Türkeş öyle bir öptü ki!

Önce Serdar Denktaş açıkladı maaşlar konusunda bir sıkıntı yaşanmayacağını…

Sonra ansızın Tuğrul Türkeş'in adaya geleceği haberi duyuldu…

Dün de Başbakan Hüseyin Özgürgün müjdeyi verdi;

Maaşlar bir tamam ödenecekti!

Devletin diğer sektörlere olan borçları da…

Sanırım şöyle bir hava yaratılmaya çalışılıyor;

"CTP gitti dertler bitti!"

Bu hava ne kadar gider bilinmez…

Hani giden geleni aratır derler ya!

Umarız biz de CTP'yi aramayız…

…

Dünkü Tuğrul Türkeş ziyareti tam bir bayram öpücüğü oldu…

Hoş daha bayrama en az üç ay var ama aslen Kıbrıslı Türk olan Tuğrul Türkeş Kıbrıs Türkü için büyük bir şans haline geldi…

Karşımızda çok sıkı, musluğu kapatan, bütün yatırımları durduran, eline maşa alan bir Ankara varken ansızın Türkeş çıktı ortaya…

İyi de çıktı!

Çünkü bize Ankara'dan gelen duyumlar hiç öyle hoş şeyler değildi…

Zira bazı kesimlerde hala Kıbrıs Türkü 'besleme' olarak görülüyor, cezalandırılması gereken bir huysuz ve şımarık devlet tabirleri kullanılıyordu!

Umarız Türkeş'in bu hayat öpücüğünü iyi kullanırız…

…

Bu arada Türkeş burada sadece üst düzey yetkililerle değil sivil toplum örgütleri ile de görüşecekmiş…

Belki de bu konuda bir ilk yaşanıyor!

İşte sivil toplum örgütleri için çok iyi bir şans…

Buyursunlar kullansınlar!

Bağlı bulundukları sektörlerin dertlerini, sıkıntılarını Türkeş ile paylaşsınlar…

Buna imzalanması beklenen mali ve ekonomik protokol de dahildir!

Çünkü şu anda artık tamamen eski hatalarımdan dolayı Ankara hükümetlerine bağımlı bir durumdayız…

Bu arada sadece istemeyip özveri yapacakları konuları da masaya yatırsınlar!

Bundan böyle bilsinler ki üç köfte beş kuruşa değil…

…

Tuğrul Türkeş ve misyonunu sever ya da sevmeyiz…

Şu anda elimizde ondan başka şans yoktur, belki de olmayacaktır da!

Bu süreci kendi lehimize çevirebilirsek ne ala…

Yok bizim bazı klavye kahramanları hala ütopik görüşlerine devam eder, muhalefet de sırf muhalefet etmek için ülke gerçeklerini görmemezlikten gelip başını deve kuşu gibi kumun altında ki bunda bazı isimleri ayrı tutuyoruz, şu anki yaşanan kaos ileride daha da büyüyecek ve içinden çıkılamaz bir sürece girilecektir!

Tercih hepimizindir…

"Defol!"

Ülkenin çok ama çok acı bir gerçeği…

İnsanımızı hızla kemiren bet salonları!

Hele de bağımlı oldunuz mu kurtuluş şansı hiç yok…

Önce 3-5 lira ile başlıyorsunuz, sonra rakam büyüyor, maaşını buralara yatıranlar var!

Adamlar akıllı mı akıllı…

Cebinizde para yoksa bile borçlandırıyorlar sizi!

Önce birkaç bin lira sonra on binlerce lira…

İmzalatılan çek ve senetler!

Elinizi vermeyin bir kere, kolunuzu kaptırmak an meselesi…

Bu uğurda evini arabasını satanlar bile var hem de o kadar çok ki!

Ya kumar borcu nedeniyle yuvasını yıkanlar…

Ocaklar sönüyor bu uğurda, aileler dağılıyor, intiharlar geliyor ardından…

İyi de bet salonları ilk başta niçin kurulmuştu!

Buradan sağlanacak para ile geçlere spor tesisleri kazandırmak için…

Olmaz olsun böyle yatırım da, spor tesisleri de!

Kumara alışan bir genç spor tesislerine gider mi hiç…

Ya politikacılar!

Muhalefetteyken 'kapatacağız' vaatleri…

İktidara gelince derin sessizlikler!

Dün Maraş'ta çok sayıda insan ellerinde yaftalarda eylem yaptılar…

Halkın kanını emen bet salonlarına 'defol' dediler!

Çünkü en çok onların canları yanmıştı, çünkü bu uğurda canlar yitirilmişti…

Çünkü artık bıçağa dayanmıştı!

Buradan daha çok yeni olmasına rağmen UBP-DP hükümetine seslenmek istiyorum;

Maaşları ödemek icraat değildir!

İnsanımız gözümüzün önünde bet salonları denen asılda canavardan başka bir şey olmayan bu illetten dolayı eriyip gidiyor!

Buna bile bile göz yummak büyük bir insanlık ayıbıdır…

Lanet olacak buradan devlete akacak paraya!