Ahmet Gülle diyor ki...

Yayın Tarihi: 26/09/14 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Düşünün bir kere;

Günlük köşe yazınızı yazmış akşam bir restorana gitmiş yorgunluk çıkarıyorsunuz...

Yazınız sağlıkla ilgili ve Sağlık Bakanı da ailesiyle hemen yanıbaşınızdaki masada yemek yiyor...

Ertesi günü çıkacak yazıda da onu ve bir takım yanlış icraatlarını eleştirmişsiniz...

İnsan olarak, kişilik olarak sevdiğiniz bir kişilik ama konumu bakan olunca ve bir takım yanlış icraatlar olunca sevgimiz elbetet eksilmiyor sadece biraz kızgınlık duyuyoruz...

Bu gibi durumlarda hep içimden şu geçmiştir, 'ha keşke hiç bakan olmasaydın da bu kadar okkanın altına girmeyip biz de senin için olumsuz yazı yazmasaydık' diye...

Sağlık Bakanı Ahmet Gülle de benim için onlardan birisidir...

Çok bir hukukum olmasa da temiz ve dürüst bir insan olduğuna inandım hep, siyaset hayatında...

"Devlet hastanesinde istihdam rezaleti" başlıklı üç gün önce yazdığımız yazıya sağolsun hassasiyet gösterip cevap vermiş...

Sayın Bakan yazının hemen başında diyor ki 'tecrübeli bir gazeteciden beklenmedik şekilde konularla ilgili belgi almadan ve konuları bütünsel olarak değerlendirmeden bir yorumda bulundunuz..."

Elbette bu görüşe saygı duyarım, ama kabul etmem mümkün değildir...

Eğer bir temizlik şirketi kanalıyla devlete istihdam yapılmasına onun gönlü razı oluyorsa da kusuruma bakmasın ama saygı da duyamam...

Biz, UBP döneminde yapılan hak ve adaletten yoksun bütün istihdamara nasıl karşı çıkıp en ağır yazıları yazdıysak, CTP de iktidara geldikten sonra ayın hataları yapıyorsa eleştiririz, hak ve adalet isteriz...

Zira inancımız şudur ki kim hükümette olursa olsun devlette istihdam edilmek bütün gençlerimizin hakkıdır ve haksız rekabeti sağlayanlar ise siyasilerden başkası değildir...

Yok eğer Sayın Bakan bana hastaneye istihdam edilirken 'şu kişiyi sınav yaptık, mülakata soktuk, diplomasına baktık' derse ben de o zaman kalemimi kırar mesleği de anında bırakırım...

Onun için Sayın bakanın dediği gibi o yazı aksine çok ciddi bir araştırmanın ürünüdür...

İçimi döktükten sonra, söz sırası şimdi Sayın Gülle'de:

...

"Sayın Levent Özadam,

Köşenizde önce bir okuyucu mektubu, ardındansa tecrübeli bir gazeteciden beklenmedik şekilde konularla ilgili bilgi almadan ve konuları bütünsel olarak değerlendirmeden bir yorumda bulundunuz.

Bu yorumları yapmadan önce, en azından sisteme yönelik düşüncelerimi bilmenizden hareketle bir görüş sormanızı beklerdim. Bunun yapılmamış olması beni, bilgilendirme yapma zorunluluğunda bırakmıştır.

Sağlık, ne yazık ki, yıllardır ötelenen sorunlarıyla büyük oranda bir problem yumağı haline gelmiştir.

Herkes, sağlığın öncelikli olduğunu söylemesine rağmen gerçekte, uygulamalarda ne yazık ki son sıraya konulmuştur.

Bugün Sağlık Bakanlığı, bakanlıklar içerisinde en fazla personel sıkıntısı çekilen, yapılan geçici personel uygulamalarıyla, sorunları içinden çıkılmaz hale getirilen ve koalisyon görüşmelerinde hiçbir tarafın almayı istemediği bir bakanlık haline gelmiştir.

Hükümete geldiğimiz andan itibaren sağlıkta sisteme yönelik yaptığımız çalışmalarımızı izlediğinizi tahmin ediyorum.

Sistemin bütününe yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Göreve geldiğimizde, önemli personel gereksinimlerine rağmen, yıllardır yeterli personel alınmadığını, kitabet kadrolarımızın uzun yıllardır açılmadığını, hele 2013 yılı içerisinde UBP kurultayı istihdamları ile alınan niteliksiz elemanlarla, sağlığın tamamen atıl bırakıldığını, hemşire eksikliği nedeniyle göstermelik olarak açılıp ve anında kapatılan servisler olduğunu gördük, hatta hekimlerin bile hizmet alımı şeklinde çalıştırıldığını fark ettik.

İnsana, emeğe ve hastaya saygılı, kaliteli sağlık hizmeti hedefleyen, hasta odaklı organize edilmiş sağlık çalışanlarının da, hastaların da memnun olacağı verimlilik temelinde ve gelişime açık bir sağlık vizyonu ortaya koyduk. Bu vizyonumuzla, tüm sağlık paydaşlarıyla işbirliği içerisinde ancak sorunun büyüklüğü ne olursa olsun kararlılıkla, katılımcılık demokratiklik ilkelerimiz, hakkaniyet ve adalet değerlerimizden asla taviz vermeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sürdürmeye de devam edeceğiz.

İlk iş olarak, hizmet alımı şeklinde çalıştırılan 14 hekimimizi sözleşmeli kadroya geçirdik. Meclisteki tüm partiler artık, geçici memur istihdam edilmemesi kararı alırken, sadece hemşireler için geçici istihdam yapılabileceği konusunda mutabakata varmıştır.

Geçiciler sorununu büyütmeme adına 40 yeni hemşire alma yetkimizi, tamamen Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla kullandık. Bu sayede yaklaşık 95 hemşiremizi kadroluyoruz. Bunlardan yaklaşık 55 âdeti geçici statüde çalışıyordu.

Kadro açılmasındaki en büyük engel olan teşkilat şemalarını güncellemeye yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.

Devletin bütçesinin kısıtlamalarının da farkında olarak ancak, imkânlarımızı en rasyonel şekilde kullanarak sorunlarımızı aşacağız.

2000 yılından itibaren, sağlıkta bir kısım hizmetler, hizmet alımı şeklinde yapılmaktadır. Bu uygulamalar kadrolu elemanlarca yeterince efektif verilemeyen ve tercih edilmeyen görevlerin, hizmet alımı şeklinde sürdürülmesi kararıdır.

Bundan hareketle, temizlik, güvenlik, yemekhane ve çamaşırhane gibi hizmetler, hizmet alımı modeliyle sürdürülmektedir. O dönemde de çok tartışılan bu kararlar, kanımca da doğru kararlardır. Talep olunmayan, işe girdikten sonra başka bir yere görevlendirilmek için her yolun denendiği bu alanlarda hizmet alımı yapılması, doğru bir karardır. Ancak burada yapılması gereken, bu hizmet alımı firmalarının, çalışanlarının hakları gözetilecek şekilde gerekli kontrol ve denetim mekanizmaları geliştirilerek, düzenlemeler yapılmasıdır.

Bunu gerçekleştirme hedefimizin olduğunu herkesin bilmesinde fayda vardır. 2009 yılından beri bu hizmet alımlarında görev alanların bir kısmı, hastanelerin acil ihtiyaç duyduğu bazı alanlarda çalıştırılmışlardır.

Bu konuyu çözmek adına, personel ihtiyacını karşılamak amacıyla, ilgili daireye (Personel Dairesi) gerekli taleplerimizi ilettik. Bu konudaki girişimlerimiz devam etmektedir.

Tıpkı hekimler ve hemşirelerin konularında olduğu gibi bu konuda da, aynı vizyon, değerler ve ilkelerimizle hareket edeceğimizin bilinmesini istiyorum.

Bütün yılların birikmiş sorunlarının bir yılda çözülemeyeceğinin takdir edilmesini ancak sorunlar ne derece büyük olursa olsun kararlıkla mücadele edeceğimizi vurgulamak istiyorum…"

Dr. Ahmet GÜLLE

Sağlık Bakanı

Gerdek

Köyde adetmiş, gerdek gecesinde kız bakire ise damat pencereden bir el ateş edermiş. Temel de bir gün evlenmiş ve geceleyin gerdeğe girmiş. Tüm köy halkı gece silah sesini beklemiş ve silah sesini duyduktan sonra rahatlamış.Ertesi gün erkekler Temeli tebrik etmişler ve gece olunca Temel tekrar göğsü kabarık şekilde karısıyla yatağa girmiş.Bir süre sonra Temelin evinden birkaç silah sesi gelmiş.Köy halkı hemen Temelin evine girmiş ve gelini kanlar içerisinde yatakta ölü bulmuşlar. Temeli yakalayıp karısını niye vurduğunu sormuşlar. Temel yanıtlamış:

- Bakire değildi".

Ahali sormuş:

- Oğlum daha dün bakire diye gerdek gecesinde silah sıkmadın mı?

Temel yanıtlamış:

- Dün gece bakireydi, bu gece değil.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları