Siyasi partiler de panikte!

Yayın Tarihi: 08/11/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı özellikle kadınlar için 'panik butonu' sistemini getirdi…

Kendisini tehlikede hisseden kadınlar ya da illaki kadın olması gerekmez tüm vatandaşlar tehlikeli durumlarda telefonlarına tuşlayacaklar ve mesaj ilgili birime düşecek…

Panik butonuna basanların yeri de belirleneceği için güvenlik güçleri olay yerine çok daha kolay ulaşacak…

Güzel bir icraat!

Mademki kadınlar şiddete maruz kalıyorlar, bundan daha güzel bir icraat olabilir mi?

Bunun için emeği geçen herkesi kutlarız…

Şimdi sıra bu uygulamanın en doğru ve en hızlı bir şekilde tanıtılması ve uygulamaya geçilmesidir!

***

Asında konumuz panik butonu değildi ama en azından birkaç kelime ile değinmek istedik…

Çünkü asıl panik şu sıralar seçine doğru hızla gidilirken tüm siyasi partilerde yaşanıyor!

Önce aday adaylarında sonra adaylarda ve sonunda da siyasi partilerde yaşanmaya devam edecek…

Seçimler birer demokrasi gereği olduğu ve halkın iradesini yansıtacağı için güzel ve heyecanlıdır ama sonunda bir sevinmek ve bir de üzülmek vardır!

Kimin hayalleri gerçeğe dönüşürken kimi seçim gecesi boynunu eğerek evine gider ve bir süre kendi iç dünyasıyla yüzleşmeye başlar…

Keşkeler artık geçtir, ders çıkarmak hataları masaya yatırmak gerek!

Ayrıca sonunda kaybetmek de olsa seçime katılmak bile başlı başına bir cesaret işidir…

Üzülmek yerine ilerisi için tecrübe sahibi olmak çok daha önemlidir!

***

Şu anda ülke genelinde bir panik havası var…

Çünkü artık ok yaydan çıktı ve geri dönüşü olmayan bir sürecin içine girdik!

Adayları da siyasi partileri yetkililerini de yoğun, yorucu ve uykusuz geceler bekliyor…

Çünkü belki de seçim sonucu çok da belli olmayan tarihin ilk seçim tecrübesini birlikte yaşayacağız!

Yeni adaylar, yeni siyasi partiler ve buna bir de akıl karıştıran çelişkili anket sonuçları eklenince zaten panik kaçınılmazdı, olmazsa olmazdı…

Bir de çok tartışılan yeni bir seçim sistemi panik durumları daha da tavan yaptı ve seçim çalışmaları devam ederken bile sonuçları hemen herkesin panik olmasına yetti de arttı bile!

***

Son seçimleri hatırlayınız…

Genel, yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri aslında artık ülke seçmeninin artık değişimden yana tavır koyduğunu gösteren seçim sonuçları oldu…

Seçmen partilerden daha ziyade adayları ön planda tuttu!

Birçoğunu gönderirken, hiç şans verilmeyenleri tercih etti…

İyi de etti çünkü siyasilerin kendilerine gelmesi için böyle bir değişim şarttı!

7 Ocak seçimleri için elbette şimdiden bir tahmin yapmak, kimin seçilip kimin seçilemeyeceğini bilmek ya da kimlerin iktidar olacağını kestirmek şimdilik imkansız ama en azından bu bile siyasi partileri ve siyasileri kendilerine getirmek açısından eğer doğru algılanırsa bundan kazanacak olan da bireylerden daha ziyade toplumun geneli olur!

Diyeceğimiz panik ve heyecan iyidir…

Ne kadar çok panik o kadar çok doğru karar olacaktır!


Çocukları alet etmeyin!

Bizde seçimler biraz da görsellik, etkileşim demektir…

Siyasiler de bunu genelde kullanır ve yaşlı ve çocuk kesimi hep seçim malzemesi yapılır!

Kimi yaşlı insanların elini öperken kimi de gittiği ziyaretlerde kucağına bir çocuk alarak onların geleceğinden filan bahseder…

İşte bunu yapmayın lütfen!

Çünkü çocuklar ülkedeki en saf temiz varlıklardır…

Onları alet etmeyiniz seçilme uğruna!


Meyhaneler yaşadı!

Toplum olarak meyhane sohbetlerini severiz…

Ülkede artık hafta içinde bile boş meyhane bulmak çok!

Bu akıma bir de kadınların akını başlayınca meyhanecilik en karlı işlerden biri oldu çıktı…

Hele de seçim var ya!

Zaten her sokakta bir meyhane varken şimdi yenilerinin ekleneceğinden kimsenin kuşkusu olmasın…


Sadece merak işte?

Özgürgün niye susuyor?

Artık Türkiye basınına da yansıdı…

Başbakan Hüseyin Özgür'ün milyonluk villa satın alma konusu!

Buna bir de aşk dedikoduları karışınca artık bu iş çığırından çıktı…

Ve tüm yazılıp çizilenlere karşı Başbakan'ın sessiz kalması daha fazla merak konusu oldu!

Ne kadar susacağını bilemeyiz ama artık açıklamanın zamanı gelmiş ve geçiyor demektir…


Denktaş'ın aklı neredeydi?

Çok ilginç doğrusu…

Aylardır Girne'deki 83 öğrencinin okula kayıt yaptıramaması manşetlerde haber oluyor!

Eski Bakan Berova bu konuda bir takım açıklamalar yaptı ama kimseyi tatmin edemedi…

Berova gidince bu görevi de Serdar Denktaş üstlendi ve hemen üç gün sonra sorun çözülüverdi!

Denktaş şimdi bu haberleri sosyal medyada paylaşmakla meşgul…

İyi de ansızın bu çözüm nasıl gerçekleşti, Denktaş asıl bu soruyu cevaplamalıdır!

Daha önce uzayda mı yaşıyordu?


Avcı'ya tepki niye?

UBP Genel Sekreteriyken ÖRP'yi kurup CTP ile hükümet kuran Turgay Avcı'ya kamuoyunda ve tabiî ki sosyal medyada büyük tepki var…

Geçmişte kullanılan manşetler yine gündeme getirilemeye çalışılıyor!

Sanki de Avcı ÖRP'yi yeni kapatıp UBP'den aday olmuş gibi…

Geçen kaybettiği seçimlerde bu kadar tepki gösterilmezken bu kez niye bu kadar tepki almadı?

İnsanın merakına gidiyor doğrusu!


Asgari ücretle geçinilir mi?

Bu soruyu biz sormuyoruz…

Maliye Bakanlığı'na bağlı Vergi Dairesi müfettişleri soruyor esnafa!

Sorunca da olay oluyor tabiî ki…

Aslında daire burada yatırımların doğru yapılıp yapılmadığını kontrol etmek istiyor ama konu askeri ücret ve bunu
belirleyen devlet olunca biraz garip kaçıyor!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları