Ufukta azınlık hükümeti var!

Başbakan geçtiğimiz Pazar günü şimdilik Fetö bağlantısı yok dedi…

Kendilerine birkaç telefon numarası ve bina adresi vermişler!

Telefonlar kapatılmış, binalar boşaltılmış…

Ardından Pazartesi günü Büyükelçi öyle bir açıklamam yaptı ki!

"Görevden alınmalar olabilir…"

Çoğu bu açıklamayı Özgürgün'e bir cevap olarak verdiği yorumunu yaptı!

Hükümetin içindekiler bile…

Hatta bazı bakanlar, vekiller ve dahası!

Bu arada 'görevden alma' ne demek…

Halkın anladığı şu;

Bazı siyasilere el çektirilecek!

Buna bakanlar da dahil…

İyi de bunu kim yapacak!

Türkiye Cumhuriyeti mi…

Yoksa KKTC devleti mi!

Türkiye'nin hukuksal olarak böyle bir şansı yok…

Demek ki bu iş hükümete düşecek!

Fetö ile bağlantısı olanlar kızağa çekilecek, dolayısıyla hükümetteki 27 sayısı ağıya düşecek…

Belki 24 belki de 25 vekille olmayacağına göre!

Azınlık hükümeti gündeme gelecek…

Ya da erken bir genel seçim!

Tabi ki Büyükelçi 'görevden alma' derken bakan ve siyasilerden bahsetmişse…

…

Eskiden Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliğinde basın müşavirleri olurdu…

Bir telefonda ulaşır olup biteni öğrenirdik!

Şimdi çok hassas bir süreç yaşanıyor, çok ciddi açıklamalar yapılıyor ama bir gazetecinin bilgi alması sanki de imkansız gibi bir şey…

Türkiye basını ile ilişkileri nasıl bilemeyiz ama bizimle de olmalı!

Hele de çok esnek açıklamalar yapıldığı zaman…

Kamuoyu yanlış bilgilenmesin diye!

Özellikle Akça döneminde basıncılar ikiye bölündü…

Kimi kucaklanırken kimi belli kurumlara şikayet edildi!

Onun için önemlidir elçilik ile medya arasındaki iletişim…

Bunu biz değil asıl onlar istemeli!

…

Ben elçi görevden alınmalar olacak dediği zaman devletin makamlarını anlarım…

Siyasi kulislerde de son günlerde çok konuşulan bazı bakan isimleri var, bu bilinen gerçek!

Onlardan bir ikisi görevden alınırsa hükümet zaten otomatik düşer…

Azınlık hükümeti söylentileri zaten bunun için yapılıyor!

Ya da kamuoyuna böyle pompalanmaya çalışılıyor…

Nabız yoklamak için olabilir ki, bence mümkün!

Ama artık ne olacaksa olsun, bu işe kim bulaştıysa yargı önünde hesap versin…

Vatandaşı bu kadar germenin, sinir harbi yaşamasına neden olmasının manası yok!

Benim kafama takılan ise şu;

Madem ki görevden alınacaklar var niye alınmıyor!

Onların kaçması mı bekleniyor…

Akıl sır ermiyor bu işlere!

…

Azınlık hükümeti senaryoları sadece olası Fetö'cü siyasilerin görevden alınmasıyla ilgili değil…

Özellikle UBP'de için için kaynayan sorunlar var!

Bakan olup diğerlerine tepeden bakanlar…

Bakan olamayıp hayata küsenler!

Eşinin dostunu işini yaptırıp bununla yetinmeyenler…

Müdür müsteşar atamalarında yeteri kadar etkin olamayıp hayata ve tabiatıyla partiye küsenler!

Var oğlu var…

Kılıçlar çoktan kesildi son hamle bekleniyor!

İster FETÖ operasyonu olsun, isterse parti içi huzursuzluk ve menfaat kavgaları ufukta 'azınlık hükümeti' belki de erken genel seçim var…

Bunu bir kenara yazın lütfen!

DAYAKÇI POLİSLER CEZASINI ÇEKECEK!

Ziyamet karakolunda isim benzerliği nedeniyle suçsuz günahsız bir vatandaş polisler tarafından darp edilince doğal olarak bölgede infial yarattı…

Ve bir kez daha poliste dayak ve işkence olayları tartışılmaya başlandı!

Ama burada bir iki kendini bilmezin hatası polis teşkilatına mal edilmeye çalışıldığını da üzülerek görüyoruz…

Konuya ilgili dün görüştüğümüz polis yetkilileri de yapılanın yanlış olduğunu söylediler!

Konu zaten ilk günden hem denetleme kuruluna hem de Savcılığa aksettirilmiş…

Görüştüğümüz yetkili 'kim olursa olsun cezasını çekecek, buna asla göz yummayacağız' dedi!

Bu konuda yorum yaparken lütfen daha fazla hassas olalım…

İSKELE POLİSİNDE ZAFİYET Mİ VAR!

Mehmetçik'te yaşanan önce cinsel taciz sonra poliste dayak olayı beraberinde başka soruları da gündeme getirdi…

Mehmetçik'ten arayan vatandaşlar bölgede hırsızlık olaylarının had safhada olduğunu, kendilerini yeteri kadar güvende hissetmediklerini ifade etti!

İskele polisinin bölgede daha fazla önlem almasını istediklerini söyleyen okurumuz polis olmanın sadece trafik cezası yazmak olmadığın da özellikle belirtmemizi istedi…

Bizden iletmesi!

KANLIKÖY GÖLETİNİ KİM KURUTTU!

Son iki günün gündem maddelerinden bir tanesi de Kanlıköy göletinin kuruması oldu…

Ölen yüzlerce balık fotoğrafları da gazete manşetlerinde yerini aldı!

Elbette acı bir tablodur bu…

Ama dikkat ettim konuşulmayan tek şey vardı!

Bölge halkının bu göletten kontrolsüz olarak arazilerine motorlarla su çekmesi…

Tek bir kuruş vermeden!

Ne yazık ki denetimsizlik göletin kurumasında büyük rol oynadı…

Belki bundan sonra bir önlem alırlar!