Kimse 'kanser olmam' demesin!

Yayın Tarihi: 05/03/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bakan Besim diyor ki;

"Suyu bile içerken acaba diye düşünüyorum…"

Endişesinde çok haklı!

Ama vatandaş sadece su konusunda değil…

Yediği içtiği her şeyden artık kuşku duymaya başladı!

Hele de meyve ve sebzeler…

Biz basın mensupları hemen her gün zehirli ürünleri sergiliyoruz ya!

Kim korkmaz ki bu tür haberlerden?

Benim en çok sevdiğim yemek zeytinyağlı taze fasulyedir…

Önceki gün üç ayrı üreticinin de taze fasulyelerinde limit üstü kalıntı tespit edildi!

Limit üstü dediğimiz zehir yani…

Kanserojen madde!

Ölümcül bir hastalık…

Tespit edilenler var, edilemeyenler var!

İster dışarıdan gersin ister burada üretilsin, bunu önüne bir türlü geçilemiyor, çünkü devlet olanakları yetersiz…

Devlet Laboratuvarı'nda tam 1,5 senedir tahlil yapılamaması ne demek Allah aşkına!

Bu toplum olarak zehirleniyoruz demektir ki zaten istatistikler de kanserde dünya birincisi olduğumuzu ortaya koydu…

Zehirleniyoruz!

On kişi, yüz kişi, bin kişi değil…

Bütün toplum olarak!

İnsanlar artık ne yiyeceğini şaşırdı ve herkes aynı şeni yemek zorunda…

Onun için kimse 'ben kanser olmam' demesin artık!

Belki bugün belki de yarın ama çok yakında…

Kanser konusunda kendi rekorumuzu egale etmek an meselesi!

Ne yazık ki devlet bu konuda görevini tam olarak yerine getirememiştir…

Devlet hastanelerinde bu konuda yeterli cihaz yoktur, birkaç konunun uzmanı doktor tüm yetersizliklere rağmen büyük özveri ile binlerce kanser hastasını tedavi etmeye çalışmakta, bu tür hastalıkların tedavilerinin büyük bir bölümü Türkiye'ye özel hastanelerde yapılmaktadır…

Devletin bu konuda yetersiz kalması, bunun için de kaynak olmamasının gösterilmesi devletin ayıbının ta kendisidir!

Türkiye'de özel hastanelere sevk yoluyla gidenlerin büyük masraflarını ödeyebilen bir devlet nasıl olur da bu parayla kendi ülkesinde kendi ülke insanı için bu yatırımları yapmaz, yapamaz aklımız da almıyor!

…

Bu arada bardağın dolu tarafına da bakmak gerek…

Başta Kanser Hastalarına Yardım Derneği olmak üzere bazı kurum ve kurumlarımız kansere engel olamasa da kanser hastaları için deli divane olmaktadır!

Ülke genelendi topladıkları yardımlarla kanser belasına bulaşmış olanlara maddi ve manevi desteklerini esirgememektedirler…

İşte onlardan birisi bugün bir etkinlikle gerçekleştirilecek!

Simit Dünyası direktörü Erdinç Küçükuncular önderliğinde…

100 bin simit satışı hedeflenmiş!

Tanesi 1 TL'den…

Toplamda 100 Bin TL toplanacak ve Kanser Hastaları Derneği Yardım Derneği'ne bağışlanacak…

Elbette büyük bir rakam değil bu ama en azından bu hastalığa dikkat çekmek bakımından çok önemlidir!

Buna katkı koyan tüm kesimlere hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ederiz…

O simitlerden satın almayı unutmayın olur mu?

Çünkü bu ülkede kimsenin 'ben kanser olmam' deme lüksü yoktur!

Müşavirler iş istiyor!

Hükümete yakın olanlardan değil…

Muhalefete yakı müşavirlerden bahsediyoruz!

Hükümet değişince hepsi teker teker evlerinin yolunu tutmaya başladı…

Ama bazıları var ki işte buna çok içerliyor!

Çünkü kendilerine cüzamlı gibi davranılıyor…

Geçen hafta birkaçıyla görüşme imkanımız oldu!

Psikolojik durumları gerçekten de nanay…

Çünkü içlerinden gerçekten de parti rozetine bakmadan ve büyük özverilerle çalışanlar var!

Onlardan yararlanılabilirse ne ala!

Sadece Merak İşte?

Sınırlar kapanır mı?

23 Nisan 2003 tarihi dün gibi hatırlarız…

Karşılıklı geçişler başlamış, büyük heyecan ve merak sona ermişti!

O günden bugüne milyonlarca kez geçiş oldu…

Şimdi Rum kesimi son bir haftadır sınırların kapatılmasının bir alternatif olduğunu konuşmaya başladı, onlar için bu bir yaptırımdı çünkü!

Gerçekten kapatırlar mı acaba?

Ya da böyle bir delilik yapabilirler mi?

Memur olmayanlar ne yapacak?

Kamu ve özel çalışanları arasındaki ayırımcılık, adaletsizlik bürokrat kesimine ne olumsuz yansıyor…

Kamu görevlisi bürokratlar müşavir olup evde maaş çekerken olmayanları nasıl bir akıbet bekliyor?

Belki kiminin özelde işi hazır ama ya olmayanlar!

Haliyle insan sormadan edemiyor;

Adalet bunun neresinde?

Müdahale yok mu?

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik yaptığı açıklamada yargıya müdahale yok dedi ama…

Aslında var da dedi!

Müdahale istenir ama orada kalırmış…

Bu ne demek şimdi narin hanım?

Demek ki bal gibi birileri müdahale için kapınıza geliyor ama sizin sayenizde önleniyor…

Peki ya müdahale isteyenleri deşifre etmemek de suç değil mi?

Sanayi Arsaları?

Yeni hükümet iyi ya da kötü geçmişte yanlış yapılan hemen her şeyi sorgulamaya başladı…

Doğru olanı yaptı!

Ama hala eksik, yapılmayanlar da var…

Sanayi arsaları gibi!

Bu ülkede herkes biliyor ki sanayi arsaları eşe dosta partiliye peşkeş çekilen devletin kaymağıdır…

Birçoğu da sanayi için değil satıp para kazanmak için verilir!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları