Çatır çatır ikinci iş!

Sonay Adem'in sert çıkışlarına bayılıyorum…

Sözünü dudaktan esirgemeyen ender politikacılar arasında gördüm hep kendisini…

Çoğu saptaması da doğru ama tek iddia ettiği konuların peşinden gitmemesi eksik yanı!

Belki şu an milletvekili değil ama partisinde birçok vekilden daha etkili bir isim…

Birkaç gün önce Ada TV'de önemli saptamalarda bulundu dün de açıklamaları basında yer aldı…

Diyor ki Sonay Adem;

"Sabah devlette çalışıyorlar öğlen de özelde…"

Doğruya doğru ama bir de bunu isimlerle açıklasa çok daha anlamlı ve yararlı olacak…

…

Bakın sizlere ikinci iş konusunda çok güzel bir örnek vereyim;

Hem bu örnek sabah devlette öğlen özelde değil!

Devlette çalışan bir anestesizt düşünün…

Sabah devlet hastanesinde ameliyata giriyor ve hastayı uyutuyor…

Ameliyat işlemi sırasında telefon geliyor ve hasta uyurken koşa koşa özel hastanedeki ameliyata gidiyor ve orada ameliyat olan başka bir hastayı uyutuyor!

Sonra yine devlete gidiyor ve hastanın uyanmasını bekliyor…

Oradan özele koşturuyor!

Yani Sonay beyin dediği gibi bu işler sabah ve öğlen olmuyor, sadece sabah diliminde gerçekleşiyor…

…

Bu ikinci iş konusu ne bu hükümet döneminin konusu ne öncekinin…

Yıllardan beridir böyle gelmiş böyle gidiyor misali!

Kimse arı kovanına parmağını sokmak istemiyor çünkü dertleri sağlıkta sistem ve kurallar değil cep doldurma meselesi!

Siyasetteki gayleler de cabası…

Alın daha iki gün önce bana yapılan başka bir ihbar;

Vatandaşın birisi hastanenin acil servisine gider ve rahatsızlığını bildirir…

Hastalar çok yoğundur ve bir şekilde nöbetçi doktora ulaşır, doktor kendisini ön sıraya alır ve tedavi olduktan sonra klinikte genel bir bakım için anlaşılır…

Hasta durumu bana şikayet etti ve doktorun da ismini verdi ama 'ismimi yazmayın' diye tutturunca kızdım ve yazmadım!

Çıkar da ortaya ismiyle ve cismiyle şikayette bulunursa doktorun ismini hiç çekinmeden yazıp deşifre edeceğim, bekliyorum…

…

K.T.Serbest Çalışan Hekimler Birliği bir süredir özelde de çalışan devlet doktorlar konusunu mahkemeye taşıdı…

Devleti temsil eden Başsavcılık bu işte kaybedeceğini anlayınca davadan geri çekildi!

Başsavcılık haklıydı çünkü yasaları çiğneyen Sağlık Bakanlığı'nı savunamazdı…

Şimdi bakanlığın avukatları davaya bakıyormuş ve yaz sonuna doğru dava sonuçlanacak!

Belki de bu dava sonucu ikinci iş konusunda bir dönüm noktası olmaya adaydır…

Oradan çıkacak olan sonuç diğer sektörlere ed sıçrayacaktır ki olması gereken de budur…

Peki bu mahkeme olayından sonra Sağlık Bakanı Ahmet Gülle nasıl bir açıklama yapmıştı hatırlayınız;

"Dava geri çekilmelidir çünkü sektörde huzursuzluk yaşanmaya başladı!"

Eski bir CTP'li bakan ikinci iş konusunda suç duyurusunda bulunurken, halen bakan olan bir başka CTP'li ise davanın geri çekilmesini istiyor…

Ne tuhaf bir durum değil mi?

…

Devlette çalışıp devletten ödenen birçok doktor herkes biliyor ki özel sektörde de çalışıyor;

Kendi kliniği olan var, başkasının yanında çalışan var hastane sahibi ve ortağı olan var!

Var da var yani!

Bunların kim oldukları da biliniyor ama bunların isimlerinin deşifre edilmesini sağlayan kimse yok!

Örneğin Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Remzi Gardiyanoğlu ve ekibi…

İkinci iş yapan bütün doktorları biliyorlar ve ellerinde liste var onun için de zaten olayı mahkemeye götürdüler…

Birkaç kez listeyi bana yayınlamak üzere vermelerini istedim ama olumlu yanıt alamadım!

Belki de yargı sürecinde olduğu için çekinmiş de olabilirler diye düşünüyorum…

…

Sonuçta bu ülkenin en büyük sorunlarının başında gelmektedir ikinci iş olayı;

Tabi ki sadece doktorlarla sınırlı değil!

Öğretmenleri unutmamak lazım…

Devletin okullarında ilgisiz olup da özel dershanelerde öğrenci avı yapıp onları dereceye sokan öğretmenler…

Ve neredeyse bütün devlet dairelerinde ikinci iş yapan, sistemdeki boşluktan yararlanan inlerce kişi…

Çatır çatır ikinci iş yapmaya da devam edecekler!

Onun için bizim ülkede işsizlik sorunu yoktur…

İkinci iş vakası vardır!

Talat'ın sorumluluğu büyük!

Herkesin ayrı bir derdi var ülkede…

Hele de siyaset icra edenlerin!

DP'nin içine bakıyorsunuz gözler Talat'ta…

Olası bir hükümette yer alacaklar mı almayacaklar mı?

Koltuklar gidecek mi gitmeyecek mi…

UBP de ona keza;

Herkes bakan hayaliyle yatıp kalkıyor, kendini bakan ve müsteşar olarak ilan edenler bile var!

Sayın Talat ise gayet soğuk kanlı ve bu işi aceleye getirmeyeceğe benziyor…

Doğrusu bu çünkü sıradan bir hükümet kurmak istemiyor!

Sütten ağzı yandığı içindir sanırız…

Sayın Talat'a önerimizdir;

Kuracağı hükümet kimle olursa olsun yolsuzlukların üzerine gitmeyecekse hiçbir anlam ifade etmez!

Kendisinin hangi kurumda nasıl yolsuzluklar olduğunu bildiğinden eminiz çünkü liste masasında duruyor, hem de isim isim miktar miktar…

İkinci Cumhurbaşkanı sıfatını bırakıp CTP Genel Başkanlığına inmeyi bile göz önüne aldığına göre çok değişik modeliyle kamuoyunun önüne çıkması şarttır…

Aksi halde gitsin devletin kendine tahsis ettiği binada otursun deriz!