonra işçiler için de toplu sözleşme yapılacağını ve bayramlıkların ödeneceği müjdesini verdi…

Kadın doktoru

Bir gün bir kalp doktoru vefat etmiş.Cenaze töreni için bütün doktorlar dev bir çelenk yaptırmışlar ve çelengin üstünde çiçekten yapılmış kalp motifi varmış.
Bütün doktorlar büyük bir üzüntü içerisindeyken ön sıralardan doktorun birisi kahkahayla gülüyormuş.
Tören bittikten sonra başhekim cenazede sürekli gülen doktoru odasına çağırmış.
-Herkes büyük bir üzüntü içerisindeyken sen neden kahkahayla gülüyordun size bunu hiç yakıştıramadım der.
Doktor hiç istifini bozmadan
- Biliyorsunuz başhekimim rahmetli kalp doktoruydu. Biliyorsunuz ki bende kadın doğum doktoruyum. Cenaze töreninde tabutun önündeki çelengi görünce aklıma kendi cenaze törenim geldi ondan gülüyordum der.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları