Rum gazeteciler kadar değerleri yok mu!

Yayın Tarihi: 19/11/16 09:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Acayip ve kabul edilemez bir durum bu…

Geçtiğimiz hafta Mont Pelerin'de hayati önem taşıyan görüşmeler yaşandı!

Bu hafta iki gün daha sürecek…

Yeni öğrendim onun için biraz gecikmeli yazıyorum!

Zirveyi izleyen meslektaşlarla görüşüyor perde gerisinde yaşananları anlamaya ç alışıyoruz…

Ama öyle şeyler öğreniyoruz ki hayret etmemek olası değil!

Saray'ın belirlediği 10 kadar meslektaşımız izliyor zirveyi, ellerinden geldiği kadar da aldıkları bilgili kamuoyuyla paylaşıyorlar…

Ama hangi şartlarda!

Saray davet ettiği gazetecilere şart koymuş…

Uçak biletleri bizden gerisi sizden diye!

Bu nasıl bir anlayış böyle…

Tamam diğer masrafları çalıştıkları basın kuruluşları bir şekilde ödüyor ama!

Ödeyebilen var ödeyemeyen var…

Ödemek için bankadan borçlanan var!

KKTC devletinin Cumhurbaşkanı hayati bir konuda İsviçre'ye gidiyor ama yanında götürdüğü gazetecilerin sadece uçak paralarını ödemeyi taahhüt ediyor…

Çok üzüldüm, çünkü kimi normal şartlarda otelde kalırken kimi de en ucuz oteli bulmak için kenti arşınlıyor…

Kabul edilemez bir durum bu!

Ivır zıvır bir konu olsa haklılar!

Ama değil işte…

Peki bu konuda Rum tarafı ne yapıyor!

Onlar 20 gazeteciyi götürüyor yanında…

Sadece uçak paralarını değil tüm masraflarını karşılıyor hem de!

Onun içindir sitemimiz Saray'daki dostlara…

Yazayım mı yazmayayım mı diye çok düşündüm ama yazmak gerek yine şu örtülü meselesini!

Bu paradan bu ülkenin gazetecilerine harcamakta niçin bu kadar cimri davrandılar ki…

Bu konuda değil de nerede kullanacaksınız bu parayı başka, bundan daha iyi bir sebep mi olabilir!

Bir kahvaltının 30 euro olduğu İsviçre'den bahsediyoruz…

Başkan ve heyeti en lüks otellerde kalıp, en pahalı yemekleri devletin kesesinden yiyorlar ama iş ülkenin cebinde para olmayan basın mensubuna gelince yok!

Uçak bileti bizden gerisi sizden…

İyi de örtülü ne için var o zaman!

Başta Akıncı olmak üzere Saray'daki tüm dostlaradır şikayetimiz…

Bizim meslektaşların Rum gazeteciler kadar mı değeri yok gözünüzde!

Hiç mi aklınızdan geçmez orada Rum gazeteciler arkalarında devletlerinin desteğini hissederken bizimkiler ancak bunu kendi aralarında konuşurlar ve boynunu eğerler!

Bir kez daha düşünün deriz…

Emiroğluluları kendini niye savunmadı!

TDP Mağusa ilçe başkanlığı görevinden alınarak ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilen Mustafa Emiroğluları davası parti içinde sonuçlandı…

Öğrendik ki hakkında bir dosya hazırlandı ve bir takım ciddi suçlamalarda bulunuldu!

Sonra da savunması istendi…

Suçlamalarda bir takım maddi konular da varmış diye duyduk!

Ama Mustafa Emiroğluları hiçbir suçlama konusunda savunma yapmamış…

Sessiz kalmayı yeğlemiş!

En azından niçin savunmasını vermediğini açıklasın ki bazı söylentilerin de önü kesilsin…

Haber sil para kazan!

İnternet gazeteciliği artık raydan çıkıyor…

Bu işi hakkıyla yapan var yapmayan ve işi maddiyata koyan var!

Yeni moda şu:

Yaz bir haber, insanların ismi Google'a işlensin sonra yalan ya da yanlış bir haber sonrası o haberi iptal etme!

Ya da bunu yapmak için karşıdan para iste…

Çamur atmanın ve karşılığında para kazanmanın en kolay yolunu seçiyor bazıları!

Pes doğrusu…

Özer Hatay'ı unuttuk mu!

Mümkün olduğu kadar meslek örgütlerinden uzak dururum çünkü nedenlerim var…

Ne yazık ki basına ve basın mensubuna sahip çıkan kalmadı bizde de!

Başkan olsunlar, yönetime girsinler, birkaç ziyaret hepsi o…

Basın mensubunun sıkıntısı mı var, çalıştıkları yerlerde hangi şartlarda çalışıyorlar, yatırımları yapılıyor mu, ne alaka!

Bir de eski değerlerimize sahip çıkan yok…

İşte unutulanlardan bir tanesi de rahmetli gazeteci büyüğümüz Özer Hatay oldu!

Oysa ben de dahil bir çok meslektaşımız için onun değeri çok fazladır Kıbrıs Türk basınında…

Hadi örgütler unuttu!

En azından biz gündeme getirelim dedik…

Sözümüz LTB Başkanı Mehmet Harmancı'ya!

Rica olarak da kabul edebilir…

Ömrünün yarısından çoğunu Kıbrıs Türk basınına adayan Özer Hatay'ın isminin Lefkoşa'da uygun olacak bir sokak veya caddeye verilmesini istiyoruz!

Çok şey mi istiyoruz…

(Foto-özer Hatay)

"Uyan İskele!"

"Ben 41 yıldır İskele'de yaşıyorum ve İskeleli olmaktan ve İskele ilçesinde yaşamaktan da gurur duyuyorum…

İskele KKTC'nin beş ilçesinden biri ve bana göre de en güzel ilçesi, fakat üzüldüğüm nokta diğer dört ilçe her gün ileriye gittikçe iskele hala daha yıllardır yerinde sayıyor, hatta geriye gidiyor…

Sağlık sistemimiz sıfır, hastanemiz var doktor yok, eğitim sistemimiz sıfır her ilçenin okulları ayrı iken Bekirpaşa Lisesi'nin içinde ortaokulu, kolej okulu, lise bir yerde sınıflar yetersiz, öğretmenler yetersiz!

Kolejde okuyan öğrenciler ortaokuldan sonra Mağusa'ya gitmek zorunda kalıyor haklı olarak…

Kamu kurumlarımız Mağusa'ya bağımlı çalışıyor, esnaf battı zor durumda, hayvancılık zaten yok oldu insanlar kan ağlar ve bunlar olurken bölge vekillerimiz, belediye başkanlarımız ve parti ilçe başkanlarımız bu durumlardan memnun olmalıdırlar ki sesleri bile çıkmıyor!

Artık bu İskele ilçesinde yaşayan halkın İskele ilçesinin gelişip kalkınması için sesini çıkarması gerektiğini düşünüyorum…

Kendimizi düşünmezsek bunu çocuklarımız için yapmak zorundayız, uyan İskele ilçesinde yaşayan tüm halk uyan ki geç kalmayasın…"

(Behiç GÖKŞAN)

"Rum'u aklamak kimseye yaramaz!"

"Fol var ancak henüz yumurta yok iken, görüşmelerde ele alınan konularla ilgili detaylı değil, açıklama yapıldığı kadarını biliyorken, en hayati konularda henüz mutabakat sağlanıp sağlanmadığı hakkında sıfır bilgiye sahipken ve en önemlisi 2004 yılında çözümü barışı bozguna uğratmış olan bir Rum halkı var iken çözüm konusunda ihtiyatlı davrananlara "kötümserler" denmesini anlamam kabil değil…

Gelmiş geçmiş çeşit bin türlü uzlaşıyı reddederek, gerek içeride gerek dışarıda düşmanlığı en üst seviyede sergileyerek çözümü-barışı engelleyenlerin kimler olduğu ortada iken başka başka bahanelerle Rumları aklamak ve uzlaşmazlığın/çözümsüzlüğün nedeni bizim tarafmış gibi sinyaller yaymak kimin ne işine nasıl yarıyor anlamam ise hiç kabil değil…

Bizim tarafın hiç işine yaramayacağını, bizi uzlaşmazgiller olarak damgalamak için pusuda bekleyenlerin ise çok işine yarayacağının kesin olduğunu söyleyebilirim…"

(Dilek Yavuz YANIK)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları