"YAGA başını kuma gömdü!"

Yayın Tarihi: 02/02/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Ayşe Dönmezer'in kulakları çınlasın;

YAGA'yı kurarken büyük bir heyecan içindeki ilk basın toplantısına katılmıştım.

Şu sözleri hala kulaklarımda;

"KKTC'ye yatırım yapacak olanlar artık bürokrasi ile uğraşmayacaklar…"

Çok eleştirilen CTP-ÖRP hükümet döneminin eseriydi YAGA'nın kuruluşu…

Kulağa da ne kadar hoş geliyor değil mi?

Yatırımcı gelecek buraya milyonlar akıtacak ve bütün bürokratik işleri YAGA üstlenecek…

İlk başlarda da fena çalışmadı ajans…

Sonra çok erken saptı amacından, siyasilerin oyuncağı haline geldi…

Ya da istihdam merkezi!

Şu andaki tablo şudur;

KKTC'de gelen yatırımcı geldiğinden bin pişman!

Bir çoğu kaçmak için fırsat kolluyor, yeni gelmek isteyenler ise küçük bir araştırmayla YAGA'nın hiç bir işe yaramadığını öğreniyor…

Geçenlerde YAGA konusunda Başbakan Yorgancıoğlu'na gönderdiğimiz bir mesaj burada yatırım yapan bir işletmenin genel müdürünün ilgisini çekmiş, yaşanan sıkıntıları kaleme almış ve bizimle paylaşmış…

"Sayın Levent Özadam,

29 Ocak Perşembe günü mesaj köşenizden, Başbakan Yorgancıoğlu'na ilettiğiniz mesajdaki

tespitinizin doğru olduğunu belirtmek isterim. Bu bağlamda yatırımcı gözüyle, bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum.

Belki biraz iddialı olacak ama devletimizin hiçbir kurumu maalesef istenilen kalitede hizmet

verememektedir. Kurumlar arası iletişim eksikliği yanında, birbiriyle çelişen yasalar/tüzükler vardır.

Kendi içimizdeki tüm problemlerin yanında, ambargolar altında olan, direk uçuşların olmadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yabancı sermayeli yatırımcıların gelmesini beklemek biraz saflık olur düşüncesindeyim.

Normal şartlarda, dünyanın en güzel sahillerine ve iklimine sahip güzel adamıza, tüm dünyadan yatırımcıların yatırım yapmak maksadıyla hükümetlerin kapılarını aşındırması gerekirdi.

Bugün itibariyle sanayide bir elin parmaklarını geçmeyecek yabancı yatırımcı gelmiştir. Turizmde ise 5 yıldızlı yabancı otel yatırımcısı 5-6 tanedir. Bu yatırımcılar da koşarak buraya gelmemişlerdir.

Yatırımcı için en büyük tuzak," gelin size yer veriyoruz, teşvik veriyoruz" deyip, yatırımcıyı buradaki bürokrasi ve kurumlar arası kaosun içine çekmektedir. Yatırımcı bürokrasi içinde boğulmaktadır. Ve zar zor gelen bu yatırımcılar geldiklerine bin pişman olmaktadır.

Güneşin ve rüzgarın bol olduğu ülkemizde hala daha alternatif enerjiye geçmek için ilgili yasalar yapılamamıştır. Turizm yatırım bölgesi ilan edilen yerlere devletten gelmesi gereken hizmetle planlamalar yapılmadan yatırımcılar yatırımlarını yapmak üzere davet edilmiştir. Gelen yabancı yatırımcılar, iş süreçleri boyunca bir daireden diğer daireye süründürülmüştür.

Hiç abartmadan, mütevazi şekilde anlattığım bu trajikomik olayları sonlandırma ümidiyle, 2008 yılında CTP?ÖRP hükümeti döneminde, yatırımcıları ülkemize çekebilmek için YAGA kuruldu.

Yasada YAGA'nın amacı şöyle geçmektedir;

" Ülkenin ekonomik kalkınmasında gereksinim duyulan yatırımların artırılması için yatırım yapılmasını özendirmeye yönelik yatırımı yönlendirme ve tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması, yatırım ikliminin iyileştirilmesine katkı sağlanması ve yatırımların doğru ve etkin yapılabilmesi maksadıyla" kurulmuştur.

YAGA direktörü müthiş yetkilendirilmiş ve müsteşar pozisyonuna oturtulmuştur. Yatırımcının herhangi bir dairede işi zora girmiş ise o daireye müdahale yetkisi bile

verilmiştir.

Dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde mevcut olan bu sistem, tüm yatırımcıları ümitlendirmişken maalesef YAGA işlevsellik kazanamamış ve mevcut hantal bürokrasi, bu kurumun da eklenmesiyle daha da hantallaşmıştır.

Bunun nedeni YAGA'nın gerekli gördüğü kurumlara müdahale etme yetkisi ve yasada kendisine tanınan işin takibi, diğer bakanlıklara bağlı kurumların hoşuna gitmemiştir. Kurumlar statükolarını (kendi cumhuriyetlerini) korumak adına YAGA'nın

müdahalelerine sert tepki göstermişlerdir. Mevcut düzenlerinin bozulmasından korkmuşlardır. Bu süreçte maalesef, Başbakanlık ve Başbakanlığa bağlı YAGA kafasını kuma gömmüştür. YAGA'nın kurulması aşamasında ümitlenen yatırımcılar bir hayal kırıklığı daha yaşamıştır…"




Sosis

Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış. Ancak oğlan salak olduğu için hiç bir işi beceremiyormuş. Babası ona ne iş bulduysa hepsini elini yüzüne bulaştırmış berbat etmiş. En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş. Çocuğunu elinden tutup, bari işi öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş.

- "Bak oğlum" demiş. "Buradan böyle öküzü yolluyorsun... Aha diğer taraftan sosis olarak çıkıyor, bu kadar basit anladın mı?". Çocuk dinlemeden başını sallamış, sallamış ta... sonra babasının yüzüne salak salak bakmış ve;

- "Peki buba, buradan sosisi goysak, öteki taraftan öküz olarak çukar mu ?" diye merakla sormuş. Babası hemen cevaplamış:

- "Maalesef evladım, o teknoloji bir tek senin ananda var..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları