Dere yatakları villa yatağı olunca...

Yayın Tarihi: 26/12/16 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Aslında yatıp kalkıp önce şükretmemiz gerekiyor…

Girne'de Cumartesi akşamı yaşanan felaket için!

Girne'de çok sel olayı yaşandı ama bu kadarı değil…

Yağışlar rekor düzeye ulaşınca kaçınılmaz son yaşandı ve vatandaş da haklı olarak tepkisini ortaya koyuyor!

Kimisi işi iyice sulandırıp seviyeyi alt düzeye indiriyor ama insanlar artık ağlanacak hallerine gülmeye başladılar…

Onlara da bir nebze hak vermek gerek!

Çünkü bazen elden başka bir şey gelmiyor…

…

Bizim en büyük sıkıntımız alt yapı diye bir şeyin belki de hiç olmayışıdır…

Burada onu, bunu ya da şunu suçlamanın da hiçbir manası yok!

Çünkü bizde politikalar ileride vadede değil günü kurtarmak için belirlenir…

Dostlar alışverişte görsün hesabı!

Sonucunda yaşanan manzara ortada…

Doğanın intikamı gibi bir şey bu!

Hiçbir güç onun önünde duramıyor ve sadece Allah'a emanet bir durum yaşanıyor…

Bize de şükretmekten başka bir şey kalmıyor, en azından mal canın yongası olsa da cana, canlara bir şey gelmediği için kendimizi şanslı hissediyoruz!

…

Adı üstünde dere yatağı…

Yamaçta bulunan dere yatakları bizde dere yatağı olarak değil de villa yatağı olarak algılanınca sonuç kaçınılmaz oluyor!

Doğanın fiziğini değiştirmeye kalkarsan bu tür felaketlerden sonra ancak cana bir zarar gelmediği için şükredersin…

Aslında sorun sadece Girne ile alakalı da değil!

Başta Lefkoşa olmak üzere ülkenin genelinde var bu sorun…

Çarpık yapılaşma!

Daha doğrusu yapılaşamama…

Sırf birileri kesesini doldursun diye ona buna kıyak geçme!

Kasaba politikalarının sonucunu yaşamak kaderimiz oluveriyor…

…

İşte bunun için önemlidir çevre örgütlerinin serzenişleri…

Gönüllü bir avuç insan dere tepe demeden ülkeyi arşınlıyor ve yapılan yanlışları haykırıyor!

Ama duyan yok!

Araştıran yok…

Denetleyen yok!

Ceza kesen hiç yok…

Bütün gaylemiz nereden yol geçecek, hangi arazilerin değeri artacak, bu koşturmanın peşindeyiz!

Özellikle Girne ve Lefkoşa'da yeni yapılan yolların tümü de bu hesaplanarak yapılmış, dostlar ahbaplar memnun edilmiş ve sonuçta bu yapılırken doğanın kimyası ile oynanmış ve doğa resmen katledilmiştir…

Bundan sonrasına bakalım lütfen!

Geçmişten ders alarak…

Sonra diz dövmemek için!

HP birinci parti!


Diyalog Gazetesi'nin bugün yayınlayacağını duyurduğu anket sonuçları dün gündem oluşturdu…

Bizim telefonlar da susmadı tabi ki!

Minik bir araştırma yapma gereği duyduk…

Anket sonuçları olası bir erken genel seçimde Halkın Partisi'ni birinci sırada gösteriyormuş!

Ardından UBP, sonra da CTP'nin geldiği söyleniyor…

DP'nin baraj sıkıntısı yaşayacağı iddiaları var!

HP'yi çok içine sindiremeyenler var onun için Özersay'ın bir balon olduğunu düşünebilir ve söyleyebilirler…

Gerçek şu ki kimse Özersay ve partisine kara kaşından kara gözünden dolayı yaklaşmıyor!

Diğerlerin kotu olması ve inandırıcılıklarını yitirmesi rüzgar etkisi yaratıyor ve HP'yi uçuruyor…

Köklü partiler bunu kabul edip çalışmalarını ona göre yapmak durumdadırlar!

Cratos'un borcu silindi mi!

Girne'ye önemli yatırım yapan Cratos Hotel'in artık yılan hikayesine dönen devlete elektrik borcu konusunda geçen hafta bazı gelişmeler yaşandığı söyleniyor…

Rakam 8 milyon TL gibi müthiş bir rakam!

Bu borcun silindiği iddiaları var…

Bu da çeşitli söylentilere neden oluyor!

Onun için Kıb-Tek bu konuda kamuoyunu bilgilendirici bir açıklama yapmalı…

Vatandaş sağdan soldan değil bire bir devlet kurumundan öğrensin diye!

Hala Sultan'a gitti geri dönmedi!

Geçtiğimiz hafta içinde Larnaka'daki Hala Sultan Tekkesi'ni bir ziyaret gerçekleştirilmişti…

KKTC'den 700 civarında vatandaş katıldı bu ziyarete!

Ama ziyaret için giden A.K. adlı kişinin dönmediğini öğrendik…

Hakkında da epey iddialar varmış bu kişinin!

İyi de bu ziyaretler bazılarının yasa dışı işlere bulaşması için mi yapılıyor…

Denetleme nerede!

Bu arada haber polis bültenlerine niçin yansımadı…

Kafamızı karıştırmayın lütfen!

Ertan Tosun da tepkili!

Bir süre önce buradaki görevi biten eski adıyla TC Yardım Heyeti Başkanı Ertan Tosun da sosyal medyada bir açıklama yaparak saatlerin geri alınmamasını eleştirdi.

İşte o açıklama;

"Bu saat ayarlamamasına ben de taktım.

Saat önemli, bakıyorum kızım karanlık bir ortamda okula gidiyor.
Bu durum bana 1984-87 yılları arasında okuduğum lise yıllarını hatırlattı.

O zaman da mi saati ayarlamamışlardı acaba?

Ben otobüs durağında beklerken sabah namazı cemaati camiden çıkardı, cemaat beni görünce korkardı."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları