Çevre katliamı burada, devlet nerede?
Sağlık politikası olmayan ve koltuğa oturan Sağlık Bakanlarının bile sistemsizlikten dem vurduğu bir ülkede yaşanan çevre felaketlerini kaleme almak ne kadar ilgi çekecek ve devleti harekete geçirecek bundan kuşku duymaktayız ama yine de pes etmemek ve en azından toplumun belli kesimlerini tetiklemek için görev ifa ediyoruz
Onun için bize gelen ihbarları elimizden geldiğince kamuoyuyla paylaşmak, üzerine ölü toprağı serpilmiş devlet birimlerini uyandırmaktır amacımız
Onun için biraz da inciterek başlayacak zorunlu olarak bu yazı
Hani şu meşhur Marsilya ziyareti var ya!
Merak ettim işte, Bakan Hamit Bakırcı ve ekibi görev geldikten sonra en son ne zaman Akdeniz köyünün sahillerine gittiler?
Ya da gittiler mi hiç!
Gittilerse gözlerine bir şeyler çarptı mı?
Orasının SİT alanı ve çevre koruma bölgesi olduğunu biliyorlar mı?
Ön yargılı olduğumdan ötürü kusuruma bakmasınlar ama orada durumlar hiç de iç açıcı değil!
Akdeniz köyü sahilleri SİT alanıdır ve kaplumbağaların yumurtlama merkezlerinden birisi olduğu için de çevre koruma bölgesidir
Bu tür bölgelerde yasaları çiğneyenler başka devletlerde olsa 'cinayet'le yargılanırlar ve biz de her zaman bir dost-ahbap bulunduğu için bir iki haberden sonra unutulur gider
Biz bir kez daha gündeme getirelim istedik;
Örneğin burada ki işletmenin tuvalet atıkları ve mutfak suları nereye gider?
Daha da önemlisi, tamamen yasak olmasına rağmen bu işletmenin sahibi nasıl olur ve kimden yetki alır da betonerme bir yapı inşa eder?
Bu arkadaş izin aldığını söylese de bu iznin sadece tuvalet yapımı ve soyunma kabini için olduğunu biz biliyoruz
Çevre Dairesi Müdürü Hasibe Kusetoğluları'na yönelttik bu konudaki sorularımızı
Şu açıklaması bile bizim için yeterlidir;
"Bu işletmenin beton dökme izni asla olamaz çünkü hem SİT alanıdır hem de çevre koruma bölgesidir "
Hasibe hanım buradaki durumu Girne Kaymakamlığı'na yazılı olarak bildirdiği halde şu ana kadar her hangi bir sonuç alınmamış
Buranın işletmecisi daha da öteye giderek kendini 'çevreci' ilan edip çevreyi katletmeye devam ediyor
Gelin de isyan etmeyin!
Sayın Hamit Bakırcı;
Sizden istirham ediyoruz, hani şu bayram tatilinde ekibinizle birlikte Marsiya'ya gitmiş ve önemli incelemelerde bulunmuştunuz ya
Lütfen bu hafta sonu da aynı ekiple birlikte Akdeniz köyü sahillerine bir çıkarma yapınız
Bu ülkenin ne babayiğitler yetiştirdiğini gözlerinizle görünüz
İşte o zaman Marsiyla faciasının toplum vicdanında açtığı yaralara biraz olsun merhem olabilirsiniz
Gözlerini para bürümüş!
İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay televizyonda vurguladı;
Cezaya düşmüş kişiler bir asgari ücret öderse geri dönebilecekler!
Varsa da yoksa para
Toplumun hassasiyetleri göz ardı edilmiş ve her şeyi para olarak gören ruhsuz bir zihniyetten öte değil
Paranın gözü çıksın!
Hulusi Manisoy ayıp etti!
Alayköy'ün sevilen başkanı Hulusi Manisoy bu kez öyle bir icraata imza attı ki herkesi şaşırttı
Alayköy Kültür ve Sanat Derneği'nin 4 yıldır düzenlediği ve geleneksel hale gele uluslar arası festivaline takoz koymaya çalışıyormuş
Peki neden?
Bu derneğin başkanı yerel seçimlerde kendisine rakip çıkan Ali Gürel olduğu için!
7 ülkeden onlarca ekip gelecek ama başkan bu kadar ilgisiz olacak hatta her zaman yapılan festival alanına izin vermeyecek
Yapma başkan!
Sen bu değilsin
UBP'li küskünler buluştu!
UBP Genel Başkanı her ne kadar yerel seçimlerden sonra yaptığı açıklamada 'başarılı olduk' dese de aksine partide bir küskünler ordusu yaratıldı
Parti disiplininin ayaklar altına alındığı bu seçimlerde bir çok partili kendi adayına oy vermedi hatta başka adaylara oy topladı!
Sonuçta parti yara aldı ve bu konuda ilk adım Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu'ndan geldi
Gönyeli'li küskünleri dün Eziç'te toplayıp bir yemek veren Faizoğlu bu önemli toplantıyı gizlemeye kalksa da bunu başaramadı
300 kişinin aynı yerde yemek yediği bir mekanda gizlilik mi olurmuş
Çevre konferansı
Konferans sırasında
arkadaş olan üç uzman birlikte tuvalete girerek ihtiyaç
gidermişler. İşini ilk bitiren ellerini yıkadıktan sonra
makineden peşpeşe kurulama kağıtları alıp ellerini kurulamış.
Tam 16 adet kağıt havlu harcamış. Arkadaşlarına dönmüş:
Ben ODTÜ mezunuyum, bizim okulda önce temizlik ögretilir.
İşini
ikinci bitiren tek bir kağıt havlu çekmiş ve elini kurulamış ve
diğerlerine dönmüş:
- Ben Bilkent mezunuyum,bize okulda çevreciligi öğrettiler. Çok kağıt harcamak çevreye zararlıdır?
Üçüncü kişi ne ellerini yıkamış, ne kağıt almış. Kendisine şaşkın şaşkın bakan arkadaşlarına dönmüş:
- Ben Boğaziçi mezunuyum, biz elimize işemeyiz!
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.