Kına yakınız!

Yayın Tarihi: 20/11/15 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Böyle bir çılgınlık yapacağı aslında çok önceden belliydi!

Çalmadık kapı bırakmamış, derdine derman aramıştı…

Son telefon görüşmemizde de ağlamamak için kendisini zor tutuyordu!

Çünkü turizme verdiği hizmetler bireysel değil tamamen toplumsaldı, Kıbrıs Türkü adınaydı…

Çok kişi onun yarattığı eseri ziyaret etmeye…

Çok kişi de konakladı o buram buram Kıbrıs tüten otelde!

Sırtını sıvazladılar, tebrik ettiler ve onu kahraman ilan ettiler…

Ama hepsi sadece palavradan ibaretti!

…

Palavraydı çünkü verilen sözler ve sırt sıvazlamalar gösterişten ibaretti!

Çünkü bizde siyaset böyledir ve önce sizi yere göğe sığdıramazlar sonra da insanın ayağı bir kere takılmaya görsün…

Gelen vurur, giden vurur!

Tek başınıza kalıverirsiniz bu adaletsiz sistem içinde…

Kaderinizle baş başa kalıverirsiniz!

Bir tek aile fertlerini kalır bir saatten sonra yanınızda, hep birlikte birbirinize bakar ve kaderinize ağlamaktan başka çareniz yoktur bundan sonra!

Cinnet geçirirsiniz…

…

Zekai Altan dün sabah haciz memurlarını görünce kapısında cinnet geçirmiştir aslında…

Evet çılgınlıktır yaptığı ama çaresizliğin sonudur cinnet geçirmek!

Kim bilir belki de saatler sonra yaptığınızdan pişmanlı duyarsınız ama artık iş işten geçmiş olan olmuştur!

Sorunlara başka sorunlar eklenmiş, durum daha içinden çıkılmaz bir hal almıştır…

İşte o an sadece yalnız kalmak istersiniz!

Başınızı iki elinizin altına alır ve donuk bakışlarla gözleriniz hep bir noktada takılı kalır…

Çaresizlik budur, isyan budur, kadere lanet okumak böyle bir şeydir…

…

Dün öğlenden sonra çekine çekine aradım yılların dostu Zekai'yi;

Sadece bir geçmiş olsun diyebilmek için…

Diyemedim çünkü telefona canından bir parçası kızı baktı.

Onunla dertleştik, dileklerimizi sunduk…

Zekai, yanan otelin bahçesinde kaldırımda oturmuş sadece tek başına kalmak istiyordu…

Yılların emeği bir anda kül olmuş, aileden saydıkları köpekler bile yangından nasibini almış ve acıya acı katmıştı!

Çünkü kendisi sadece bir turizm sevdalısı değil aynı anda hayvan sevgisiyle de yanıp tutuşan bir kişiliğe sahipti…

İyi de bakmadı telefona, çünkü hem o hem ben hüngür hüngür ağlamaktan konuşamayacaktık bile!

…

Bundan sonra çok fazla söylenecek, yazacak bir şey de kalmıyor aslında…

Ateş elbette düştüğü yeri yakar ama en azından bize de onu paylaşmak düşer, elimizden çok bir şey gelmese de…

Ve tabi ki haklı bir kızgınlık ve sitem;

Onu bu duruma düşürenler artık bundan sonra istedikleri kadar istedikleri yerine kına yakabilirler…

Vicdanlarını ise sorgulamıyorum bile!

"Elçilik bize sahip çık!"

Yeni Erenköy Belediyesi'nden durum içler acısı bir hal aldı…

Üç aydır maaş alamayan 124 çalışan grev başlattı ve belediyeyi kapattı, hizmetler durdu!

Üç ay maaş alamayan bir çalışanın durumu empati yaparak filan değil ancak yaşanarak anlaşılır…

Bir süredir çalışanlar ile İçişleri ve Çalışma Bakanlığı arasında görüşmeler yapılıyor ve uzlaşma yolları aranıyor!

Ama ne yazık ki arada derin görüş farklılıkları var…

Bakanlığın yeni maaş düzenlemesi istediği ve bunun da yüzde 5-35 arasında maaş kesintisi olduğu söyleniyor…

Ya da 17 kişinin işten çıkarılması!

Çalışanlar şu anda birbirine kenetlenmiş ve bakanlığın talebini kabul etmiyor…

Daha da ötesi bugünlerde TC Lefkoşa Büyükelçiği'ne bir yürüyüş gerçekleştirip 'Elçilik bize sahip çık' diyecekler…

Çok sayıda belediye çalışanı ile görüşüp işler acısı hallerini dinledim…

Elbette en iyisi uzlaşı ama nasıl olacak çok zor bur durum!

Hele de ipler bir koparsa işte o zaman facia yaşanır…

Sağlık Bakanlığı'ndan bir garip karar!

Sağlık Bakanlığı bir süre önce keyfi bir karar üretip sigortalı olanlara oksijen konsantratörü cihazı alınmamasına karar verdi!

Sigortalı hastalara da 'gidip sigortalardan alacaksınız' dendi!

Ama bakanlık böyle bir karar üretirken aceleci davrandığı için hastalara büyük mağduriyet yaşatmaya başladı.

Çünkü Sosyal Sigortalar yasasında cihaz alımı yok!

Çok sayıda hasta mağdur durumda bekliyor…

Daha da garibi durumu düzeltecek tek bir icraat yok!

Allaha emanetiz yani…

DÜÇ'ün arazileri kimlere kiralanmış!

Tarım Bakanlığı'na bağlı Devlet Üretme Çiftliği'ne ait 27 bin dönem araziden 12 bin dönüm kadarının özel şahıslara kiralandığını öğrendik!

İşin daha da ilginci kiralanan 12 bin dönüm arazinin büyük bir bölümünün burada çalışanların yakınlarına kiralandığı kiracıların kurumun kaynaklarından yararlandığı da iddia ediliyor.

Arazinin niçin kurum tarafından değil de özel şahıslar tarafından işlendiği bunun yasal olup olmadığı merak konusu…

Bakan Erkut Şahali'yi konuyu mercek altına almaya çağırıyoruz!

CAS fena karışacak!

Çalışanlarının büyük özveri gösterdiği ve az maaşla yetinmek zorunda olduğu CAS'ı hareketli günler bekliyor.

Zira UBP'li Fikret Çavuşoğlu'nun genel müdürlük için bastırdığı ve 9 bin TL maaş talep ettiği işletme içinde çabuk duyuldu ve tepki sesleri yükselmeye başladı.

Bazı CAS çalışanları bu maaşla genel müdür atandığı taktirde iş bırakma da dahil her türlü eylemi yapacaklarını söylüyorlar!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları