Müdüre nasihat!

Yayın Tarihi: 27/10/11 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Dışişleri Bakanlığı Müdürü Ulaş Kıvılcım bir açıklama göndermiş.

"Hiçbir gazeteciden ders almam" diyor!

Bizim derdimiz kendisine ders filan vermek değildi zaten…

Kendisini ne tanırız, ne görmüşlüğümüz vardır ne de bir garezimiz!

Bizi sürekli takip edenler bu sayfanın bizim şahsi sayfamız olmadığını bilirler.

Sesini yeteri kadar duyuramayan vatandaş, bu sayfada derdini anlatır, ve etkili de olur.

Geçtiğimiz gün mesaj kutusunda bakanlık personeline hakaretler yağdıran bu şahsı uyarmış ve yine bakanlık çalışanlarına tercüman olmuştuk.

Tabi ki bize her telefon açan ya da mesaj gönderenin söylediklerinin doğruluk derecesi önce araştırılır, sonra yazılır.

Biz de öyle yaptık zaten.

Bakanlık içinden görüştüğümüz kişiler de müdürün hareketlerinden tüm çalışanlarının rahatsızlık duyduğunu, konuşma tarzının da hakaret edercesine olduğunu ifade ettiler.

Zaten bize yapılan şikayetler bakan Özgürgün'e de yapılmış ve o da kendisini çağırıp gerekli uyarıları yapmış.

Bu arkadaş bize gönderdiği açıklamada ise şöyle diyor:



"Sn. Özadam

Dünkü yazınızda şahsıma yönelik yaptığınız ithamları hayretle okudum.

Yaklaşık 12 yıllık kamu görevlisiyim ve bugüne kadar hiçbir mesai arkadaşımla sizin yazdığınız gibi bir diyalog içerisinde olmadım.

Ben Dışişleri Bakanlığının Bakanlık Müdürüyüm.

İşimin doğası gereği görevini yerine getirmeyen "bazı" personeli ikaz etmek, uyarmak ve gerektiğinde de cezalandırmak yetkilerim arasındadır.

Hal böyleyken bundan rahatsız olan ve şahsıma mesnetsiz iddialarla saldırmaya çalışan kişilerin de olması; üzücü olmakla birlikte, son derece doğaldır.

Fakat şunu bilmenizi isterim ki ben bu görevimi dün olduğu gibi bugün de artan bir şevkle yerine getirmeye devam edeceğim.

Hiçbir gazeteciden de bununla ilgili ders alacak değilim, buna ihtiyacım da olmadığı aşikardır.

Bu itibarla temelsiz ve hakarete varan açıklamalarınızı düzelteceğinize olan inancımı belirtir çalışmalarınızda başarılar dilerim…"

(Ulaş Kıvılcım)



Bu arkadaş bizden ders almak istemediğini açıkça ifade etse de biz ona ders değil ama bir abi nasihatı
yapalım yine;

Bir bakanlık müdürünün öncelikli görevi, altında çalışan memurlara, sokak ağzıyla değil, müdürlük makamına yakışır bir tarzda konuşup, eğer bir sorun varsa da yine olgunlukla çözmesidir.

Yine bir bakanlık müdürü, kendinden yaşça büyük olanlara karşı saygı kurallarını hiçbir zaman elinden bırakmaz.

Bayan personel daha duygusal ve hassas olduğu için, onlara hitap ederken nezaket kurallarına daha çok dikkat eder.

Hele de siyasi nedenlerden dolayı o makama geldiyse, burada ilelebet kalamayacağını idrak eder, onun için iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırır.

Üç kelimelik bir mesaj bile son iki gün içinde tavırlarının eskiye nazaran daha düzgün olmasına yaramıştır, böyle devam ederse ve dünyaları kendi yarattığı izlenimi vermeye kalkışmazsa, bizim de kendisiyle hiçbir alıp veremediğimiz olamaz!

Ama, gözümüz bir süre daha üzerindedir, bunu da bilmesi yararınadır…

Okur Görüşü

"Önce ormanı koru, sonra devletten katkıyı al"

"Hükümet keçi çobanları ile el ele verdi; Bazı orman dairesi görevlilerinin çekimser duruşu ile ormanı yok ediyorlar.

Tarım Bakanlığının dikkatinden kaçmış veya bu sorumluluğu taşıması gereken görevliler duyarlılığını yitirmiştir.
Tarım Bakanlığı eksik araştırma yaparak beklide ezberi bozmadan küçükbaş hayvan sahiplerine hiç de küçümsenemeyecek maddi katkı yapmaktadır.

Bu doğru ve olması gereklidir.

Ancak bu yardım yapılırken özellikle keçi yasağı olan dağ köylerinde ormanı korumak için gerekli önlemler gözden kaçtığı görülmektedir.

Örneğin bu yardım yapılırken hayvan sahiplerine yasak orman bölgelerine girmedikleri ve veya zeytin, harnup ağaçlarına zarar vermedikleri zaman ödenmelidir.

Orman memurlarının da kontrol edip zarar verenlerin tespiti yapılırsa hayvan sahipleri de bu katkıyı alabilmek için azami korumacı olacağı kesindir.

Bu yapılmadığı takdirde hayvancılar devletten aldıkları katkılarla keçilerini yüze, yüz katarak çoğaltıp devlet ve orman memurları ile alay edercesine mesai saatlerinin dışında ormanları ağıl ve otlak olarak kullanacaklardır.

Verilen katkıların takipçisi olmak, katkı yapmak kadar ulvi bir görev olmalıdır.

Ağaca bakmayan, tarlayı sürmeyen katkı alamadığı gibi; Ormanda rapor edilen keçi çobanları katkı almamalıdır.

Orman Dairesi Müdürü İrfan Bey'in bu konudaki titiz çalışmaları küçümsenemez.

Medyadan da destek ve alo 177 hattı yalnız yangın için değil ormana her zarar veren için(ağaç kesen, keçi otlatan yasak avlayan vs) de ihbar hattı olarak kullanılırsa; yeniden yeşil Kıbrıs'a hoş geldiniz.

Derim. Yangın kulelerindeki kameralardan yararlanmaya başlana bilir diye düşünüyorum.

Daha dün kurulan Avcılar Birliği yasak avla baş ediyorsa asırlık Orman Dairesi ve deneyimli çalışanları çok daha başarılı olacaktır.

1974 Mutlu Barış Hareketinden sonra kuzeyde terk edilen tek Türk köyü Arıdamı gibi ormanlarımızda yok olacaktır…"

(Bir doğasever)

Pişmanlık

Ünlü manken:

"Her akşam değişik bir erkekle tanışıyorum ve gecenin devamında onlarla beraber olmak zorunda kalıyorum.

Ertesi gün fena halde pişmanlık duyuyorum."

Psikiyatrist:

"Anladım. İradenizi güçlendirip bu teklifleri geri çevirmenizi sağlayabiliriz."

Ünlü Manken:

"Yoo!.. İstediğim o değil. Sabahları pişmanlık duymamamı sağlayın yeter.."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları