Polis canımız ciğerimiz ama...

Yayın Tarihi: 12/12/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Olaya iki türlü bakmak lazım…

Önce polis teşkilatından çalışanlar ile aileleri tarafından!

Zor meslek polislik…

Özveri isteyen!

Çok fazla özel günü olmayan…

Bir takım adli olaylarda can pahasına çalışan!

Kafası yarılan, dayak diyen, itilen kakılan…

Polisin durumunu iyi bilmek için polis olmak gerek, ya da polis ailesi!

Onun için 45 yaşta emeklilik ve emekli maaşı bu açıdan bakıldığında normaldir…

Çeken bilir hesabı!

…

Canımızdırlar, ciğerimizdirler…

Başımız dara girdiğinde ilk aradığımız da onlardır!

Ama diğer taraftan bakınca da iş değişiyor doğal olarak…

Onlar özveriyle çalışıyorlar, ama onlar gibi başkaları da var canını dişine takıp çalışan!

Saate bakma lüksü olmadan, hayat kurtaran hekimler ve hemşireler…

Olaya sadece kamu kesimi olarak bakmamak lazım!

İnşaatlardaki kas gücüye her türlü zorluklara rağmen çalışan, birçoğundan erken yıpranan işçiler mesela…

Hatta asgari ücretliler!

Ayda iki bin lira alıp 5 kişilik aileyi geçindirmek için akla karayı seçen, bunu başarabilmek için birden fazla işte çalışmak zorunda olanlar…

…

Hatta bu memlekette gazetecilik mesleğini seçen cefakar ve vefakar meslektaşlarımız…

Onların da saate bakma lüksleri yok!

Çünkü patronların sadece iki dudağı arasında kaderleri…

Ya da sabahın köründe yollara dökülüp çöplerimizi toplayan temizlik çalışanları!

Bizler sıcacık yataklarında uyurken, her türlü sağlık problemi riskine karşı çalışanlar…

Onların hakkı değil mi 45 yaşında emekli olup emekli maaşlarını almak!

Burada kesinlikle polis ya da başka meslekleri karşı karşıya getirmek istemeyiz ama bunları da ortaya koymak gerek, en azından tartışma ortamı sağlamak gerek…

…

Bir seçim yatırımı olmasa belki daha ılımlı daha hoşgörülü düşünmek mümkün ama…

Polisi kullanıp, onların oylarına talip olmak için seçimlere birkaç hafta kala böyle bir yasa geçirmek her şeyden önce abesle iştigaldir bir kere!

Aynen geçici çalışanları kadrolama gayreti gibi…

Düşünebiliyor musunuz?..

Sırf geçicilerin oylarına talip olmak için yine seçimlere az bir süre kala gündeme getirildi konu!

Sınav yapılacakmış da sonra kadrolanacaklarmış…

Adalete bakar mısınız?

Kamu kadroları için sınav yapacaklar ama sadece geçiciler için!

İlk sınavı kazanamayan için yeni bir sınav yapılacak yine o sınava dışarıdan kimse giremeyecek…

…

Konu ya da alınacak karar ne olursu olsun…

Öncelik adaletli olması gerek!

Polis elbette vatan evladı…

Geçiciler de öyle!

Kimsenin ne ekmeğinde ne işinde gücündeyiz biz…

Ama işte illa ki adalet!

İlla ki eşitlik…

Ve siyasi rant için değil de toplumun genelini kucaklayan icraatlar beklemektir amacımız da hedefimiz de…


İtfaiye gecikti mi?

Mağusa'dan arayan vatandaşlar öyle diyor…

Dün bir barda sabaha karşı meydana gelen kundaklama olayında itfaiye araçlarının tam 53 dakika sonra geldiği ihbarları yapılıyor!

Bölgedeki vatandaşlar yangının başlamasıyla birlikte binanın camlarını kırmışlar ve daha büyük bir felaketin yaşanmasının da önüne geçmişler…

İtfaiyenin geç gittiğine dair iddiaları yetkililerden dün doğrulatamadık ama bugün mutlaka bu konuyu enine boyuna tartışmaları ve kamuoyuna bir açıklama yapmalarını bekliyoruz!


Kemik oylar önemli!

Bugünlerde kiminle seçim sohbeti yapsak…

"Karmacıyım" diyor!

Eğer anketler doğruyu söylüyorsa seçmenin yüzde 24'i karma oy kullanacağını söylüyor…

Karma oy kullanmak biraz riskli de olsa vatandaş ne diyorsa o!

İşte burada partilerin kemik oylarının önemi bir kez daha öne çıkıyor…

Hani şu bileğini kesseler başka partiye oy vermeyecek olanlar!

Aile geleneğinden vazgeçmeyenler…

Bu da UBP ve CTP'yi daha şanslı hale getiriyor!

Sadece merak işte?

Recep beyi kim gofa getirdi?

Afrika'yı eleştirenler, destek verenler…

Recep Akdağı'ın sert açıklamasından sonra tepki gösterenler, alkışlayanlar!

Herkes biraz da siyasi görüşü doğrultusunda bir şeyler söylüyor da…

Bizim de merakımız Recep Akdağ'ı böyle kim gofa getirdi?

O da açtı ağzını yumdu gözünü…

Ha keşke eleştirseydi ama!

Şerefsizlik ve alçaklık suçlamasında da bulunmasaydı…


Filtreler ne oldu?

Adayların ön plana çıkmak için açıklamalarını dinledikçe büyük keyif alıyorum…

En azından hep kulağa hoş gelen şeyler söylüyorlar!

Ta ki bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkınca kadar…

Bunlar bir tanesi ortaya çıkıp da Teknecik ve Kalecik'deki bacalara bedeli ne olursa olsun filtre taktıracağım dese…

Ben de onun alnını öpüp seçilmesi için çalışmazsam namerdim!


DP mi YDP mi?

Vatandaş bize seçim tahminimizi soruyor ama biz de onlara soruyoruz dolayısıyla…

Özellikle DP'nin baraj sorunu olup olmadığı ya da YDP'nin durumu her sohbette geçiyor!

Söylendiği üzere YDP en fazla oyu DP'den çalacak diyorlar…

Genel kanı ise ikisinden birinin barajı geçeceği birinin de baraja takılacağı yönünde!

İkisi birden barajı geçer diyen daha çıkmadı…

Heyecan dorukta anlayacağınız!


Kim korkar Bayern Münih'den?

Biraz fazlasıyla Cimbomluyuz belki ama işte Beşiktaş'ı da severiz yani…

Avrupa'da da yüreğimiz Kara kartalla atacak!

Dün kuralar çekildi ve Beşiktaş en iyi diye tabir edilen Bayern Münih ile eşleşti…

Bazı arkadaşlar resmen panik yaptı!

Aha da şuraya yazıyorum;

Beşiktaş, Alman devini hem orada hem İstanbul'da devirir…

Var mı bahse giren?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları