Ey ahali! Ölü müsün diri mi!

Yayın Tarihi: 19/03/16 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Devletin ne kadar aciz olduğunu gösteren bir vaka…

Devletten emekli maaşı alanların evlerine belgeler gönderiliyor!

Adına yoklama diyorlar…

Ölü müsün yoksa diri mi!

Ölüysen üç kere tıkla, diriysen sorun yok, maaşa devam…

Formları doldurup bir de muhtara onaylattırdıktan sonra bir ay içinde Maliye Bakanlığı'na göndereceksin!

Göndermezsen yandın, maaşın kesilecek…

İnanılır gibi değil!

Bunu öğrenince insan ister istemez soruyor kendi kendine…

"Hangi çağda yaşıyoruz" diye!

Geçenlerde Detay'dan Ayşegül Garabli de kaleme almıştı…

"Kolay kolay ölmeye niyetim yok" başlığı ile!

Okuyunca ağlanacak halimize gülmüştüm…

Ama iki gündür eline bu resmi kağıtlar geçen emekli insanlarımızın yüz ve ruh halini görünce bir kez de ben gündeme getireyim dedim!

Düşünsenize elinize bir kağıt parçası gönderiliyor, 'ölü müsünüz yoksa diri mi' diye soruyorlar…

Ölmeden ölümü gösteriyorlar, ölmekten beter ediyorlar!

Moral ve motivasyon sıfır…

İngiliz dönemini hatırlayanlar bilir…

Devlet o zaman vatandaşın hizmetlisiymiş!

Bu ibare bütün resmi yazışmalarda da varmış…

Çünkü o zamanlar devletin asıl unsurlarının devleti oluşturan halkın olduğu mantığı varmış…

Şimdi ise tam bir eziyet!

Devlet emreden ve hükmeden, vatandaş ezilip büzülen…

Ölmeden ölümü hissettirilen!

Hizmet eden devlet gitmiş zulmeden gelmiş…

KKTC olarak teknolojiye ayak uyduramayınca olacağı da buydu zaten…

Emekline verdiğin üç-beş kuruşu emekliye eziyet ede ede ödemek!

Ölmeden ölümü tattırarak…

Teknolojiyi yakalayamayınca devleti öldü mü ölmedi mi diye ispatlasın diye ayağına kadar getirmek!

İnsanların psikolojisini yerle bir etmek…

Yakışmıyor, hem de hiç yakışmıyor!

"Ölmeye niyetim yok!"

"Emekli bir kişiyi her an ölecek potansiyelde görüp, bunu kendisine hatırlatmaya kimin ne hakkı var?

Bana gönderdiğin evrakı, nüfus dairesine gönder ve bilgi iste.

Hem benim psikolojimi bozup, kendimi ölüme hazır işe yaramaz hissettirme, hem de olası bir kullanımı engelle.

Böylelikle, öldüğü halde adına çek çıkan, ya da öldüğü halde seçmen kartı gönderilip, oy kullanılmasına neden olduğun olayları da engellemiş olursun.

Bu çok mu zor?

Yoksa çok mu zahmetli?

Herkes tek "tık"la, dünyanın öbür ucuna ulaşırken, siz daha neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Biz artık nasıl güvenelim yaptığınız işlerin doğruluğuna, ya da samimiyetine.

Veya bu ülkeyi düzeltme niyetinize?

Yoksa, öyle bir derdiniz yok mu?

Tek derdiniz, ölüp ölmediğimizi bilmekse, kendi adıma söyleyeyim, ölmedim daha.

Tüm yaşattıklarınıza rağmen, kolay kolay ölmeye de niyetim yok…"

(Ayşegül GARABLİ)

Taçoy doğrusunu yaptı!

DP içinde yılan hikayesine dönen Hasan Taçoy krizi nihayet istifa ile sonuçlandı!

Aslında geç alınmış bir karardı bu…

Burada iki soru var;

Hasan Taçoy mu bir türlü DP'li olamayıp partiye ısınmadı…

Yoksa DP'nin tabanı mı Taçoy'u mu içine sindiremedi!

Bu nereden baktığına bağlı…

Bu arada şunu da vurgulamakta yarar var…

Belki de Taçoy DP içinde kendini hep UBP'li gibi hissetti ama siyasette bir görev adamı olduğunu ispatladı…

Şimdi gözler diğer UG'li milletvekillerinde!

Ciddi konularda nasıl anlaşacaklar!

"Vallahi,

Anlaşma ve çözüm olacağına inanmak isteyen istediği kadar inanmaya devam edebilir.

Ben, anlaşma olacağına inancımı artık yitirdim.

Neden mi?

İki taraftaki "üretici birlikleri"nin kendi aralarında anlaşarak,

Lefkoşa'da ara bölgede bulunan Taksim Sahası'nda kurulacak "Açık Pazar" yerinde,
Türk ve Rum üreticilerin, ürünlerini pazarlamak için girişim başlattıklarını,

Ancak,

Her iki taraftaki Siyasi Oterite'nin buna izin vermediğini duyduktan sonra,

Taraflar arasında Güven Yaratıcı maksatlarla,

Kıbrıslı Türk ve Rumlar'ın, ürünlerini birlikte satmaları gibi çok basit konuda dahi anlaşamayan siyasilerin,

Kıbrıs sorunu çözümü konusunda,

YÖNETİM ve GÜÇ PAYLAŞIMI, TOPRAK, MÜLKİYET ve GARANTİLER gibi,

Ciddi konularda nasıl anlaşacaklar?.."

(Ülker Fahri)

Plaj kime verildi!

"Uzun yıllar önce Erenköy belediyesi halk plajı olan yeri Erenköy halkına kazandırdık.

Ama ne acıdır ki belediyemiz bir daha Belediyemize geri gelmemek úzere plaj kişilere devredilmek üzere ve ne acıdır ki buna dur diyecek biri çıkmamıştır.

Yol yakınken bu yanlıştan dönülmek üzere belediye başkanı ve meclis úyeleri bu olayı tekrar gõzden geçirmeleri gerektiğine inanmaktayım.

Sevgi ve saygılarımla…"

(Özay ÖYKÜN)

Viski festivali eksikti!

Ada genelinde bir viski festivali furyası başladı…

Hoş her sene oluyor!

Bu konuda boy boy reklamlar, insanlar teşvik ediliyor…

Kimsenin viskisine, rakısına karışacak değilim ama bu organizasyonları sanki de biraz fazla büyütüyoruz gibi geliyor bana…

Hele de böyle gençleri özendirecek reklam ve organizasyonlara kesinlikle bir son verilmeli!

Ölümlü trafik kazalarının önemli bir kısmının alkollü araç sürmek olduğunu unutmamak lazım değil mi!

Seçmen ve nane!

"Siyaseten beklentisi olanlar söyleyemez belki ama birilerinin de bunu artık kabullenip söylemesi lazım:

Bizim ülkedeki seçmenin bir çoğundan bir nane olmaz!

Adam yine istifa etti, gidip muhtemelen başka bir partiye geçecek, yine aday olacak ve yine seçilecek!

Sonra da ona oy verenler en başta ağlayanlar olacak.

Bu seçmenin oyuna talip olmayan, "siz de temiz değilsiniz sakın ha bize oy vermeyin" diyen var mı?

Yoksa sadece siyasiler mi pis olan?:.."

(Hasan Ulaş ALTIOK)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları