"Bu gömlek size büyük mü Sibel hanım?"

Yayın Tarihi: 16/02/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Çok erken başlayan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci…

Erken başlayınca da heyecanın her geçen düştüğü, bıkkınlık yarattığı bir kamuoyu ve yorgun adaylar ortaya çıkardı…

Sibel Siber'in adaylığının başlangıcı da tartışmalı olunca kafalarda pek çok soru işaretleri oluşuyor…

CTP gerçekten de Sibel hanıma tam bir destek veriyor mu?

Bıyıklı-bıyıksız kavgasında seçimlere özel bir ateş kes imzalandı mı?

DP'nin kurucularından olan Sibel Siber'in adaylığını parti tabanı ne kadar hazmedebildi?

Son genel seçimlerde karma oylarda rekor kırarak milletvekili seçilen Sibel hanımın parti dışından alacağı oylar ne kadar olacak?

Falan da filan…

CTP'nin Cumhurbaşkanlığına ilişkin gazete ilanları erken başlayınca aklımdan geçen tek soru şu oldu;

Acaba can havliyle böyle bir karar mı alındı?

Bir adım önde başlayıp, diğer adaylar ile aradaki fark mı kapatılmak istendi?

İyi de bu gazete ilanları gerçekten işe yarıyor mu?

Yoksa aksine tartışma konusu olup Sibel hanım daha fazla mı yıpranıyor?

Ya da bu kadar tartışılması onun için bir avantaj mı?

Çünkü özellikle de CTP'li bazı meslektaşlar hep şöyle yorumlarda bulunuyor;

"Tartışılmak iyidir, reklamın iyisi kötüsü olmaz…"

Bunu yürekten mi söylüyorlar yoksa gerçek düşünceleri öyle değil mi?

Şimdi sormak isterim;

Erken başlayan gazete ilanları ne kadar etkili oluyor?

Ben kendi adıma konuşacak olursam etkilenmiyorum aksine bolca eleştirecek şey buluyorum!

Geçenlerde de yazmıştım, gazetelerde öyle ilanlar yayınlanıyor ki sanki de CTP iktidar değil bir muhalefet partisi…

Sibel hanım da muhalefet partisinin Cumhurbaşkanı adayı…

Çünkü sistem ve siyaset o kadar çok eleştiriliyor ki, bu da bize 'peki iktidarda olan bir CTP niçin bu sorunlara köklü çözümler getirmiyor' sorusunu gündeme getiriyor…

Bunların başarısız olmasının tek nedeni var;

Gazete ilanlarının Türkiye'den gelen bir şirket tarafından hazırlanması, Kıbrıslı ruhunun bu ilanla katılmaması…

Oysa hala bizde kasaba politikaları hakim ve öyle bilinç altına konulmak istenenler, istemekle bilinç altına girmiyor…

İnancım o ki, bu kampanya yerli bir şirket tarafından yönetilseydi çok daha başarılı olur, böylelikle de Sibel hanım siyaset arenasında timsahların önüne atılmazdı…

Onun için başlangıç olarak bir fiyasko yaşandı diyebiliriz, hem de gönül rahatlığıyla!

Geçtiğimiz hafta içinde ziyarete gelen Sibel hanımla yaklaşık 1.5 saat sohbet ettik, bazı sorulara cevap aradık.

Kamuoyunda en fazla konuşulan konuları süzgecimizden geçirdikten sonra da ilk sorumuz şu oldu;

"Bu gömlek size biraz büyük mü acaba Sibel hanım?"

Bu sorunun tek sebebi var o da şu anda siyasi kulislerde Sibel hanım için getirilen eleştirilerin başında bu soru geliyor…

Önce iyi bir insan, iyi bir anne, iyi bir doktor, iyi bir milletvekili, iyi geçen kısa da olsa bir Başbakanlık dönemi, ardından gelen Meclis başkanlığı…

Buraya kadar hep iyi…

Ya bundan sonra?

Cumhurbaşkanlığı gömleği Sibel hanıma gerçekten yakışacak mı?

Bu makamın getirdiği sorumluluğu yeteri kadar başarıyla yürütecek mi?

Daha da açık yazalım;

Kıbrıs sorununu ne kadar biliyor?

Bu sorulara cevap verirken dikkat ettik daha çok şu anki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'na yüklenmeyi tercih etti…

Anastasiadis'in masadan kaçma olayını ortaya attı ve şu soruyu sordu;

"Biz olsak Anastasiadis masadan kaçar mıydı?"

Sibel hanım kaçmayacağını düşünüyordu çünkü ona göre Derviş bey dış dünyada yoktu, bu nedenle bir baskı unsuru yaratamamıştı…

Yine Annan Planı'na 'hayır' dediği için dünyada 'uzlaşma istemeyen' bir liderdi bu da Kıbrıs Türk toplumu için bir avantaj değildi…

Sonra tezini güçlendirmek için şöyle devam etti;

"Talat'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde çözüm çabası vardı, imajımız çözümcü idi, barış dili konuşan bir toplum durumundaydık, sıkça ABD'ye gidip kendin bahsettiriyordu…"

Sırf alınıp gücenmesin diye şu soruyu kendisine sormadım;

"İyi de o zaman niçin Talat değil de siz aday oldunuz?"

Yerinde bir soruydu değil mi?

Ha keşke sorsaydım…

Bir kere şunu vurgulamakta yarar var;

Yarın seçim olsa ve kamuoyu araştırmaları da doğru çıksa, CTP'lilerin yüzde 35'i Sibel Sibel'e oy vermeyecek…

Eminim ki Sibel hanım da bunu biliyor ve seçimlerde diğer adaylara göre çok daha fazla çalışması gerek…

Allahtan daha seçimlere iki ay kadar bir süre var ve CTP'li muhalifleri kendine çevirmek için önünde uzun bir zaman var…

Şu anda da ipleri eline almak için daha fazla otorite kurmaya çalışıyor, bunda da başarılı oluyor ve parti dışında da organizasyonlar düzenleyerek çapraz bir çalışma yapıyor…

Hemen her hafta ayrı bir anket, birebir görüşmeler, sektörlerden aldığı destek artıyor…

Sonuçta;

Sibel Siber, Cumhurbaşkanlığı gömleğinin büyük ya da küçük sorununu düşünmüyor bile…

Kendine güvenen ve 'ben cesurum' imajı veren bir yolda gidiyor…

Partilisi yeteri kadar çalışsa, karma oylarının da avantajıyla ikinci tura kalması zor olmaz!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları