Çözümün onurlusu nasıl olur!

Yayın Tarihi: 23/06/17 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türkü aslında tüm dünya ülkelerinden rahat ve huzurlu bir toplumdu…

Evet, adada bir kurtuluş mücadelesi vermiş, zor yıllar yaşamış ama sonuçta öyle ya da böyle bir devlete sahip olmuştu!

Savaş yılları geçtikten sonra Türkiye'nin çok ciddi maddi ve manevi destekleri oldu, olmaya da devam ediyor…

Her ne kadar özellikle son yıllarda üretimden koparılsak da hepimiz iyi birer tüketici konumuna sokulduk!

Bu arada yine yıllardır Kıbrıs'ta çözüm için türlü fırsatlar yaratıldı ama Rum kesiminin takozu nedeniyle çözüme bir türlü kavuşamadık…

2004 yılında Rumlar Annan Planı'na onay verseydi, şimdi bambaşka bir tablo içinde olacaktık, olumlu ve olumsuz yanlarıyla!

…

Şimdi yeni bir fırsat penceresi açıldı çözüm için…

Bu kez iki tarafın heyetleri CransMontana'da buluşup yeniden deneyecekler!

Aslında iki tarafın toplumlarına baktığınızda çözüm umudu sanki de hiç yok gibi…

Ama itiraf etmek gerek ki asıl çözüme ihtiyacı olan Kıbrıs Türk tarafıdır!

Onlar hem BM üyesi hem AB üyesi tanınan, biz ise Türkiye'den başka hiçbir ülke tarafından tanınmayan kesim…

Hele de ekonomik bağımlılığımız olduğu için gün geldi 'besleme' olduk, gün geldi 'tembel' ilan edildik!

Bunlar haksız eleştiriler olarak gösterilse de bütün bu suçlamaların asıl sorumluları ülkeyi yönettiğini sanan beceriksiz, basiretsiz siyasiler olmuştur…

Ve tabiî ki onları o koltuklara oturtan seçmen kesimi!

…

Kendi adıma konuşacak olursam çözüm artık mutlaka gelmeli…

Ülke insanı daha layıkıyla yönetilsin diye!

Partizanlık, popülizm, kötü yönetimler gitsin diye…

Devlet kaynakları artık adam gibi adil olarak ülke insanına dağıtılsın diye!

Yediğimiz içtiğimiz gıdalardaki zehir oranı tartışılmasın diye…

Devlete yapılan istihdamlarda sırf partililer değil partisizler de eşit tutulsun diye!

Başını alıp giden kanser hastalıklarının önü kesilsin, gencecik insanlarımız hayata zamansız veda etmesin diye…

Asker eğer kendine ait arazileri bağışlayacaksa, bunların özel isimlere değil halkın yararına yapılması için…

O kadar çok çözüm nedenimiz var ki burada yazsak sayfalar yetmez!

…

Halkın geneline sorun derler ki;

Onurlu bir çözüm istiyoruz!

Kim istemez ki böyle bir çözümü…

Bir karış toprak vermeyeceğiz, asker çıkmayacak, kendimizi hep güvende hissedeceğiz, daha neler neler!

Çünkü haklı olarak bunun aksi olursa 'onursuz bir çözüm' olacak…

Aynısı komşu için de geçerli!

Onların derdi zaten Türkiye'den ve askerden kurtulmak, egemenliklerini adanın tümüne yaymak…

Zaten her defasında azınlığın çoğunluğa hükmedemeyeceğini söylemiyorlar mı!

Onun için bu adada onurlu çözüm falan hayalden öte bir şey değildir…

…

Kıbrıs'ta onurlu bir çözümü filan bir yana koyun artık lütfen…

Bundan böyle Kıbrıs Türkünün hedefi kendi toprakları üzerinde onurlu bir yaşam mücadelesi olmalıdır!

Bunun için de ilk şart yönetimi teslim edeceğimiz kişilerin onurlu olmasından geçer…

Devlet makamlarına gelince bunu babasının çiftliği gibi kullanmayan, kendi partisi dışındakileri dışlamayan, adaletten yana siyasilerden!

Bu kesinlikle olmaz demeyin çünkü eğer bunu yaparsanız onursuz yöneticilerin de önünü açmış olursunuz…

Ne savaşı yahu!

Son günlerin yenin modası…

Cenevre'de yapılacak olan görüşmelerde bir sonuca varılamazsa adada savaş çıkma ihtimali var!

Bunu neye dayanarak söylüyorlar ya da söyletiyorlar anlamak zor…

Sanki de vatandaşa bir korku salma gayretine mi girdi bazıları!

Hem buna kim inanır ki…

Şu anda 40 bine yakın asker var, mühimmat var, var da var!

Türkiye de birkaç dakikalık mesafedeyken Kıbrıs'ta bir savaşa kim cesaret edebilir ki…

Çıkarsa da zaten biz bunu niye düşünelim Allah için!

Merkez Bankası'nın başına kim gelecek!

Geçtiğimiz hafta içinde KKTC Merkez Bankası'nda çok ilginç ve önemli bir gelişme yaşandı…

Merkez Bankası'na Türkiye'den yeni atanan Mehmet Emin Özcan basınla tanıştığı günün gecesinde Ankara'dan gelen bir talimatla Türkiye'de Vakıfbank Genel Müdürlüğü'ne atandı!

Onun için mecburi bir görevdi bu…

Ama biz işte yeniden müdürsüz kaldık!

Muhakkak birileri atanacak da acaba diyoruz bu kez içeriden birisi atansa daha iyi olmaz mı?

Hem birilerinin de yıllardır şikayet konusu olan bir konu çözüme kavuşmuş olur…

Bizimkisi sadece bir öneri!

Yüzde 50 zehirliyiz!

Sağlık gibi çok ciddi bir konu ama biz işi komediye çevirdik…

Yediklerimizin yüzde 50 zehirli olduğunu tartışıyoruz!

Ama sadece tartışıyoruz işte…

Önlem yok, resmi bir açıklama yok, ciddi bir bakış açısı yok!

Biz bu konuda Gıda Mühendisleri Odası'nın görüşünü baz alıyoruz…

Şimdiye kadar yüzde 50 zehirlendik, zehirlenmeye de devam ediyoruz!

Umurunda olan birileri çıkarsa ne ala…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları