Cezaevinden mektup var…

Yayın Tarihi: 05/07/17 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bize ulaştırılan mektupta 'Cezaevi SOS veriyor' başlığı kullanılmış…

Hoş bilinen bir gerçek bu!

Ama detaylar çok farklı bu kez…

H.K adlı bir mahkum, AIDS hastası olduğu için burada sadece mahkumlar değil gardiyanlar da büyük rahatsızlık duyuyor!

Bir kere önce şunu belirtmek gerek;

AIDS hastasının cezaevinde işi ne!

Burada tedavisi sağlıklı bir ortamda yapılıyor mu?

Demelerine göre yapılmıyor, atılmış bir kenara kaderine de mahkum edilmiş bir görüntü içinde…

İnsanlık dışı bir ortamda yaşamak zorunda bırakılmış, 40 küsur derece sıcakta vantilatör alacak kadar bile parası yok!

Durumu cezaevi yönetimine bildirmiş, ''Paran varsa git kantinden al'' cevabı verilmiş…

Yönetim klima altında günü geçirirken hasta mahkum parası yok diye serinlik ihtiyacını karşılayamıyor!

Başka bir çelişki;

H.K adlı hasta da tüm mahkumların tıraş olduğu berberde bu ihtiyacını karşılıyor…

Bu kez de diğer mahkumlar hastalık korkusuyla cezaevi berberine gitmeye korkuyor!

Kim olsa korkmaz ki…

…

Hırsızlık suçundan mahkum olan 14 yaşındaki Daniel Beagrof zorla cezaevi mutfağında çalıştırılıyor…

Burada çalışmak istemediğini defalarca bildirmiş ama takan olmamış!

Cezaevinin kantininde fiyatlar dışarıdaki market fiyatlarından çok daha yukarıda…

Sanki de işi ticarete dökmüşler!

Kantinde zaten son günlerde yapılan vurgunlar konuşuluyor, vurguna katılanlar ya parayı ceplerine indirip adayı terk ediyorlar ya da küçük cezalarla kelleyi kurtarıyorlar…

Hele de son vurgundan sonra kantin neredeyse tamamen boşalmış bir ambar görünümünde!

Son uygulama geçen kart sistemi nakit para olmadığı için kantine alımları da olumsuz etkilemiş…

…

Herhangi bir mahkumun cezaevi müdürü ile görüşmesi neredeyse imkansız gibi…

Yazılan dilekçeler bir çavuşta toplanıyor ama gerisi gelmiyor!

Burada da adalet yok, çünkü bazı kara camlı Mercedeslerle gelen kişiler yakın mahkumlar ile rahatlıkla müdür odasında görüşebiliyorlar…

Emekli bir subay, tutuklu olan oğlun ile müdür odasında görüşebiliyor ama diğerlerinin böyle bir şansı yok!

Bayram ziyaretlerinde resmen bir kepazelik yaşanmış…

İçeride klimalı salonlar bulunurken, mahkumlar aileleriyle birlikte dışarıya güneşin altına kurulan çadırlarda görüşmek zorunda bırakılmış!

İşin ilginci bu çadır da dışarıdan birileri istedi diye bahçeye kurulmuş…

Yöneten kim yönetilen kim belli bile değil!

Yine bayram ziyaretlerinde gelen çocukların üzerlerinin bile çağ dışı olarak uyuşturucu nedeniyle aranması birçok aileyi rencide etmiş…

Tamam bunu yapmakla haklı olabilirsinin ama kimseyi de rencide etmeye hakkın yok ki!

Eleştirilerin odak noktası genelde cezaevi müdürü…

İkinci iş olarak uydu anteni taktığı iddiaları var!

Bu iddialar hem gardiyanlara hem de mahkumlara olumsuz olarak yansıyor…

Genelde bir memnuniyetsizlik havası hakim!

Birçok mahkumun isyan çıkarma girişimine hazırlandığı yönünde ihbarlar da var…

Ve bunların birçoğu içeride yaşanırken dışarıda yetkili olan bakanlığa haberlerin sızmaması için olağanüstü gayret sarf ediliyor!

Biz uyaralım, uyanırlarsa ne ala artık…

Mercedes polemiği kabak tadı verdi!

Kalkanlı yangını ve ardından helikopter muhabbeti…

Bir kez daha bakanlara alınan makam araçlarını gündeme getirdi!

Muhalefet konusu bulmakta güçlük çekenler sakız gibi yine bu araçları gündeme getiriyor…

Kimse kusura bakmasın ama biraz da ucuz muhalefet oluyor bu!

Burada isimlerden daha ziyade makamlar ön planda tutulmalı…

Öyle ya da böyle bu makam araçları alındı ve zaten birçoğu da kullanılmıyor!

Bize göre de devlet ve makamlar göz önünde bulundurulduğu zaman bu araçların alınması şart olmuştu ve alındı…

Şimdi bunları yangın helikopterleri ile bağdaştırmanın manası nedir çok da anlayamıyoruz!

Aksine tamamen yangın helikopterine odaklanılmalı ve toplumsal duyarlılık bu şekilde gösterilmeli…

Mercedes polemiği artık kabak tadı vermiştir!

Bu kez doğru karar…

Bakanlar Kurulu bu kez doğru karar üreterek İskele'de üniversiteler bölgesi yaratılması için 122 dönüm araziyi bu işler için tahsis etti…

Bu yöntemle en azından dedikodu olmayacak, isteyen kurumlar eşit şartlarda bu arazileri kiralayıp üniversitesini konduracak!

Gerekirse bu yöntemle devlet arazileri ülkenin dört bir yanında açılsın ve eşit şartlarda dağıtılsın, akraba, eş ve dost gözetmeksizin…

Ama bunu da yaparken eğitimdeki kalite ön planda tutulmalı!

Zira eğitim gibi önemli bir hususta sayıdan daha ziyade kalite önemli…

Hizmet alımı hekimler 4 aydır ödenmiyor!

Sağlıkta çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor ve devlet hastanelerindeki hekim eksiklikleri için geliştirilen bir yöntem de emekli olmuş hekimlerden hizmet alımı yapılması…

Doğru bir karardı ama devlet bu hekimlere de duyarsız kalınca şimdi de maaş ödemelerinde sıkıntılar yaşanmaya başladı…

Bu yöntemle devlet hastanelerinde çalışan hekimler bu ayla birlikte tam 4 aydır maaş alamıyor!

İnsanın bunları duyunca çıldırası geliyor…

Böyle laçkalık, böyle sorumsuzluk başka bir yerde yok!

186 hekim topun ucunda!

K.T. Serbest Çalışan Hekimler Birliği'nin tespitlerine göre devlette çalışan hekimlerin 186'sı özelde de çalışıyor…

Gardiyanoğlu ve ekibi dedektif gibi çalıştılar ve bu konuda bir dosya hazırladılar, 1 Ağustos tarihini bekliyorlar!

Cumhurbaşkanı Döner Sermaye Yasası'nı imzalamadan İsviçre'ye gitti, zaman da her geçen gün daralıyor…

Sahi bu 186 hekim de devletten aynı anda istifa ederse ne olacak, ona kafa yoran var mı!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları