Onurlu siyasetçi aranıyor!

Yayın Tarihi: 03/05/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Siyasetçi derken hükümete mensup demek istiyoruz…

Örneğin bir bakan!

Birçok bakanın haberi bile olmadan geçti bu karar…

Ya da bir milletvekili!

Bir şirkete peşkeş çekildi ama tek bir vekilin bile haberi olmadan…

Asker karşıydı, elçilik karşıydı çünkü orasının Kıbrıs Türkü için manevi değeri çok büyüktü!

Vakıflar İdaresi Genel Müdürü uzun bir süre imza atmadı, sonra baskı görünce hastanelik oldu, sağlığı bozuldu…

Ama hükümetin iki ortağının başı çoktan kararlarını vermişti!

Yavuz Çıkarma Plajı, 30 yıllığına özel bir şirkete verildi…

30 yıl verildi zira daha fazla olsaydı meclis kararı alınması gerekliydi!

…

Dün Meclis kürsüsünde Tufan hoca konuyu gündeme getirince hepsi dut yemiş bülbül kesildi…

Çünkü söyleyecek tek bir kelimeleri bile yoktu!

Zaten bu işten haberleri de olmadı…

Tufan hoca konuştukça onlar mosmor kesildi!

Çünkü burasının özel bir şirkete kiralandığını ana muhalefet partisi başkanından öğrenmişlerdi…

İçlerinden tek bir Nazım Çavuşoğlu ''Tekrar gözden geçiririz'' demişti ama!

Böyle söylemeye mecburdu çünkü bir şekilde yukarıdakilerin ayıbını örtmek ona kalmıştı…

Aslında o da çok iyi biliyor ki bu iş bitti, gözden geçirme filan olmayacak, çünkü ilahlar öyle istedi…

…

Sözde milliyetçi, ulusalcı ve vatan millet deyince mangalda kül bırakmayan iki parti…

Hani şu milli gün ve bayramlarda nutuk atarken boyun damarları kabaran!

Anavatan denince yere göğe sığdıramayanlar…

Bu muydu sizin milliyetçiliğiniz!

Bundan böyle milliyetçi nutuklarınızda size kimin inanacağını bekliyorsunuz ki…

Belli ki milliyetçilik artık sadece sözde kaldı, devletin en müstesna kıyıları peşkeş çekilince milliyetçilik cebe saklandı!

Bundan sonraki 20 Temmuzlarda, 15 Kasımlarda vatandaşın karşısına çıkıp hangi yüzle nutuk sallayacaksınız, şimdiden merak etmeye başladık…

…

Onun içindir şimdi onurlu bir siyasetçi arıyoruz…

Özellikle bakan arkadaşlar;

Tamam o koltuklar gayet rahat ve siyasi geleceğiniz için çok önemli ama!

Sizlerin haberi bile olmadan Bakanlar Kurulu nasıl böyle bir karar üretir…

Biliriz çoğunuz masumsunuz ve o imzaları çoktan attınız ama, bugün buna yarın neye imza atacağınızı sormazlar mı size!

Kaç taneniz ortaya çıkar da 'ben yokum' der bilinmez…

Ama artık birileri ortaya çıkıp, bu skandalı mutlaka sonlandırmalı!

İsyan mı edersiniz bilemem…

Kavga mı çıkarır o da sizin meseleniz ama!

"Bu karar uygulanırsa istifa ederim" diyen birileri çıkar mı aranızda…

…

Ve hükümet ortaklarının iki lideri, Özgürgün ve Denktaş…

Perde gerisinde neler döndü bilemiyoruz ama belli ki siz baş başa verip bu kararı hiç de etik olmayan yollarda aldınız!

Bunu niye yaptınız bari onu açıklayın…

Hükümet ortakları uyumlu çalışıyor demekle bu işler yürümez!

O uyumun arkasında neler ve kimler ve hangi gerekçeler var bunların tümünü de bilmek vatandaşın hakkıdır…

Hadi bir cesaret açıklayıverin lütfen!

Ya da bu ayıbın kaldırılması için bir kez daha düşünün deriz, zira vebali hep üzerinizde olacaktır…

KARAR GERİ ÇEKİLDİ:

Biz bu yazıyı kaleme aldıktan sonra Bakanlar Kurulu baskılara dayanamayarak bu kararı geri çekti…

İyi de yaptı, doğrusu buydu!

Ama kararın geri çekilmesi bu hükümeti ak kaşık yapmayacaktır…

Hangi gerekçelerle bu arazinin peşkeş çekildiğini bilmek vatandaşın en doğal haklarından birisidir!

Birçok bakanın haberi olmadan onların imzası kullanılarak yangından mal kaçırırcasına alınan bu karar skandalın ta kendisidir ve perde gerisinde yaşananlar netleşmedikçe de şaibe ortada hep duracaktır…

"Kıbrıs görüşmeleri nereye gidiyor!"

"Kuzey'deki Rum malları bizim Güney'de bıraktıklarımız da bizim, Dönüşümlü Başkanlık, Yönetimin her seviyesinde eşit temsiliyet, memurların %33'ünü, polisin %50'sini, toprakların %29+'sını istiyoruz.

Ankara'dan gelen talimatlar doğrultusunda, önüne geleni vatandaş yaparak, kendi ülkende (Kuzey'de) azınlığa düştüğüne bakmadan, "siyasi eşitlik" istiyor ve "Garantilerden vazgeçmem" diyoruz.

Bu taleplere "evet" demeyen Rum tarafını "barış istemeyen taraf" ilan ederek, "Anlaşma olmazsa olmaz, sığınılacak Türkiye limanımız var" demekten çekinmiyoruz.

Hepsini geçiyorum...

Biz, halk olarak ne yapıyoruz?

Ses çıkarmadan, sadece seyrediyoruz.

Nereye kadar?..."

(Ülker FAHRİ)

"Babanızın malı mı!"

"Yavuz Çıkartma Plajı: 1974 sonrasında ailemle birlikte yerleşip bu vatanda kök salmaya başladığımız yerdir. Yaşama tutunduğumuz evdeki, sokaktaki, kumsaldaki savaşın kötü izlerini silmek kolay olmamıştı. Oysa şimdi birileri çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği bu yerleri, başka birilerini verme telaşında...
Sokaktaki her taşı, plajındaki bir zamanlar deniz kestaneleri ile dolu her kayanın yerini bilirim... Sadece şafak nöbetlerinde akla gelen o plaj, önce bölgede yaşayanların sonra da tüm Kuzey Kıbrıs halkının uzaktan baktığı bir hal aldı... Şimdi de tümden kurban ediliyor. Babanızın malı mıdır b'amma?"

(Salih SARPTEN)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları