Kırmızı çizgilerin kavgası!

Yayın Tarihi: 29/12/16 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Mont Pelerin'de tam bir hayal kırıklığı yaşamıştık…

Tam da bu iş artık bitti derken, Cenevre Zirvesi ve 5'li konferans çözüm isteyen herkesi umutlandırmıştı…

Hele de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da konferansa katılacağını açıklaması umutları bir o kadar körüklemişti…

Çünkü Erdoğan'ın zirveye katılmasının mutlaka bir esprisi vardı!

Belki de yılan hikayesine dönen ve artık kangren haline gelen Kıbrıs sorunu onun da katkılarıyla sona erecek ve kendisi bundan böyle Kıbrıs'a barış getiren lider olarak anılacaktı!

Her ne kadar 'o masaya vurur ve bu iş olmaz' diyenler olsa da…

…

İki gün önce Gezici Anket Şirketi'nin Diyalog Gazetesi'nde anket çalışması yayınlandı…

Kıbrıs Türkü'nün kırmızı çizgilerini de gösteren bir çalışmaydı bu!

Halkın yüzde 52'si Akıncı'yı başarılı buluyordu…

Yine halkın yüzde 89.4'lük çoğunluğu Türk askerinin adada kalmasından yana oy kullanmıştı!

Garantörlük konusunda da yüzde 88.8'lik bir kesim Türkiye'nin garantörlüğünden yana oy kullanmıştı…

Ayrıca dün Cumhurbaşkanı Akıncı, BBC'nin Türkçe servisine yaptığı açıklamada Türk askerinin kalmasının yararından bahsediyordu!

Artık kırmızı çizgilerimiz belliydi, Cenevre zirvesi öncesinde…

…

Ne büyük tesadüf ki dün Rum basınında da bazı anketlere rastladık…

Simerini gazetesi 'Kıbrıs Rum halkının kırmızı çizgileri' başlığı ile duyurdu anket sonuçlarını!

Peki anket sonuçlarında neler vardı;

1- Garantilerin ve müdahale hakkının olması: Yüzde 92 kırmızı çizgi, yüzde 8 müzakere edilebilir.
2- Genel garantiler olması: Yüzde 57 kırmızı çizgi, yüzde 43 müzakere edilebilir.
3- Yabancı askerlerin kalması: Yüzde 84 kırmızı çizgi, yüzde 16 müzakere edilebilir.
4- Federal düzeyde veto hakkı olması: Yüzde 63 kırmızı çizgi, yüzde 37 müzakere edilebilir.
5- Yerleşiklerin (tümünün) kalması: Yüzde 87 kırmızı çizgi, yüzde 13 müzakere edilebilir.
6- Güzelyurt'un Rum idaresine verilmesi: Yüzde 55 kırmızı çizgi, yüzde 45 müzakere edilebilir.
7- Yerleşiklerin bir kısmının kalması: Yüzde 38 kırmızı çizgi, yüzde 62 müzakere edilebilir.
8- Dönüşümlü başkanlık: Yüzde 58 kırmızı çizgi, yüzde 42 müzakere edilebilir.

…

Yani biz ne dersek, ne istersek tam tersi…

Onlara göre garantörler olmamalıydı!

Müdahale hakları da…

Askerlerin tümü adadan ayrılmalıydı, yerleşiklerin tümü adadan gitmeliydi!

Çünkü kendilerinde haklı yönleri vardı, Annan Planı'nda yüzde 76'lık kesim 'hayır' oyu kullandığı için yeni bir planda memnun edilmesi gereken taraftı!

Biz 2004'te 'evet' diyerek çözüm yanlısı olduğumuzu göstermiş ama ondan sonra kılımızı bile kıpırdatmamıştık…

Onlar ise 'hayır' dedikleri için, şimdi çok ama çok daha fazla şeyler isteme hakkını kendilerinde görüyorlardı!

…

Sonuçta şu anda kavga kırmızı çizgilerin kavgasıdır…

Ve bunun Cenevre'ye yansıması çok olumlu gözükmemektedir!

Bizim ileri adımlarımıza Rum kesimi aksine gerileyerek gardını aldığı için de Cenevre'den beklentiler en azından bana göre en alt düzeyde olacaktır…

Kesinlikle artık adada bir çözümün gerektiğine inananlardan olmamıza rağmen tünelin ucunda bir umut ışığı bile görememek Cenevre'nin de hayal kırıklığı ile sonlanacak olmasının göstergelerinden başka bir şey değildir!

Umarız yanılırız, umarız bir mucize gerçekleşir ve Kıbrıs'ta artık kalıcı ve yaşayabilir bir çözümün altına imza atılır…

Ölmedik candan ümit kesilmez hesabı!

DAÜ Genel Sekreterlik münhali biraz bekleyecek

Basında manşetlere düşünce epey kıyametler kopmuştu…

DAÜ'de Genel Sekreterlik münhali için pek çok kişinin gözü o makamdaydı!

Şimdi sanki de tartışmalar biraz duruldu gibi…

Bu makamda gözü olanlar için de kötü bir haber;

Bu münhal epey bir zaman bekletilecek!

Hatta 2017 yılının sonlarına kadar…

Yani yorgan gitti kavga bitti misali!

Ama şimdilik!

Noel kutlamasına bu tepki niye!

Tartışmaları seven bir toplumuz…

Bu iyi ama bazen abartıyoruz!

Neymiş dini inançlarımıza göre Noel kutlaması caiz değilmiş filan…

Bu kadar derine inmeye ne gerek var ki!

Biraz da olaya ticari bakmak gerek…

Cebinde olan harcayacak olmayan evde oturacak, her zamanki gibi!

Bu kutlamaların olumlu tarafı da var…

Haftanın sadece belirli günlerinde iş yapan esnafımız biraz nefes alacak!

Cebi para görecek…

Bunun ne kötülüğü olabilir ki!

Biraz insaf lütfen…

Kimse kapıya kilit vurmasın!

Yeni yıl kutlamalarını abartan asıl kesim kamu kesimi…

Son günler yaklaşırken mesai saatlerinde kapıya bir kağıt asan eğlence yerlerinde kutluyor yeni yılı…

"Şu saatlerde çalışmıyoruz kutlama var" diye!

Oysa geçen sene CTP hükümeti döneminde bir genelge yayınlanmış ve yeni yıl kutlamalarının mesai saatleri dışında yapılabileceği belirtilmişti…

Bu hükümet o genelgeyi yok mu sanıyor!

Bunu bir açıklasın hele…

Çünkü o kadar çok devlet dairesi çalışanlarına duyuruyor ki!

Önlemi alınsın diye yazma ihtiyacı duyduk…

Kutlama yapın!

Ama devletin ve vatandaşın cebinden değil…

Su faturaları yakmaya başladı!

Türkiye'den gelen suyun tartışmaları bitti ama şimdi de faturalardaki uçuk rakamlar vatandaşın şikayet konusu olmaya başladı…

Lefkoşa'da oturup da su faturaları yeni gelenlerin gözleri fal taşı gibi açılmaya başladı…

Örneğin bir Lefkoşalı geçmişte 60-70 TL fatura gelirken bu ay rakamın 150 TL'ye fırladığını kızgın sözlerle şikayet etti…

Bir diğerisinin de genelde 80-90 TL arasında fatura gelirken son ay 230 TL geldiğini görünce kalbine sızılar girmiş!

Harmancı kardeşimize duyurulur…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları