"Hata yaptım, pişmanım…"

Yayın Tarihi: 18/05/17 07:30
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Beklediğim gibi dün sabahın ilk telefonu kopyacılıkla suçladığımız öğretmenden geldi…

Tepki, kızgınlık filan göstermedi!

Aksine çok da kısık bir ses tonu ile konuştu, kibardı…

"Yazınızı okudum onun için aradım" dedi!

Yarışmada öğrencilere kopya verdiğini itiraf etti…

"Hata yaptım, pişmanım" diye ekledi!

En çok neye üzüldüm biliyor musunuz…

Daha 26 yaşında gencecik ve çok yeni bir öğretmen olduğuna!

Belli ki pişmandı, huzursuzdu, bakanlık tarafından soruşturma başlatılmıştı çünkü…

Bu olaydan ailesinin de haberi yoktu çünkü dünkü yazıda isminden filan bahsetmemiştik!

…

Gazeteciyiz, yazar ve çizeriz ama biz de insanız işte…

Evladımız yaşındaki bir öğretmenin böyle bir yanlış yapmasını kaleme aldık diye de gurur duymuyoruz!

Aksine hele de dün sabahki telefon konuşmasından sonra içimiz eridi resmen…

Tabiî ki bu yazıyı kaleme aldık diye pişman da olmadık ama!

Bizim de bir bilgisayar karşısındaki bir de özel hayatımızda ayrı insan olduğumuzu, bizim de etten, tırnaktan ve duygulardan oluşan bir insan olduğumuzu belirtmekte yarar var…

Bunun bir de vicdan muhasebesi, insanın kendi özeleştirisini yapması var!

Kendi içimizde yaşarız bunları, dışarıya çok da aksettirmeyiz…

Hele de bilgisayarın kapağını kapatıp akşam dinlenmesine geçtiğimizde bambaşka bir insan oluruz, kimsenin tahmin edemeyeceği!

…

Öğrencilerini kopya veren ve bize pişmanlığını anlatan, özür dileyen bu genç öğretmene öncelikle teşekkür ederiz…

Medeni cesaret gösterip bizi aradığı, itiraf ettiği için!

Genç ve tecrübesiz bir öğretmen olup bu hataya düştüğü ve bir daha böyle bir hatanın asla tekrarlanmayacağı sözünü verdiği için…

Evladımız yaşında ya işte…

Kendisine nasihat verme ihtiyacı da hissettik dünkü telefon konuşmamızda!

Çünkü olan olmuştu artık…

Filmi başına çeviremeyeceğimize göre burada yapacağımız tek şey kalıyor!

Yapılan hatalardan ders çıkarmak…

Aynı hatayı bir kez daha yapmamak!

Rahmetli babam derdi ki;

Hele gençlik yıllarında yapılan ilk hata affedilebilir…

Ama aynı hatayı ikinci kez yaparsan, işte asıl hata odur!

Özersay korkusu var!

Sohbetlerde konu siyaset oldu mu hele de seçim tahmini yürütüldüğü zaman Özersay'ın Halkın Partisi de masaya yatırılır…

Bir bakan arkadaşla geçenlerde sohbet ederken konu döndü dolaştı seçim tahminlerine geldi!

Bana Özersay'ın durumunu sordu…

Önce kendi fikrini söylemesini istedim;

"Özersay düşüşte" dedi!

Nedense genelde böyle söylüyorlar…

Demek ki en azından Kudret Özersay'ın şimdi düşüşte olsa da partisini kurduğu ilk günlerde yükseklerde olduğunu kabul ediyorlar!

Bu konuda ki sorulara ben de genelde şöyle cevap veririm;

"Düşüşte olabilir ama sandıklar kurulduğu zaman sonuçlar açıklandığında böyle olmayacağını göreceksiniz…"

Tabiî ki kiminin canı sıkılır bu yoruma ama bu bizim görüşümüz!

Ama şunu da eklerim hiç gecikmeden;

"Bu iş onun kara gözü kara kaşı için değil, denenmiş partilerin yönetimde oldukları zaman ülkeyi iyi yönetemedikleri için…"

Aslında önlerinde zaman var hala…

Özersay'dan korkmayıp da ülkede halkın refahını sağlayacak, ekonomiyi ayağa kaldıracak bir şeyler yapsalar durum çok farklı olabilir!

6 belediye yeter!

Nüfusumuzu tam ve net olarak bilemiyoruz ama…

Resmi rakamlar 300 bin ise öyle farz edelim!

300 bin nüfusluk bir ülkede 28 belediye var…

Başkaları duysa güler buna!

Çünkü birçoğu belediye değil köy görünümünde…

Bakan Çavuşoğlu önceki gün belediye sayısının 14'e düşürülmesi için çalışma yapıldığını açıkladı!

Deriz ki eğer öyle yaparlarsa büyük kavgalar kopar…

Doğrusu Lefke'yle birlikte belediye sayısının 6'ya düşürülmesidir!

6 belediye ama güçlü 6 belediye…

Doğrusu bu değil mi!

Yavuz Çıkarma Plajı'nın kiralanması niçin iptal edilmiyor!

Son günlerin akla takılan soruların başında geliyor…

Bakanlar Kurulu Yavuz Çıkarma Plajı'nın kiralanmasını durdurdu, ileriye götürülmeyeceğini açıkladı ama bu kararı niçin iptal etmiyor!

Tabiî ki bu sorunun muhatabı da yine hükümet oluyor…

Bu karar iptal edilmedikçe de burasının her an peşkeş çekilebileceği hep gündemde olacak!

Neyi bekliyorlar bilemiyoruz ama…

Bir bit yeniği var işte!

Bu ağaçlar niye kesiliyor!

Sözümüz İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu'na…

Dün bölge insanları fotoğraf çekip gönderdi!

İskele Boğazı'ndaki insanların gölgede oturup nefes aldıkları park yerinin ağaçları kesilmeye başlanmış.

Oradaki büfeyi işleten böyle istemiş!

Doğru mu Hasan kardeş, bunlara günah değil mi…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları