Girne Limanı da siyaset kurbanı!

Yayın Tarihi: 06/01/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Sevgili okurlar;

Eğer internet kullanıyorsanız lütfen boş bir vaktinizde Google'a girin.

Ve Kuzey Kıbrıs yazın.

Sayfa açıldıktan sonra, görseller kısmına tıklayın.

Şimdi sayın;

Açılan ilk sayfada tam 10 tane resim çıkacaktır karşınıza.

Bu 10 resimden 8 tanesinin Girne limanından görüntüler olacağını göreceksiniz.

Bu ne demektir?

KKTC'nin tanıtımında birinci sıradaki görsel nitelik taşıyan olgu Girne limanı ve dolayısıyla oradaki tarihi eser kapsamındaki değerlerdir.

Ülkeye gelen bilinçli turist önce internette sıkı bir araştırma yapar, adanın dört bir yerini ince elekten geçirir, sonra da ülkeye gelince buraları gezmeye başlar.

Siz en son Girne yat limanına ne zaman gittiniz bilmiyorum!

Ben son olarak yaklaşık 6 ay kadar önce gittim…

Sırf yurt dışından gelen misafirlerimi gezdireyim diye.

Ha keşke gitmez olaydık…

İnanın yerin dibine girdim, insanlara söyleyecek tek bir kelime bile bulamadım.

O günden bu yana da bir daha gitmedim ve büyük konuşmayayım ama gitmemek için de kendi kendime söz verdim.

Ta ki hem ülke insanını hem de ülkeye gelen turisti adam yerine koyan birileri çıksın ve oralara el atsın diye.

Geçenlerde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner'in yaptığı bir açıklamada bundan böyle orası için yetkinin kendilerinde olacağını duyunca inanın büyük bir sevinç duymuştum.

Hatta sayın bakan bu tarihi yerin uluslar arası bir özellik kazanması için söz verdiğini de hatırlarım.

Boşuna sevinmişim!

Dün de Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel ile konuştuk konuyu, o da en kısa zamanda ülke turizmine layık bir yer kazandıracaklarını bunun için tüm imkanlarını seferber edeceklerini söyledi.

Kafam iyice karıştı!

Ortada duran çok büyük bir sorun var ve hala yetki kimde belli değil.

İki bakanlık da ben de diyor, belediye olaya Fransız kalmış sadece bakıyor ve orada rezaletin daniskası tüm rezilliği ve pisliğiyle duruyor.

Limandaki yatlardan elektrik ve harç parasını alsalar önemli bir kaynak oluşacak ama kimsenin umurunda değil.

Tamamen sahipsiz bırakılmış, gönüllü 4 görevli ise artık bıkmış ve limana adım atmaz olmuş.

Daha da ilginç ve korkuncu ise Bayındırlık Bakanı Ersan Saner'in önceki günkü bir televizyon programında istihdam konusunda canlı yayına bağlanan bir kişiye cevabı;

"Gidin UBP Girne İlçe başkanlığına, istihdam sorununu hemen çözsünler…"

Yanlış okumadanız sevgili okurlar!

Siyasetin bu kadar kirlendiği bir süreçte Girne Limanı'nın temiz kalması mümkün mü acaba, sorarım sizlere?

Tüketici şikayeti:

"Hem param, hem zamanım gitti"

"Merhaba Levent bey,

Kızımın, kampanyadan yararlanıp almış olduğu netbooku, fanı bozulduğu için 2011 Şubat ayında KKTCELL'e tamir için verdim.

Sözleşme gereği de Ekim 2011'e dek ödemelerini yaptım, bu arada kullanmadığımız interneti de ödemiş olduk.

Şirket merkezine en az 7 kez gittiğim, defalarca telefonla aradığım halde, bu güne dek netbookun akıbetini öğrenemedim.

Tek söylenen "size geri döneceğiz". Sanırım işe polisi, avukatları vs karıştırmadan bu sorun çözülmeyecek.

KKTCELL hakkında bunları size bildirmek istedim, çünkü bu tür konularda yazdığınızı biliyorum. Benim hem param, hem zamanım gitti, hem de sinirim.

Saygılarımla,"
(Fügen HÜRAY
BRT Bayrak Türk Müziği Radyo Sorumlusu)



NOT: Fügen Hüray adlı okurumuzun şikayetini dün KKTCELL Genel Müdürü Dağhan Fellahoğlu'na ilettik ve yaptıkları araştırmada müşterinin haklı olduğu cevabını aldık.

Gecikmenin tamamen ilgili bilgisayar firmasından kaynaklandığını söyleyen KKTCELL yetkilileri Fügen hanımın mağduriyetini en kısa zamanda gidereceklerini ve kendisine yeni bir netbook ile bir yıllık ücretsiz internet kullanımı sağlayacaklarını bildirdiler.

Şirket yetkililerine hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ederiz.(L.Ö.)

Mesajım var:
DP 503 plakalı araç!

"Sayın Özadam;

Bir mesajım var köşenizde yayınlarsanız sevinirim:

DP 503 plakalı aracın saygısız sürücüsüne; trafik ışıklarında bekleyen bir sürü insanı enayi yerine koyup diğer şeritteki trafiği de engelleyerek, bekleyenlerin önüne geçen saygısız şahsiyeti kınıyorum.Teşekkürler..."

(Mediha Orun SARP)

Ayı

Çoban su kenarında koyunları otlatırken, bir ağacın altında bikini ile güneşlenen Fransız bir turist kadın görmüş.

Adam zaten uzun zamandır dağda, dayanamamış kadına tecavüz etmiş.

Ama ne tecavüz, defalarca.

Fransız turist soluğu Jandarma'da almış. Jandarma, çobanı yakalamış.

Getirmişler karakola ifadesini alıyorlarmış.

Fransız turist demiş ki:

- Böyle bir erkek! Ben asla görmedim, şikayetçi değilim ama benimle birlikte Fransa'ya gelirse…

Adam cevaplamış

- Ben nasıl gelirim? Koyunlar var, çoluk çocuk var, gelemem.

Kadın ısrar ediyormuş:

- Gelmezsen hapse atacaklar.

Adam sonunda:

- Benim bir kardeşim var, o bekâr, onu alıp götür.

Fransız turist sormuş:

- O da senin gibi mi? Yani güçlü kuvvetli bir erkek mi?

Çoban:

- Valla bilmiyorum ama 2 sene evvel bir ayıya tecavüz etmişti, ayı 2 senedir hala eve bal getirir...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları