Hükümet diken üstünde!

Önce İrsen Küçük'ün Başbakan olduğu dönemi hatırlayalım…

Siyasi hırs toplumsal değerlerin üstüne çıkınca yapılan istihdamlar belki kurultayda işe yaramıştı ama bu İrsen beyin seçim kaybetmesine neden olmuştu!

Umarım şu an kendisi de yaptığı hatayı idrak ediyor ve pişmandır…

Peki bunu niye hatırlattım!

Bu hükümette de bu tehlike görülmeye başlandı…

Bir erken genel seçim öncesi hava var ülkede!

Sorgusuz sualsiz istihdamlar yapılıyor…

Bazı makamlar dağıtılmaya çalışılıyor, büyük hatalar yapılarak!

İleride neye mal olacağı hesap edilmeden…

…

Muhalefet bu hükümete azınlık hükümeti diyor…

Kısmen doğrudur bu yakıştırma!

Çünkü hükümetin ayakta durması kendi milletvekillerinden daha çok bağımsızlara bağlı…

Şimdiye kadar onları idare ettiler ama bundan sonra neler olur!

Nereye kadar idare ederler, işte orası meçhul…

Hele de istihdamlardan yararlandırılmayan milletvekillerinin önümüzdeki günlerde nasıl bir yol haritası izleyecekleri hiç belli değil!

Çünkü onlar da siyasi geleceklerini düşünmek zorundalar…

Bu ülkede bir siyasinin erkini sürdürmesi için yaptığı istihdam sayısı çok önemli, etik dışı olsa da!

…

Cuma günü bütçe görüşmelerinin sürdüğü Meclis oturumunda da ilginç olaylar oldu…

Çeşitli kurumlara istihdam yapıldığını öğrenen biri UBP'li diğeri bağımsız iki vekil oturumu terk etmişler!

Neden kendilerinin haberi olmadığı için…

Niçin kendilerine de istihdam kontenjanı verilmediği için!

Zoraki döndürülmüşler Meclis salonuna…

Çünkü onlar olmazsa nisap sağlanmaz, bütçe geçmez!

Daha önce bu ikiliye istihdam kontenjanı verildi ama demek ki yetmemiş…

Domuzdan kıl koparma meselesi!

Ne kadar çok istihdam o kadar çok siyasi gelecek demek bizde…

Başka bir vekil, sürekli tehdit ediyor hükümeti!

Herkes biliyor ama biz yine de isim vermeyelim…

Çok özel ailevi bir durumu var!

Onun halledilmesini istiyor…

İstediği ise imkansız bir şey!

O da işi olmazsa bütçeye onay vermemekle korkutuyor…

Sonuçta bu hükümet her ne kadar uyumlu olup ya da öyle gözükse de DAÜ'deki son gelişmeler de olmak üzere önümüzdeki günlerde çok ciddi bir sınav verecek!

Şu anda diken üzerindedirler, bakalım yara almadan nasıl durumu idare edecekler…

Hep birlikte göreceğiz!

Devlet eliyle soygun!

Sosyal medyada yazdık buradan da yazalım…

KKTC yeni kimlik sistemine geçti!

Tüm makine ve kartlar Türkiye'den hibe edildi…

Vatandaş kimlik başına 70 TL ödüyor…

4 kişilik bir ailenin masrafı 280 TL.

Türkiye de yeni kimlik sistemine geçiyor bizim aynısı!

Türkiye'de ise aynı kimliklerin vatandaşa maliyeti 15 TL olarak açıklandı…

Bunun tek anlamı var:

Devlet eliyle soygun yapmak!

Vatandaşın cebine böyle çöküyorlar işte…

Hükümet de orada olmalı!

Cenevre'de yapılacak olan 5'li zirveye Erdoğan'ın da katılacak olması epey heyecan yarattı.

Cumhurbaşkanı Akıncı da siyasi partileri davet edince yeni bir tartışma ortamı yaratıldı...

CTP ve TDP katılacağını açıklarken UBP ve DP'nin durumu belli değil!

Bu konuda naza niyaza hiç gerek yok…

Sembolik de olsa, görüşmeci heyetiyle, iktidar ve muhalefeti ile orada olunmalı!

En azından bir görüntü olarak işe yarayabilir…

Bu arada, Rum siyasi partiler bu süreçte Anastasiadis'i fena sıkıştırıyorlar!

Rum lider kırmızı çizgileri Kıbrıs'ta açıklamazsa 4 Rum siyasi parti Cenevre'ye gitmeme kararı aldı…