"Güzelyurt çantada keklik değil!"

Yayın Tarihi: 25/10/16 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Annan Planı döneminde Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar'ı yakından takip etmiştim…

O zamanlar ortada büyük kargaşa yaşanıyor, Annan Planı'nın iki sayfasını bile okumayanlar sanki de uzmanmış gibi konuşmalar yapıyor, bol keseden sallıyorlardı!

Ama Özçınar onlardan birisi değildi…

Plandaki tüm maddeleri su gibi yutmuş verilecek olan toprakları altındaki yer altı zenginliklerine kadar incelemiş ve onları haritalarda gösteriyordu!

Sonuçta Annan Planı tartışmaları çok geride kaldı ve şimdi adını bile bilmediğimiz olası bir planın tartışmalarını yapıyoruz…

…

Özçınar'a sordum…

2004'te Annan Planı'na 'evet' diyenler en fazla Güzelyurt'ta çıktı, bunu nasıl açıklarsınız diye…

Bıyık altı gülümsemesiyle şöyle dedi;

"Değirmenin altından çok sular aktı…"

Güzelyurt insanı o zamanlar çok da fazla adam yerine konulmadıkları, devlet olanaklarını eşit olarak kullanamadıkları için belki de ne olacakları artık kesinleşsin diye 'evet' demişlerdi ama Mahmut Özçınar şu anki tansiyonun bambaşka olduğunu özellikle de Türkiye'den su geldikten sonra bölge insanına özgüven geldiğini ve o günkü hissiyatların çok ötesinde bir çizgi sergilediklerini ifade etti!

"Şunu Rum da bilecek vatandaş da, burada bir bedel ödenmiştir ve bu bedelin karşılığı da bu topraklara sahip çıkarak, yapılan yatırımların da eşliğinde bölgeyi layık olduğu refah düzeyine çıkarmaktır" diye de ekledi…

…

Dikkat ederseniz Güzeyurt'a yapılan hemen tüm yatırımın kaynağı Türkiye'den geldi…

Biz 'Güzelyurt çantada keklik' deyip tek bir devlet yatırımı yapmadık, evimizi oradan almadık, ölümüzü oraya gömmedik ama Türkiye buraya yatırımdan hiç vazgeçmedi ve en büyük meblağdaki yatırımı hep buraya yaparak 'Güzelyurt'u vermeyiz' mesajını vermeye çalıştı…

İyi de Rum kesimi 'Omorfo yoksa çözüm de olmaz' derken, bu sorun nasıl çözülecek!

Başkan Özçınar 'Sadece tazminat yoluyla' diyor başka bir şey demiyor…

Çünkü burada ev ve toprak sahibi olanların en az yüzde 80'i zaten bunlara eş değer karşılığında sahip olmuş ve çok fazla gelecek görmese de bölgeden çıkmamış, son yıllarda da yatırımlarını buraya yoğunlaştırmıştır…

Özçınar bir konuda dertliydi!

O da 2004 tarihinden itibaren KKTC devleti olarak bölgeye ve insanına yeteri kadar değer verilmediğinden şikayetçi oldu…

Devlet yatırım yapmayınca bölge insanı da yatırımdan kaçındı ve bölge yeteri kadar kalkınamadı!

…

Sonuçta;

Devletin tüm ilgisizliğine rağmen, Güzelyurt'ta yaşayanlar 2004 yılındaki ruh halinin çok ötesindeler!

Hatta o dönem 'evet' dedikleri için pişman olduğunu söyleyen azımsanmayacak kadar çok vatandaşımız var…

Türkiye'nin son yıllarda yaptığı yatırımlar bile onlara cesaret vermiş, bölgelerine yatırım yapmaya başlamalarına olanak sağlamış!

Bu kez;

"Güzelyurt çantada keklik" diyenler çok yanılacak…

İçeridekiler de dışarıdakiler de!

Mağusa 'evet' diyecekmiş!

Mağusa İnisiyatifi'nden Okan Dağlı'nın dünkü gazetelerde açıklamaları vardı…

"Mağusa bu kez evet diyecek" görüşüne sahip!

Okan Dağlı gibi aydın ve ilerici bir kişiye sormak lazım; ortada fol yok yumurta yokken nasıl olur da Mağusalı olası bir referandumda 'evet' oyu kullanacak!

Körü körüne mi…

Ya da Okan Dağlı'nın bildiği ve bizim bilmediğimiz bazı şeyler mi var!

Ancak şu görüşüne katılırız:

"Çözüme ihtiyaç var"

Doğru da, körü körüne bir çözüme değil işte!

Biz Mağusalı değiliz ama sanırız orada kendisinden daha fazla halkın nabzının ne olduğunu biliyoruz…

CTP yaptı biz de yapalım!

CTP'nin hükümet olduğu dönem Kıb-Tek'e 40'ın üzerinde istihdam yapılınca ortalık kalkıp oturmuştu!

En çok eleştiri de UBP kanadından gelmişti…

Şimdi UBP iktidar oldu ve CTP'nin yanlışlarını onlar da yapmaya başladı!

20 kadar partili genci Kıb-Tek'te istihdam etmişler…

Sınav yok, mülakat yok, liyakata bakan hiç yok!

Bu arada kendi partilisi dışında komşu çocuğunu da düşünen yok…

İşte sırf bu yüzden, iktidar olmayı devlet kaynaklarını partiliye dağıtmak olan zihniyetler yüzünden biz adam olmayız!

kaçak et sanıldığından fazla!

En son 600 kilo et yakalanmıştı…

Rum kesiminde kilosu 4 euro olunca bazı uyanıklar devletin birimlerindeki bazı avantacıları da kullanarak rahatlıkla kaçak et getirebiliyorlar!

Bunlara en fazla da restoran sahipleri rağbet ediyor…

Çünkü Rum kesiminde kuzu eti 12 TL'den satılırken bizde en ucuzu 30 TL ve aracılar sayesinde hemen her gün Güney'den kaçak et getiriliyor!

Hem de sanıldığından ve yakalandığından çok fazla…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları