Müdür faciası!

Yayın Tarihi: 21/11/14 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Serdar Denktaş tuttuğu adamı tutar, sonuna kadar yanında yer alır, tutmayıp sevmediyse de hayat boyu sevmez, bunu da hiç saklamaz…

Yudum Mişon'u o makama oturtmayı kafasına koydu ve yaptı da…

Gerekçe olarak da iyi bir partili olmasını değil bir bet salonunda uzun bir süre yöneticilik yaptığını gösterdi…

Bu kararla çok kişiyi özellikle de spor camiasının büyük bir kısmını karşısına aldı ama bunun bir bedeli olduğunu da bildiğinden riske girdi ve zaten risk de onun için bir yaşam biçimi!

Biz geçen gün ne yazmıştık?

Devlet piyangosunun her çekilişte büyük ikramiye dağıtmadığından dolayı halkın gözünde güvenini yitirdiğini, bu nedenle satışların da hızla düştüğünü ifade etmeye çalıştık…

Çünkü bu yöndeki görüşler bizim değil gerçekte piyango satıcılarının görüşü ve şikayeti idi…

Bize göre bilet alan vatandaş devletin birimi tarafından ahmak yerine konuluyordu!

Yudum hanım bunu inkar etti!

"Devlet halkını ahmak yerine koymaz' dedi…

Allahın bildiğini kuldan saklamaya çalıştı…

Kendi tercihidir…

Hem bizim, hem piyango satıcılarının hem de vatandaşın devlet piyangosuna olan tepkisi artarken bu kez de bir panik içinde gitti bir gazetemize acemice açıklamalar yaparak bakkal dükkanı benzetmesi yaptı…

Bununla yetinmedi, çalışanlara hakaret edercesine bilmem kaç kamyon pislik attığını ekledi ve zaten olan da oldu…

Sendika haklı olarak tepkisini otaya koydu ve Mişon'u özür dilemeye çağırdı…

Diler ya dilemez o da kendi bileceği bir iş!

Serdar Denktaş'a dönersek;

"Ben yaptım oldu bitti" mantığı ile devletin bir dairesine keyfi bir şekilde müdür atarsanız olacağı da buydu…

Bu bir müdür faciasıdır ve bunun sorumlusu da ta kendisidir!

Biliriz inatçıdır ve tükürdüğünü yalamaz ama böyle bir talihsiz atama da gün gelir karşısına çıkar ve hem kendisin hem de partisi zor durumda kalır…

Ayrıca şunu da bilmelidir ki bir bet salonunda iyi bir idareci olanın, devletin her hangi bir biriminde başarılı olması gibi bir kaide de yoktur…

Dış temsilcilikler ne işe yarar?

Barones Meral Hüseyin Ece yılların kangren haline gelmiş bir gerçeğini yüzümüze vurdu;

Londra'da Rum lobicilerin İngiliz milletvekillerini sürekli ziyaret edip baskı kurduğunu söylerken, Kıbrıslı Türklerde böyle bir faaliyetleri hiç görmediğini ifade etti!

Sayın Ece ağzına sağlık senin!

Sadece Londra mı?

KKTC'nin dış temsilciliklerine her yıl yenileri ekleniyor da bunların görevi ne bilen yok!

Benim tek bildiğim buradan dış ülkelere yapılan ziyaretlere onlar eşlik etmek, gezdirmek, yedirip içirmek…

Ve bunun için tonlarla para alıyorlar!

Lobicilik kim biz kim Allah aşkına…

Elektrik ucuzlar mı?

KIB-TEK yetkilileri yaptıkları açıklamalarda elektriğin ucuzlayabileceğini söylemeye başladılar…

Peki nasıl olacak bu ucuzlama?

Fatura tahsilatı yüzde 95'leri bulursa ucuzlayacakmış!

İşte acı bir gerçek daha…

Demek ki zamların asıl nedeni akaryakıt artışları filan değil, zaten öyle olsa dünya petrol fiyatları yüzde 35 ucuzlamışken biz de bu indirimden yararlanırdık…

Öyleyse tahsilatların oranı çok düşük ve ödemeyenler o kadar fazla ki bunun da bedeli halka ödettiriliyor…

Elektrik tahsilatı bile yapamayan ve bunu itiraf eden başka bir devlet daha var mıdır acaba?




Alışkanlık...

Genç adam evlenmişti.

Ertesi gün arkadaşlarından birine rastladı.

Nasıl geçti? diye sordu arkadaşı.

Sorma birader dedi, damat üzüntüyle başını sallayarak.

Feci bir şey oldu.

Ne oldu?

Gece gayet iyi geçti.

Sabahleyin kalkınca nerede olduğumu hatırlayamadım.

Bekarlıktan kalma alışkanlıkla karımın eline para tutuşturup gitmeye kalktım.

Deme, peki karın yaptı?

O da uyku sersemliğiyle kalkıp paranın üzerini geri verdi...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları