Kıbrıs Postası özgürlüktür...

Yayın Tarihi: 22/11/11 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Mesleğe 80'li yıllarda başladık…

Çeyrek asrı çoktan geride bırakırken, geçmişi anmamak hem kendimize hem de mesleğe haksızlık olur…

Hep iddia etmişimdir, yıllar önce şimdiki hiçbir teknolojik imkan yoktu ama gazetecilikte ruh vardı…

Teknoloji ilerledikçe, işimiz kolaylaştı, kolaylaştıkça da eski ruhumuzu arar hale geldik…

Bir kere bu meslekte eskiden saat bakma lüksümüz bile yoktu!

Şimdi öyle mi, günde 8 saatten fazla çalışan kaç tane gazeteci kaldı?

Geçmişte en sevdiğim çekilen siyah-beyaz filmlerdi, şimdi bakarım ara sıra onlara, aslında şimdikilerden çok daha renkli olduklarını fark ederim…

Habere giderdik, resimleri kendimiz çeker sonra dönüşte karanlık odaya girerdik.

Önce ilaçlı suda banyo, sonra kurutma ve karta basma…

Ömrü uzun olsun, kulakları çınlasın, sigara ile film yıkamayı ondan öğrendim, birçok meslektaşım gibi…

Ya pikaj odaları?

Daktiloda dizilen haberler makasla satır satır kesilir, arkaları mum makinesinden geçirildikten sonra kretuarla pikaj kartonuna yapıştırılır, başlıklar için ayrı dizgi yapılır, sonra sayfa okunur ve filme çekilmeye giderdi…

Resimlerin ise yine ayrı bir işleme tâbi tutularak, filmleri çekildikten sonra montajlanması işin ayrı bir özelliğiydi…

…

Tek bir gün bile şikayet etmedim mesleğimden…

Gece yarılarına kadar gazete idarehanesinden çıkmadığımız halde…

Hem fotoğrafçıydık, hem muhabirdik, bazen pikajcı, bazen montajcı, bazen şoför, bazen de katlamacı…

40 derece ateşte çok defa masa başında baygınlık geçirdik… Çok defa gözümüzü hastanede açtık…

Ama o ruh var ya o ruh, hep ayakta tutmasını bildi bizi…

…

O yıllardan çok zaman geçti…

Değirmenin de altından çok sular aktı!

Önce bilgisayar, sonra internet diye 'şeytan işi' harikalar icat oldu çıktı.

Bir tuşla dünyaya bağlanır olduk…

Bir parmak hareketiyle dünyaya bağlanırken, internette sonsuzluğu yakaladık, ama ısrarla iddia ediyorum ki ruhumuzu kaybettik…

…

Sonra da Kıbrıs Postası ile tanıştık…

Özgürlüğün adresi ile…

Özgürlük dedik, çünkü siz istediğiniz kadar gazetede çalışın, istediğiniz emeği gösterin, sansür diye bir belayı da hep yanımızda gördük…

Bazen siyasiler girdi devreye, bazen işadamları, bazen bürokratlar, bazen de patronların iş arkadaşları…

Bazen de yazılarımız hiç sansürlenmedi ama bu kez de ortamı iyi bildiğimiz için biz kendi yazılarımızı istemeden traşladık…

Kimseyi kırmamak için, gücendirmemek için!

İşte burada Kıbrıs Postası ayrıcalığını yaşıyoruz, içimize sindire sindire…

Bir gazeteci için en güvenli sığınak haline geldi burası…

Yazılarımız başka yerlerde sansüre toslarken, can simidi gibi yetişti Kıbrıs Postası…

Onun için Kıbrıs Postası Özgürlüktür, başlığımız oldu…

…

Özgürlük denince kimse yanlış anlamasın, çünkü dünyanın neresinde olursanız olun sınırsız özgürlük diye bir kavram yoktur…

İnancımız odur ki, herkesin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde son bulur…

…

Kıbrıs Postası'nı 10'ncu yılına taşıyan ve zirvedeki yerini açık ara koruyan, buna katkı koyan herkese teşekkürler…

Nice başarılı yıllara.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları