Karpaz'da vekil var, devlet yok!

Yayın Tarihi: 05/01/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Şükürler olsun;

Dün toplanan Bakanlar Kurulu nihayet İskele bölgesine itfaiye şubesi kurulması konusunda karar almış.

Önce bugünkü gazetelerde bu haberi yandaş basının manşetlerinde izleyeceksiniz, sonra da açılışta bakanların gülümseyen yüzlerine şahit olacaksınız.

Adım gibi de eminim;

Bölgeye kurulacak olan itfaiye birimi için her zaman olduğu gibi yine TC elçiliği kesenin ağzını açacak, ama işin şov kısmını bizimkiler yapacak.

İnanın çok merak ediyorum;

İskele, Başkent Lefkoşa'ya sadece 35 dakika uzaklıkta bir bölge.

Adı ilçe olan ama her ilçede olup, orda olmayan garip bir yerleşim birimi.

Bir tane bakan çıkarmış, önce tarım sonra eğitim şimdi de İçişleri Bakanlığı yapıyor.

Acaba elini koydu mu hiç yüreğinin üstüne ve sordu mu şimdiye kadar bölgesine hangi konuda hizmet götürdü diye!

Partililere yapılan kıyakları burada bir kenara koyuyoruz!

Hizmet eğer bölgenin geneline götürülen bir hizmetse, bizce ancak hizmet sınıfına girer.

Peki ya partinin kurmaylarından Alirıza Usluer?

Geçen telefon söyledi, mecliste hiç konuşmamış ama bölgeye, 1.5 milyon liralık bir okul kazındırmış.

Sanırız geçenlerde açılan ama öğretmensizlikten eylem yapılan okul.

Peki kim ödemiş bunun bedeline, elbette ki yine Türkiye Elçiliği.

Bir de sağlık merkezi temeli atıldı geçenlerde!

Bakanlar sıraya girdi birer konuşma yaptı, bunu da icraattan saydılar.

Ama konuşurken arkalarındaki 'bu tesis TC Elçiliği tarafından finanse edilmiştir' tabelasını görmediler ve komik duruma düştüler.

Son yıllarda bölgenin yollarında yoğun bir çalışma var, kim yapıyor elbette TC elçiliği.

Hep merak etmişimdir, acaba TC elçiliği ve AB yardımları olmasa bizimkiler hangi bir yere tek bir çivi çakacaklar?

Ya Ahmet Zengin'e ne demeli?

Allah için çıksın açıklasın, bölge insanı için nasıl bir katkı koydu şimdiye kadar?

Hangi partilileri istihdam ettirdi diye sormuyoruz, bölgeye ne kazandırdı diyoruz!

Peki Ejder Aslanbaba?

Önce DP, şimdi UBP…

Mert adamdır çıksın söylesin Allah aşkına, bölge insanına ne götürdü şimdiye kadar?

Mustafa beyi unutmadık elbette!

Halen hangi partiden girse seçime kazanır, bundan kuşkumuz yok…

İyi de İskele halkının geneline ne hizmeti oldu, hangi harcın atılmasında ön ayak oldu, hangi garibanın derdine derman oldu?

Alın size Mehmetçik;

Güya belediye!

Başkanı da eksantrik biri, yüreği yufka ama belediye yönetimi bir garip.

Bölgedeki otellerden pay kapmak dışında yıllardır hangi kalıcı bir esere imza atmıştır.

Mehmetçik'te şu anda bir lise bile yoksa ve yüzlerce öğrenci lise için Mağusa yollarında saatler geçiriyorsa, bölge vekilleri de bunu görmezden geliyorsa, siz kimin vekilisiniz diye sormak yeridir değil mi?

Eko turizm diye yırtındığımız Büyükkonuk;

Şimdi oraya bir turist akını olsa, Allah korusun ciddi bir hastalık ya da kaza meydana gelse bırakın sağlık hizmetlerini bir tane ambulansları bile yok.

Sezai başkan haklı olarak tüm tepkilere rağmen bölgeye kurulması artık kesinleşen petrol dolum tesislerine bel bağlamış.

Yeter ki yılda 1 milyon dolarcık gelsin diye.

Merkezleri bir yana koyduk, köylerin durumu daha da vahim!

Ağıllarla iç içe yaşayan onlarca köy mevcut. Yolu olmayan, camisi bulunmayan, cenazesini başka köylere gömen köylerden bahsediyoruz.

İskele'den Lefkoşa'ya bir mektubun tam 15 günde geldiğini biliyor muydunuz?

Zaten aksi olsa şaşardık!

Nasıl bir bakanlıktır ki tüm uyarı ve yazılara rağmen koca İskele ilçesinin postanesinde sadece tek bir memur bulundurmakta, o da posta dağıtmaya gittiğinde haklı olarak kapıya kilit vurmakta ve pul almaya gelenler bile eli boş dönmektedir.

Bölgede vergi dairesi yoktur, tapu dairesi yoktur, mahkeme hizmetleri yoktur!

6 tane aslan gibi vekilin olup ama devletin olmadığı bir yerdir, talihsiz İskele ve Karpaz bölgesi…

Bakalım yakında kurulacak olan itfaiye birimi, bölgede yanan yüreklerdeki yangını da söndürebilecek mi?

Kan

Zengin bir Arap, kalp ameliyatı geçirecekmiş. Doktorlar, ameliyat öncesi; ne olur-ne olmaz diye, tedbir olarak, bir miktar kan tedarik etmek istemişler.
Ama, bu Arap'ın kanı çok nadir bulunan bir kan imiş. Bütün dünyayı arayıp taramışlar ve sonunda Kudüs'te yasayan bir Yahudi'nin kanının uyduğu anlaşılmış...
Yahudi ile konuşularak, kan vermeye razı edilmiş ve böylece ameliyat yapılmış.
Ameliyattan sonra, zengin Arap, kendisine kan veren Yahudi'ye teşekkürleri ile beraber, sıfır kilometre pahalı bir araba ve bir milyon dolar para yollamış...
Ancak, aradan birkaç ay geçtikten sonra, zengin Arabın bir kere daha ameliyat olması gerekmiş. Bunun üzerine, Doktorlar yine, Yahudi bağışçıyı aramışlar.
Yahudi de, bunun mükafatını daha önce, fazlasıyla gördüğü için, hay-hay demiş.
Böylece, Arap ikinci kez ameliyat olmuş. Ancak, bu defa kendisine kan veren Yahudi'ye bir teşekkür notu ile bir kutu "Şam baklavası" yollamış.
Önceki gibi, çok kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi, tabii buna çok bozulmuş. Kan verdiği Arap zenginine bir telefon açıp, neden bu kadar cimri davrandığını sormuş.
Arap ise, onun bu sorusuna kahkahalar atarak, şu cevabı vermiş:
'Şalom, gözümün nuru... Artık, benim de damarlarımda Yahudi kanı dolaşıyor!..'

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları