Rüşvet iddialarını unuttuk mu!

Ercan'ın işletmecisinin gelirlerine konular haciz olayı…

Son dakika haber olarak kamuoyuna düştü!

Devlet vergi borcunu zamanda ödemeyen işletmenin gelirlerine el koymuştu…

Önemli bir haberdi elbette!

Ama kriz kısa sürdü…

Bakanlık açıklama yapıp borcun ödendiğini haczin de ortadan katlığını açıkladı!

Ama burada bir detay gözden kaçtı;

Emrullah Turanlı 'bizim de devletten 60 milyon TL KDV alacağımız var' dedi…

Hatta Serdar Denktaş'a sorulmasını istedi!

Kimse sormadı tabi ki, Denktaş da bir açıklama getirmedi…

Soru şu;

Turanlı vergi borcunu ödedi mi, yoksa alacağından kesildi mi!

Eğer böyleyse Turanlı'nın dediği gibi nerede bir hesap hatası yapıldı?

Maliye Bakanlığı'nın bu kadar yüksek rakamlarda hata yapması doğal mıdır?

Bunların da açığa çıkması elzemdir…

…

Emrullah Turanlı renkli bir kişilik…

Dobra konuşuyor, KKTC'deki bazı siyasetçilerin cebinde olduğunu söylüyor, gidip ABD'de Başkan Tumph ile aynı karenin içine giriyor!

Belli ki çok da boş birisi değil, güçlü ilişkileri var bir şekilde…

Geçen aylarda karşılıklı bomba iddialar ortaya atılmıştı, sonra ansızın herkesin sesi soluğu kesildi!

Bana rüşvet teklif etti diyen bir bakan…

Benden rüşvet istediler diyen bir iş adamı!

Karşılıklı suçlamalar…

Sonra kapatılan eski hesaplar!

…

Şimdi birisi ortaya çıkıp sizin için 'benden rüşvet aldı ya da istedi' dese ve böyle bir olay yaşanmamışsa ne yaparsınız?

Hiç kuşkusuz soluğu önce poliste sonra mahkemede alırsınız…

Ama işte bizde olmuyor böyle işler!

Karşılıklı iddialar gazete manşetlerinde günlerce yayınlanıyor…

Bunları takip ederken 'bu iş poliste biter' diyorsunuz ama, bir de bakıyorsunuz ki yapılan iddialar anında yutuluyor!

Oysa rüşvet dünyada en ağır suçlar arasında görülüyor, ilgili birimler şikayet olmasa da anında devreye giriyor ve sonuçta her şey açığa kavuşuyor…

Belli ki biz hala o düzeyde değiliz!

Bizde rüşvet abur cubur bir şey…

Bakkaldan bir ekmek çalmanın 6 ay cezası olan bir ülkede rüşvet iddialarına bu kadar ilgisiz kalmak garip değil mi?

…

Kimse üstüne alınmasın ama…

Hükümetler değişince parti içlerinde şu meşhur bakanlık kavgaları geliyor ister istemez aklımıza!

Vekil seçildikleri yetmiyor anında hedef büyültüp bakanlık koltuğuna göz dikiyorlar…

Oturunca da o koltuğu kaptırmamak için mücadele ediyorlar!

Ne mühim bir şeyse artık bu koltuklar…

Ama her nedense yapılan iddialar da hem iddia olmaktan öteye gidemiyor!

Suçlamalar bir türlü yargıya yansımıyor, yansıtılmıyor…

Sonra da yeni iddialar, yeni suçlamalar ve bir takım al-ver ilişkileri sadece söylenti olarak kalıp, bir süre sonra da unutuluyor!

Sizce de tuhaf değil mi?

Aralarında iletişim yok mu?

Türkiye'den büyük paralar ve emekler harcanarak getirilen su konusu…

Su geldi, memlekete hayat getirdi ama bazı belirsizlikler de kafa kurcalamaya devam ediyor!

Uzunca bir süredir bu suyun denize akıtıldığı iddiaları var…

Bu konuda DSİ KKTC yöneticisi ile Bakan Çavuşoğlu arasında anlaşılan bir iletişim kopukluğu var!

Bakan suyun denize akıtıldığını söylerken DSİ yetkilisi bunun doğru olmadığını açıklıyor…

İyide böyle büyük bir projede ilgililer birbirinden kopuk açıklamalar yaparsa bu suyun KKTC ekonomisine katkısını nasıl başarabiliriz ki!

Ara sıra buluşup birer kahve içmek de mi akıllarına gelmiyor yani…

"Neden bu kadar üniversite açılıyor?"

Yüksek eğitimde bize göre son yılların en güzel sorusu DAÜ Rektörü Necdet Osam'dan geldi…

Bu sene öğrenci kayıtlarında gözle görülür bir azalma varken Necdet hoca diyor ki;

"Neden bu kadar üniversite açılıyor?"

Biz de başka sorular ekleyelim;

Daha ne kadar üniversite açılacak?

Her önünüze gelene bu izinleri verecek misiniz?

Öğrenci sayısı değil 100 bin 200 bin olsa, eğer kaliteye önem verilmiyorsa, öğrencilere sırf 'altın yumurtlayan tavuk' gözüyle bakılıyorsa bunun kime ne yararı olabilir ki?

Gıda analizleri…

Türkiye'den gelen sebze ve meyveler söz konusu aracın arızalı olması nedeniyle analiz yapılmadan piyasaya sürülmüş…

Haliyle insan dehşete düşüyor bu tür haberleri okuyunca!

Sonuçta ilgili bakan ve daire müdürleri zan altında kalıyor doğal olarak…

Şu Bakanlar Kurulu toplantıları diyorum;

Bu tür insan hayatıyla ilgili konular hiç mi gelmez gündeme?

İnsan sağlığını çok yakından ilgilendiren bu cihazların yedeklerini alınması için karar üretmek bu kadar mı zor!

Ülke insanının hayatı bu kadar mı ucuz bizde…