Barışı en çok asker ister!

Yayın Tarihi: 01/08/15 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

İçilen kahve ve zivaniyalar, ardından verilen barış mesajları ve şimdi eskisine oranla barışa çok daha yakın olduğumuza dair umut veren açıklamalar…

Hepsi güzel, hepsi kulağa hoş gelen söylemler!

Kim istemez ki adada artık, kimine göre bir barış bize göre ise bir çözüm olmasını…

İstemeyenin mutlaka başka bir hesabı vardır, bundan emin olunuz!

Ya o kadar çok Rum malının üzerinde oturmaktadır ki bunun gideceği endişesine düşmüştür ya da bunu haksız yollardan ganimet düzeninden edinmiştir, kıyamaz elinden kayıp gitmesine!

Aslıda bunları isim isim verip deşifre etmek ve hesap sormak gerekir ama bizim zaten en büyük eksiğimiz yıllardan beridir yapanın yanına kalmasıdır…

Ve artık bu bir gelenek haline gelmiştir!

Acı ama gerçek…

Benim üzüldüğüm şudur;

Öyle bir kesim var ki içimizde Kıbrıs'ta barış olsun da nasıl olursa olsun zihniyetinde!

Çünkü barış olursa Türkiye buradan elini çekecek, asker gidecek ve her şey toz pembe bir hal alacak…

Geçmiş Türkiye hükümetlerinin burada bir çok yanlışı olmadı mı elbette oldu, özellikle iç siyasete ve halkın iradesine müdahale edildiğine çok şahit olduk, görüşleri nedeniyle itelenen, dışlanan ve 'hain' ilan edilen kesimler de oldu…

Ama tarih gösterdi ki geçmişte 'hain' damgası yiyenlerin birçoğu değil hain, en milliyetçiyim diyenden daha fazla çıktı memleketine…

Hoş şimdi geçmişi yargılasak ne işe yarayacak o da ayrı bir konu!

Askere gelince;

Bugün 39'uncu yılına girecek olan GKK'ya şimdiye dek birçok eleştiri yapıldı…

Doğru olanı da vardı olmayanı da!

Ama öyle kırıcı söylem ve açıklamalar, doğru olmayan suçlamalar yapıldı ki başka bir kurum olsa çoktan kepengi kapatır çekip giderdi!

Ama işte askerin öyle bir lüksü yok bu ülkede…

Görevi bir çözüm olana kadar burada kendine verilen güvenlik görevini yapmak ve şartlar olgunlaştığında da elbette geldiği gibi gitmek…

Zaten başka da bir iddiaları yok!

Ayrıca;

Emin olunuz ki dünyanın neresinde olursa olsun bir ülkede barış olmasını öncelikle asker ister…

Evet eğitimlidir, donanımlıdır ve silah eğitimi alır ve savaş denildiğinde cephededir ama onlar başka bir dünyanın insanı değil, yine içimizden birileridir…

Belki biraz klasik kaçacak ama;

Biz yatağımızda rahat yatarken onlar nöbettedir…

Biz tatil yaparken, onlar eğitimdedir…

Biz klimalar altında serinlerken onlar güneşin altında içtimadadır…

Ama çok daha önemlisi onlar aslında bizdir, biz de onlar!

39'ncu şeref yılı kutlu olsun…

İyi ki varsınız ve olmaya da devam edeceksiniz…

Ta ki ülkede gerçek ve kalıcı bir çözüme ulaşıncaya kadar.

Yazık oluyor bu binaya!

Ülke turizm adası, buna bir sözümüz yok…

Eşsiz güzellikleriyle birçok ülkede olmayan ayrıcalığa sahibiz.

Gelin görün ki turizm ülkesinde olmayan görüntülerle karşıya kalıyoruz…

Salamis Otel'in hemen yanı başında yıllardan beridir atıl duran bu otel, Sea Side…

Hemen önünde enfes bir sahil ve koca bina sanki de bir mezar taşı gibi duruyor!

Burası Sigortalar Dairesi'ne ait, yani devlete!

Devlet de aciz olduğu için turizme büyük katkısı olabilecek bir bina kaderine terk edilmiş vaziyette…

Onun için işte kızarım hep basiretsiz ve beceriksiz siyasetçilere!

O nasıl söz Serdar bey!

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş öyle bir yorumda bulundu ki çekin artık nereye çekerseniz…

Türkiye Hükümeti terörist başı Apo'yu bile affetmiş ama kendisini hala sabıkalı görüyormuş…

Serdar Denktaş'a göre eski büyükelçi kendisine fena taktı ve ortada bir rüşvet iddiası var!

Bir çok defa da 'buyursunlar ispatlasınlar' diye feryat etti!

Ne yazık ki söylem çok ama ispat yok…

Bu arada Apo'nun affedildiği konusunda da sanırız Serday bey kızgınlıktan biraz fazla abarttı!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları