93 bin öğrenci diye böbürleniyoruz ama…

Yayın Tarihi: 05/04/17 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Nijerya'nın Ankara Büyükelçisi'nin kulakları çınlasın…

Kendisi geçtiğimiz aylarda bizzat buraya gelerek bazı üniversiteleri ziyaret etmiş ve bunların hepsinde de okul yöneticilerini uyarmıştı!

"Okula kayıt yaptırıp da devam etmeyenleri sınır dışı edin" diye…

Düşünün bir kere bir ülkenin Ankara Büyükelçisi kendi ülke insanının durumunu çok iyi bildiği için başka bir ülkeye uyarıda bulunuyor…

Ne diyor!

İpin ucunu bir kere kaçırırsanız tepenize çıkarlar…

Uyuşturucu işi artık onlardan sorulur…

Fuhuş sektörünü ele geçirirler…

Ülkenin en büyük ve güçlü çetelerini onlar oluşturur ve kirli bütün işlerin arkasında artık onlar olur!

…

Yani normalde başka bir ülkede olsa böyle bir adamı öpüp başlarına koyarlar…

Sonra da hiç gecikmeden önlem alırlar!

Bizim yapmadığımızı yani…

Peki biz ne yapıyoruz?

93 bin öğrencimiz var diye böbürleniyoruz!

Ve bu eğitimde yutturulmaya çalışılıyor…

Kimler tarafından?

Bizim yöneticilerimiz tarafından…

Türkiyeli politikacılar tarafından!

Dün gazetelerde vardı…

93 bin öğrencimiz vardı ama bunların 20 bini okula bile gitmiyor!

Kaldı mı şimdi elimizde 73 bin öğrenci…

…

Irkçı değiliz, insan haklarına saygılıyız, evrense değerlere de bağlıyız…

Ama bir ülkenin büyükelçisi bile bizi uyarma gereği duyuyor ve olası tehlikelere karşı önlem almamızı istiyorsa ve bizimkiler bunu yapmıyorsa burada ciddi bir yönetim boşluğu var demektir!

Hangi ülkeden olursa olsun gelip adam gibi okuyan tüm öğrenciler başımız üstüne…

Hepsi evladımızdır, kardeşimizdir!

Ama çeşitli üniversitelerde kayıt yaptırıp da okula gitmeyen 20 bin öğrenci varsa bunların da birçoğu potansiyel suçlu demektir…

Son aylarda polis bültenlerindeki uyuşturucu haberlerine bakın!

Birçoğunun ardında bu öğrenciler var…

Bıçaklama, yaralama ve cinayetlere bakın!

Yine bu öğrenciler başı çekiyor…

Neredeyse bütün sokaklarda bunlar var!

İnsanlar yanlarından geçmeye bile korkmaya başladılar…

…

Doğrudur…

Bir zamanlar lokomotif sektörümüz turizmdi ama!

Şimdi üniversiteler onun önüne geçti…

Bu işte de iyi para var ki her önüne gelen üniversite kuruyor, izin için her türlü torpili buluyor!

Kimi bu izinleri satıyor kimi de kendi çapında bir üniversite binasını anında yükseltiyor…

Biz de ne kadar çok üniversite o kadar çok öğrenci mantığıyla gidiyoruz!

Gelen öğrenci altın yumurtlayan tavuk ya…

Yeter ki para kazandırsın!

Kazandırsın elbet, ülke ekonomisine de büyük katkı ama…

Ya kalite!

Bu kaliteye kim önem veriyor…

Eğitimin kalitesini kim denetliyor!

93 bin öğrencimiz var diye böbürlenenlerin ister buradan ister dışarıdan olsun…

Kalite yoksa bu iş fazla gitmez!

Potansiyel suçlular meselesi de cabası…


Gazetecilik ve propaganda!

Bazı gazetelerde yayınlanan referandum reklamları hala tartışıladursun Basın-Sen de bu konuda bir basın bildirisi yayınladı, başlık da hayli ilginçti…

Gazetecilik propaganda haline dönüştürülemezmiş!

Güleyim mi ağlayayım mı ben de şaşırdım…

Acaba bu arkadaşlar özellikle bazı basın gruplarının hem Kıbrıs müzakerelerinde hem de siyasette borazancılık görevi yaptığını bilmiyorlar, görmüyorlar mı!

Tabiî ki biliyorlar…

Ama işte bizde işine gelince öyle gelmeyince de böyle olabiliyor!

Devlet kurumlarında çalışan gazetecilere sahip çıkan örgütlerin artık özelde çalışanların haklarını arama zamanı gelmedi mi…

Biraz onlara bakın Allah için!

"20 gün yatırım yapıyorlar…"

"Sayın Özadam,

Geçen hafta içinde temizlik ve güvenlik şirketlerinde istihdam edilen çalışanların hakkını savunan yazınızı büyük beğeni ile okuduk…

Biz bir grup temizlik şirketi çalışanı olarak çok mutlu olduk.

Meğerse bu ülkede ezilen, sömürülen insanların da ardında birileri olduğu, onların sorunlarına parmak bastığı için.

Bizim çalıştığımız şirkette de adam kayırma ve hak yeme var.

Tüm çalışanlar aynı şartlarda çalıştığı için bazılarının sigorta primi yatırımı 30 günden yapılırken bizim de içinde bulunduğumuz grubun ise 20 günden yapılıyor.

Maksat üç beş kuruş daha yatırım yapmak.

İnanın ki 3 yıldır aynı şirkette çalıştığımız halde tek bir devlet görevlisi bile denetime gelmedi, bizim haklarımızı sormadı.

Şikayetimize yazınızda yer verirseniz seviniriz."

(İsmi mahfuz)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları