Hükümet gerçekten uyumlu mu!

Yayın Tarihi: 09/07/16 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

CTP'liler hiç kızmasın…

CTP gidip de yerine UBP-DP gelince Türkiye'de yavaş yavaş musluğu açmaya başladı ve bu bile piyasalarda bir rahatlama sağladı…

Esnaf ve iş adamı bunun için ilginç yorumlarda bulunuyor:

"Henüz cebimize tek kuruş girmedi ama moral ve motivasyon olarak olumlu gelişmeler yaşanıyor…"

Ne garip değil mi!

Para yok ama insanlar mutlu…

Tam da psikiyatristlere göre bir konu bu!

Başbakan Hüseyin Özgürgün bayram ziyaretleri sırasında partilisine önemli mesajlar da vermeye çalıştı…

"Seçim çok yakın" dedi Özgürgün!

Ben de dahil kimse anlamadı bunu…

İki parti de daha atamaları bile tamamlayamadı ama Başbakan partilisine seçim çağrısında bulunuyor!

Hem de hükümette işler tıkır tıkır giderken…

Serdar Denktaş ise başka telden çalıyor…

Mutlu mu mutlu!

O da bayram ziyaretlerinde 'uyumlu hükümet' mesajları veriyor…

Yani Başbakanın tam tersi mesajlar!

Denktaş'ın mesajlarında seçim filan yok…

Sadece uyum var!

CTP'den sonra UBP ve DP hızlı bir şekilde Türkiye'nin yolundan gidiyor…

Henüz para yok ama madem ki çarşı mutlu ve mesut bu bile büyük gelişme!

Sonuçta bu hükümet dışarıdan bakıldığında gayet uyumlu bir hükümettir…

Geçmiş hükümetler dönemindeki borçlar bile ödenmeye başlamışsa, çiftçi ve hayvancı ödeniyorsa, maaşlar da bir tamam zamanında yatıyorsa sıkıntı yok!

Ankara Hükümeti istedikçe de bu uyum sürecektir…

Peki ya perde gerisinde yaşananlar!

Bir türlü bitmek bilmeyen atamalar…

İşte orada durun bakalım!

Uyumu bir yana bırakın tam bir sidik yarışı yaşanıyor…

Hep bir adım önde olma yarışı yani!

Alakası olmayan atamalar…

Parti örgütlerini kırmamak için yapılan kıvraklıklar!

Birbirlerinin atamalarına takoz koymalar…

O bakanlığa sahip olmamakla birlikte yine o bakanlığa adam yerleştirip ya da eskisini görevden aldırmayıp bir takım bireysel çıkarlar!

Zaten öyle olmasaydı şimdiye kadar bütün atamalar tamamlanır ve hükümet istim üzerinde çalışmaya başlardı…

Bir de buna uzun bir yaz tatili girince KKTC hem bireyler hem de siyasiler olmak üzere yaz uykusuna yattı!

Ama atanma ve atamama için yapılan tüm kıvraklıklar tüm hızıyla devam ediyor…

Torpille işe girenlere kıyak!

"Levent bey merhaba,

Yazılarınızı sürekli okuyorum. Yorumlarınızı takdir ediyorum.

Son zamanlarda doktor maaşlarının düşük olduğu gündemde ve yetkililer doktor maaşlarını iyileştirme çalışması yapmakta olduğundan bahsediyor. Unutulmamalıdır ki maaşların düşürülmesi 47/2010 (göç yasası)'na bağlı olarak gerçekleşmiştir.

Sadece doktorların değil tüm memurların maaşları düşürülmüştür. Eşit işe eşit saate ve koşula göre hareket edilmiyor. Önceleri sınavsız münhalsiz torpille işe girenler eski barem tablosundan maaş alıyor. Münhal ve sınavla k.h.komisyonu tarafından atananlar ise düşük maaş alıyor olması ayrı bir haksızlık.

Hükümetler her defasında bu işin haksızlık olduğunu yanlış yapıldığını kabul edip düzeltme yönünde vaatler veriyorlar. Önceki hükümetler yapılan artışlarda hayat pahalılığı artışlarını yüksek alana az düşük alana daha çok artış yansıyacak şekilde artışlar yapmışlardır.

Sizden istediğimiz bu konudan sayfanızda bahsetmeniz ve iktidardaki hükümetten de böyle bir beklentimiz olduğunu yansıtmanız olacaktır.

Ama kesinlikle ismimi yazmayın ilgili yasadan işe alınanlar diye bahsedebilirsiniz.

İsmimin yazılması gerekecekse konudan bahsetmeyin.

Yanlış bir şey yapıp başıma dert açmayım. Sizin yorumunuz ve görüşünüzle genel anlamda tüm göç yasası mağdurları adına isim vermeden sayfanızda yer vermeniz bizleri sevindirecektir.

Çalışmalarınızda başarılar diler. İyi bayramlar dilerim…"

(İsmi mahfuz)

***

Polisten ilginç yasaklama!

Şikayet Tatlısu'dan bir okurdan geldi…

Polisin ilginç bir yasaklamasına tepki gösteriliyor!

Raşit Cankadı adlı yurttaş polis tarafından yapılan yasaklama ile atı ve iki köpeğini zincirlemek zorunda bırakılmış.

Derdini şu ifadelerle aktarmış;

"Atım Şans, köpeğim Roxy ve sokaktan sahiplendiğim Beyaz diye isimlendirdiğim diğer köpeğim Tatlısu Polis Teşkilatı tarafından tehlikeli hayvan olarak ilan edildiler.

Atımı toplum içine çıkarmam yasaklandı.

Bu akşam da sürekli iş yerimde barınan bu iki uysal köpeciğin zincir altına alınması için emir verildi…"

Papazlar da barış için dua ediyor mu!

Her türlü ibadet ambargosuna karşıyız…

İster güneyde isterse kuzeyde olsun!

Rumların Kuzey'de yaptıkları ibadete sınırlama getirilmesinden sonra bir Allahın kulu çıkıp da bunun gerekçelerini açıklamadı…

Sadece üstü kapalı birkaç kelime dışında!

Kıbrıslı Türkler de sınırlı olarak Güney'e geçip Hala Sultan Camii'sinde bayramdan bayrama ibadet ediyorlar…

Sınırlı bir ibadet bu!

Hala Sultan'daki son ibadetten sonra KKTC Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay'ın kayda değer açıklamaları vardı…

Atalay, Başpiskopos II.Hrisostomos'un da adına bir açıklama yaparak 'herkes için ibadet özgürlüğü istiyoruz' dedi!

Sonra ekledi:

"Bütün dualarımız barış adınadır…"

Şaştık doğrusu!

Hele de Güney'deki Kilise'nin Kıbrıs'ta nasıl bir barış istediğini göz önünde bulundurunca…

Talip Atalay göreve geldikten sonra yüzlerce Güney'e geçip Rum din adamları ile görüştü!

Bütün bu görüşmeler sonrasında Kilise aynı tas aynı hamam devam ediyor…

Ya da bilmediğimiz başka şeyler var!

Bunu da en iyi Talip Atalay açıklayabilir…

Buyursun dinliyoruz!

"Ha keşke kendi ülkemizde tatil yapsaydık!"

Yaz mevsimi malum…

Tatile gidenler var ama bir de dönenler var!

Uçakta gelirken onlarla sohbet imkanı buldum…

İki aile birlikte gemi turuyla Yunan adalarını gezmişler ama dönüşte dert yanıyorlardı!

4 günlük tur için aile başına 5'er bin TL ödemişler, ekstralar hariç…

Memnuniyetsizlikleri her hallerinden belliydi!

Gemide yedikleri kazıktan, Yunan adalarını gördükten sonraki hayal kırıklıklarından bahsediyorlardı…

Ve ortak görüş şuydu;

"Ha keşke gitmeseydik bu parayla KKTC'de, kendi ülkemizde tatil yapsaydık…"

***

"DAÜ'de kriz mi var?"

"DAÜ bir demokrasi örneği sergileyerek rektörünü seçti. Çalışanlar, VYK ve sendikalar bu süreçte kuruma yakışır olgunlukla ve şeffaflıkla davranarak sorunsuz bir ortamın yaşanmasına büyük katkı koydular.

Ancak son günlerde aldığım duyumları değerlendirdiğimde önümüzdeki günlerde rektör yardımcılarının atanması konusunda ciddi bir krizin yaşanma olasılığı maalesef yüksektir.

Umarım demokratik yöntemlerle ve çalışanların desteği ile seçilen rektörün kendisi ile çalışacak kişileri belirlemesine SİYASİ müdahale yapılmaz! Bu kabul edilebilecek bir olay değildir.

Sayın rektörü bu bağlamda çalışanların iradesine sahip çıkmaya, UBP-DP hükümeti tarafından atanan VYK üyelerini ise bu iradeye saygılı olmaya davet ederim.

Böylesi bir krizin kimseye yararı olmayacağı gibi kuruma vereceği zararı görebilecek DAÜ tecrübesine sahip birisiyim.

Sayın Necdet Osam hocam, demokrasi ve özerklik yolunda size güvenen, destek olan DAÜ çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmayacağınıza bir kez daha inanmak istiyorum.

Dikkat ve endişe ile süreci izlemeye devam edeceğim.

Eminim üyesi bulunduğum sendikam DAÜ-SEN de aynısını yapmaktadır…"

(Hasan Ulaş ALTIOK)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları