Tadında bırakana bravo!

Yayın Tarihi: 10/11/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Aslında insanın genel hayatıyla da ilgili bir mesele bu…

Ama konu siyaset olunca daha da bir anlam kazanıyor!

CTP'de geçmiş dönemde Başbakanlık makamında bulunmuş 3 eski genel başkanın milletvekilliğine aday olmayacaklarını açıklamaları…

İnancımız odur ki, Ömer Kalyoncu da, Özkan Yorgancıoğlu ve Ferdi Sabit Soyer de bir kez daha seçimlere katılsalar kaybetme riski olmayan şahsiyetlerdir!

Ama üçü de artık siyasi doyuma ulaşmış, en yüksek makama kadar gelmiş ve bunu için devam yerine tamam kararı almışlardır…

Aktif siyasetten kopmanın çok da kolay olmadığı, alışkanlıkların hastalık derecesinde olduğu bir mekanizmada 3 siyasetçiyi de kutlamak lazım!

Aday olmayacaklar ama…

Partilerine destek olmaya devam edecekler!

***

CTP'liler buna gençleştirme hareketi diyorlar…

Bunu diyen bunu düşünenleri ayıplarım doğrusu!

Siyasette hele de bu dönem elbette yeni yüzler ve enerji dolu, vizyon sahibi adaylar önemlidir ama…

Tecrübenin gerekliliğini de kimsenin unutmaması gerek!

Hele de kasaba siyasetinin hüküm sürdüğü ülkemizde…

Siyasetçinin ve seçmenin bireysel menfaatler peşine düştüğü, sistemsizliğin sistem olarak kabul gördüğü, toplumsal değerlerin unutulmaya yüz tuttuğu bir ortamda!

Onun için CTP'deki bu harekete gençleştirmeden daha ziyade yenilenme, yüz değiştirme demek daha doğru olur kanısındayız…

***

Biz bu seçimlerde adaylardan daha ziyade seçmenin tavrını çok merak ediyoruz…

Kimse kusurumuza bakmasın ama, toplumsal mücadelenin artık çok gerilerde kaldığı, insanların ekmeğini komşusuyla paylaştığı günler çok gerilerde kalmıştır!

Kendi kızı işe girecek…

O yetmedi oğlu da devlet çalışanı olacak!

Terfilerde kıyak sağlanacak, devlet kaynakları hep onlara işleyecek…

Ama komşunun çocuğunu kimse düşünmeyecek!

Sonuçta geldiğimiz nokta ortadadır…

En önemlisi de sevgisizlik!

İspiyonculuk…

Bir başkasının omzuna basarak bir üst basamağa çıkma gaylesi!

***

3 eski Başbakan da aslında bir gençleştirme operasyonunun parçası değil…

Yeni yüzlere kapı açmak için kimsenin empozesi olmadan partilerine ve sonra da ülkelerine hizmet vermek için bir paydada buluşmuşlardır!

Partileri bizi pek ilgilendirmez ama topluma verecekleri mesaj önemlidir…

Sadece topluma değil elbette!

Mevcut siyasi düzene ve siyaseti meslek olarak düşünenlere de…

Hangi kulvarda olursa olsun bu mesaj önemlidir!

Yeri geldiğinde artık bayrak yarışını bir başkasına devretmek…

Ve tadında, ekşimeden, kokmadan bırakabilmek, zamanı gelince!

Seks videosunu bir polis servis etmiş!

Bir sporcu kadın ve bir devlet çalışanının seks yaparken çekilmiş videosu…

Dün ülke gündeminin en tepesine oturdu bu olay!

Dün konuya sayfaya taşıyınca da haliyle sayısız telefon geldi, bize bunların kim olduğunu sordular tanıdık tanımadık kişiler…

Elbette isim cisim vermedik ama olayın perde gerisini de öğrendik!

Videoda kadın belliydi ama adam belirsizdi…

Çünkü kendi çekmiş görüntüleri tehdit etmiş kadın sporcuyu!

Sonra kadın dayanamamış ve konuyu polise intikal ettirmiş…

Çekilen görüntüleri de teslim etmiş!

Ne olduysa ondan sonra olmuş işte…

Soruşturma sürerken yine teşkilatta başka polis bu görüntüleri ele geçirip tanıdıklarına servis etmeye başlamış!

Dolayısıyla ülke küçük, şimdi belki de herkesin elinde bu görüntüler…

Düşünün bir kere; hakkınızı hukukunuzu aramak için polise gidiyorsunuz ve şikayetçi oluyorsunuz ama teşkilattan kötü niyetli birileri görüntüleri ele geçirip bunu kamuoyuyla paylaşıyor!

Bunun mutlak bir cezası bir bedeli olmalı…

Kimsenin bu ülke emniyet güçlerini itibarsızlaştırma hakkı yoktur!

İşten atılma da dahil cezası neyse verilmelidir…


Sadece merak işte?

TAK gavur mu?

Devletin haber ajansı Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) resmen ortada bırakıldı…

Yıllar önce BRT binasını hemen arkasında bir inşaat başlatıldı çalışanlar çağdaş şartlarda hizmet versin diye…

Sonra inşaat durdu yıllarca kimse dokunmadı!

Sonra YÖDAK'a verilecek dendi…

Şimdi de Devlet Laboratuvarı olması kararlaştırıldı!

Ne olacaksa olsun artık da…

TAK ne olacak bunu konuşan kimse yok!

Gavur eziyeti gibi bir şey bu…


Cezaevine tepki niye?

Mevcut Merkezi Cezaevi'nin durumu ortada…

Zaten yıllardır yetersizlikten dolayı eleştiriler de durmak bilmiyor!

Şimdi devlet ülkeye çok daha büyük ve çağdaş normlarda bir cezaevi yapıyor…

Ama mutlu olan kimse yok!

Tamam cezaevinin büyüklüğü suçlu sayısının artması bakımından kimseyi sevindirmez ama…

Oradaki suçlu da olsalar insanların insan gibi cezalarını çekmesine niye tepki gösteriliyor işte onu anlayamıyoruz!


12 bin vatandaş oy verir mi?

Bakanlar Kurul toplantıları artık vatandaşlık verme müessesesi haline geldi…

Son iki yılda yeni vatandaşlık sayısı 12 bini geçti!

Merakımız şudur:

Son dönemde yapılan vatandaşlıklar iktidar partilerine oy olarak geri döner mi?

Yoksa beklentiler suya mı düşer?

Ama bir gerçek var ki, eğer yapılan 12 bin yeni vatandaş oyunu hükümet partilerinden yana kullanırsa köyün minareleri şimdiden görülüyor…


Vatandaşlıklar iptal edilecek mi?

Vatandaşlık furyası devam ederken…

Buna tepki koyan çok da!

Siyasi partiler hep yuvarlak kelimelerle konuşuyor…

Yeni düzenleme getireceklerini filan söylüyorlar!

Söylemedikleri tek şey var…

İktidar olurlarsa bu vatandaşlıkları iptal edecekler mi yoksa etmeyecekler mi?

Bunu söylemekten niye kaçınıyorlar ki?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları