Cratos faciası!

Az buz değil…

Tam 7 sene hapis yatacaklar!

Murat Bozoğlu ve Kemal Bozoğlu…

Buradaki Port Cratos'un sahipleri!

Suçlama da müthiş:

Nitelikli dolandırıcılık!

Vakıfbank'tan aldıkları 30 milyon TL'lik kredi için sahte imza kullanmışlar…

Sadece hapis cezası almadılar!

Sahte evraklarla aldıkları kredinin iki katını da para cezası olarak ödeyecekler…

62 milyon TL civarında para bu!

KKTC'de de dev bir yatırım yaptılar…

…

Patronlar hapis yatarken elbette burada işleri yürütecek birileri mutlak vardır aileden…

Ama çok da kimsenin gündeme getiremediği bir konu var!

Kıb-Tek'e olan 9 milyon TL'lik borç…

Ansızın silindi gitti bir gecede!

Ne siyasiler bir yorum yaptı ne de başkaları…

Basın organlarının bazılarında bile çıkmadı bu haberler!

Reklam ilişkileri yani…

Bizde basın reklam alsın yeter ki, kim ne yolsuzluk yaparsa yapsın!

Yeter ki gelsin paracıklar…

Deve kuşu gibi başlarını kuma sokarlar, nasıl olsa iki günde unutulur!

…

El-Sen dün konuyu Sayıştay Başkanlığı'na götürdü…

Hem de belgelerle!

Çünkü silinen borç nedeniyle kurum büyük zarara sokulmuştu…

Top Sayıştay'da yani!

Bu kurumumuz içinde seferberlik ilan edip bu olayı en kısa zamanda açıklığa kavuşturmalıdır…

Siyasilerden gelecek olan telefonlara kulaklarını tıkayarak!

Devletin parasına sahip çıkmalıdır, hem de sonuna kadar…

Sonra da kimse bu kıyağın sorumlusu!

Kamuoyu da öğrenmelidir…

…

Sevgili okurlar…

Bu satırların yazarı yabancı yatırımcıya karşı olan birisi değildir!

Turizmin öncü sektör olduğu ülkemizde Türkiye'den de dünyanın her ülkesinden de elbette ülkemize yatırımcı gelecektir…

Turizm pahalı iştir ve kalite gerektirir!

Burada önemli olan gelen yatırımcının ülkesinde de yaptıklarıdır…

Kendi ülkesinde dolandırıcılık yaparak hapse mahkum olanların bizim ülkemize tek kuruşluk faydaları olmaz!

Aksine ceplerindeki kumar paralarına güvenerek buradaki bazı kesimleri de ektileri altına alırlar ve hem siyasette hem basında çok güçlü hale gelirler ve sonuçta kazanan bir avuç avantacı olurken toplum olarak hep kaybederiz…

Kurulduğu günden bu yana icraatlarıyla hep tartışma konusu olan, gazetecilerin dayak yediği otel olarak da bilinen Cratos'un sadece devlete elektrik borcu değil tüm icraatları masaya yatırılmalı ve varsa usulsüzlükler ortaya çıkarılmalıdır!

Sendikalar artık iktidar olmalıdır!

Başka bir çaresi kalmamıştır…

Ne yapıp ne edip ülkemizdeki sendika yöneticileri mutlaka bir dönem de olsa iktidara getirilmelidirler!

İktidar olunca ne yapacaklarını görelim diye…

Yeni kaos nedeni kamudaki değişen mesai saatleri!

Grev ve eylem kararı aldı iki sendika…

Bakanlar Kurulu'nun kararını uygulamayacaklarmış!

Be insanlar!

Bu kararın hükümetin kararı olmadığını bilmeyen mi var!

Türkiye ile imzalanan bir protokol var ortada…

O protokolü uygulama meselesidir bu!

Hani şu muhaliflerin dalga geçtiği TC yardımları meselesi…

Reformlar uygulamaya geçilmezse Ankara'dan da mali yardım gelmeyecek!

Bu kadar basit bir olay bu…

Şu anda iktidarda hangi parti olursa olsun!

Bunu uygulamayınca maaşların ödenmesi de dahil birçok konuda büyük sıkıntılar yaşanacak…

Siz hala eyleme devam edin!

Yani vitrine oynamaya…

"Mücadele ruhuna da uymaz…"

"Biz bu toplumda ayrıcalıklı kesimiz!...

Ancak 15.30'a kadar çalışır, sonra gider kamuya giremeyen insanların alması gereken işleri de biz yapar onları işsiz aşsız bırakırız!...

Ya da evde keyfimize bakar kamuda işi olan insanların bizim keyfimizin gelmesini beklemelerini büyük bir hazla izleriz!...

Eğer birileri bizi 17.00'a kadar çalıştırmaya kalkarsa da heyhat greve gider herkesin bizi desteklemesini isteriz...

Çünkü biz gerçek vatandaş diğerleri de bize tabi kullardır!!!

Kusura bakmayın ey kamu sendikaları ama bu sizinki ne eşitliğe ne adalete ne de örgütlü mücadele ruhuna uyar!"

(Bülent KANOL)

"Bunlar için mi siyaset meslek oldu!"

"EL - SEN Sayıştay Başkanlığı'na başvurdu. Elektrik Kurumu hakkında ciddi iddiaları var. Sonuçları lehlerine sonuçlandırılabilir. Daha sonra ne olacak? Yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık tespiti ortaya çıkarsa Polis Genel Müdürlüğü gerekli çalışmaları başlatıp konuyu Başsavcılığa gereği yapılsın diye havale edecek mi?

Şimdiye kadar yaklaşık iki bin Sayıştay raporunda suçlular adalet önünde hesap verdi mi? Yapanın yanına kalan bu antidemokratik ülkede raporlarda adı geçenler yine siyasi partilerden aday gösterilmiyor mu? Yine seçim kazanmıyor mu? Yine kurumların yönetim kurullarına atanmıyor mu?

Peki çözüm ne olacak? Siyasete gir yapacağını yap gerisini merak etme mi olmalıdır? Bunlar için mi siyaset meslek haline getirildi. Bunun için mi bizim olan her şeyi sözde ekonomik protokollerle teslim ediyoruz? Bunun için mi adaletin olmadığı bu ülkede bataklıkta gül arar hale getirildik!..."

(Savaş BOZAT)