Bolluk içinde kıtlık!

Yayın Tarihi: 15/08/17 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Neredeyse 20 sene oluyor…

KKTC'deki neredeyse bütün siyasiler ve tabi ki basın mensupları Kumköy'deki su tesislerine gitmiştik…

Hem de gıcır gıcır giyinmiştik!

Çünkü KKTC'ye balonla su taşınacaktı ve açılışı da dönemin Cumhurbaşkanı Merhum Süleyman Demirel yapacaktı…

Binlerce kişi tesislerde önce Süleyman Demirel'i bekledik!

Hem su heyecanı hem de Demirel heyecanı vardı…

Uzaktan helikopter gözüktü, olduğumuz yere doğru yaklaşıyordu, yaklaştıkça da yerdeki kum tanecikleri yükseliyordu!

Rahmeti bol olsun Demirel'i taşıyan helikopter hemen 50 metre kadar uzaktaki araziye inince göz gözü görmüyordu çünkü sanki de sahra çöllerinde kum fırtınasını içinde kalmıştık…

Orada bulunan hepimiz bolca kum yuttuk, o gıcır gıcır dediğimiz elbiseler de sadece kum rengindeydi…

Bu anı hiç unutamadığım için sizlerle paylaşmak istedim!

Demirel geldi, ardından balonla gelen su depolara aktarıldı…

Sanmıştık ki artık o tarihten itibaren ülkede su sıkıntısı yaşanmayacak, bolluk içinde yaşayacaktık!

Merhum Cumhurbaşkanı öyle güzel bir konuşma yaptı ki gözlerimizi kapayıp dinlediğimizde kendimizi yemyeşil bir cennetin içinde sandıktı…

Bu arada akşam eve gidince duşta üzerimden akan çamuru da hiç unutamadım!

Sonuçta hayaller çok kısa sürdü, balonlar bir bir patladı ve bu proje çöktü…

…

Sonra deniz altından su projesi konuşulmaya başlandı…

Bu konuda ciddi projeler başlatılmıştı ama her açıklama sonrası balonlar aklımıza geldiği için bu konuda gazeteye sayısız manşet atanken bile bunun çok inandırıcı olduğunu düşünmedik!

O kadar uzun bir mesafeden deniz altından nasıl su gelir diye biraz da alay ettik…

Dönemin siyasileri de hiçbir zaman Türkiye'den su geleceğine inanmadılar ama bolca attıkları nutuklarda da hep bunu dile getirdiler…

Sonuçta suyun geleceğine inanmayanlar kaybetti!

Su geldi ve şu anda çoğumuzun çeşmelerinden bu yüksek kalitedeki su akıyor…

Tuzlu, paslı su gitti içilebilir su geldi!

Su geldikten sonra her ne kadar fiyatı konusunda çeşitli tartışmalar yaşansa da suya karşı olanlar, fiyatını bahane gösterip muhalif olanlar bile şimdi memnuniyetlerini dile getiriyorlar…

Artık birçok bölgede sokaklarda su tankerleri yok, çünkü birçoğu bu işten vazgeçti!

Su geldi ama her bölgeye gelmedi…

Aksine su savaşları başladı!

Çünkü proje özürlü yetkililer her konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta kaldılar…

…

Daha da önemlisi gelen su bir türlü ekonomiye kazandırılmadı…

Düşünün bir kere; aylardır gelen suyun denize akıtıldığı yönde haberler yayınlanıyor ama bunda bile bir uzlaşma yok!

Suyun buradaki patronu DSİ'nin yetkilileri arıza dışında böyle bir şeyin olmadığını açıklarken bizim yöneticiler bunun tam tersini söylüyor…

Belli ki arada ne iletişim var ne de birlikte alınan kararlar!

Sanki de kontrol tamamen bizim elimizden çıkmış vaziyette…

Bazı bölgelere bu su hiç ulaştırılmadı ve ulaştırılması için de ortada elle tutulur bir proje yok!

Suyumuz bol ama kıtlık içinde bölgeler var…

Bolluk içinde kıtlık ve hala nutuk atan siyasiler!

Zaten başka yaptıkları ne ki…

Düğün, dernek, cenaze katılımları da gırla devam ediyor!

"TURİST DİYE GETİRİP FUHUŞ YAPTIRIYORLAR!"

Gece kulüplerinde çalışan kadınların sayısında bir limit olduğu için bazı işletmelerin artık adaya turist olarak getirdikleri kadınları çalıştırdıkları ihbarı yapıldı…

Haliyle kadınlar ülkeye kayıtsız geliyorsa durumları daha da vahim!

Geçmişte bazı gece kulüplerine baskınlar yapılır ve bunlar polis bültenlerinde yayınlanırdı…

Son yıllarda böyle denetimler yapıldı mı bilmiyoruz ama yapılan ihbarlar hem insan hakları hem de sağlık konuları için önemlidir!

Kimsenin bel altı meselelerinin peşine düşmedik ama denetleme yoksa yasa dışılık vardır…

Uyaralım dedik!

KADRO SAYISI 89, ÇALIŞAN SAYISI 25!

Sayıştay Başkanı Osman Korahan geçenlerde açıklamıştı…

Dairede denetçi kadrosu 89 iken denetçi sayısı sadece 25'te kalmış!

Akıl alır gibi değil…

Devletin denetçisi bu!

Hırsızlığı, arsızlığı ve yanlışları bulup ortaya çıkaracak…

Ama denetçi sayısı bir türlü artmıyor!

Hem de kurumlara arka kapıdan istihdamlar devam ederken…

Nasıl bir mantıksa artık!

TRAFİK ŞİKAYETLERİ DEĞERLENDİRİLMİYOR MU!

"Polis trafiği denetlemek yerine masa başında oturup sigara kahve içmeyi tercih ettiği sürece kazalar önlenemeyecek.

Bugün feryat eden acılı ailelere maalesef başkaları da eklenecek. Asıl sorgulanması, sessiz kalınmaması gereken mesele budur.

En son bir trafik polisi sizi ne zaman durdurup ehliyetinizi sordu? Ya da bir devriye aracını en son ne zaman gördünüz? Trafikte terör estiren birini şikayet ettiğinizde sonuç ne oldu?

Kamu düzeni sağlamak ve yasalara aykırılığı denetlemekle sorumlu polisin görevini yapmadığını ve kazalarda büyük sorumluluğu bulunduğunu düşünüyorum…"

(Selim SAYARI)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları