Başbakan erken mi yoruldu?

Yayın Tarihi: 30/03/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Aslında tamamen içtenliğine bağlıyorum…

Çünkü içinden geçenleri dile getiriyor!

Parmağının arkasına saklanmıyor…

İçini dışarı yansıtmak gibi bir şey olsa gerek!

Anlayacağınız gibi Başbakan Erhürman'ın memnuniyetsizlik serzenişinden bahsediyoruz…

En önemlisi de bir Başbakan olarak kendinden duyduğu memnuniyetsizlik!

Sanırım dünya siyaset tarihinde ilk oluyor bu…

Bir başbakan hem re basının önünde başbakan olarak kendinden memnun olmadığını dile getiriyor!

Kendi adıma söyleyecek olursam;

Ben Başbakan'dan memnunum…

Her türlü acemiliklerine rağmen hem de!

Çünkü en azından çoğu konuda ketum değil…

Ama memnuniyetimiz de elbette sınırlıdır!

…

Yani bir yerde gücümüze de gitmedi değil…

Başbakan olarak kendinden memnun olmadığını anlayabiliriz!

Siyasetten de zaten kimse memnun değil…

Siyasilere olan güvensizlik zaten her anket sonucunda ortaya çıkıyor!

Ama medyadan memnuniyetsizliğini dile getirmesi hele de bunu içine BRT'yi de dahil etmesini yadırgadık…

Hadi özel sektör medya sektörünü bir yana koyalım!

Bu konuda haklı yönleri olabilir çünkü bizde artık medya demek birilerinin borazanı olmak demek…

Talimatla manşet atıp yorum yapmak!

Elbette önemli bir kısmını bir yana koyuyoruz ama…

Bizim meslek artık iyice çığırından çıktı çoğu konuda sapla saman karıştı!

Gerçek gazetecilerin sahibi olduğu basın organlarından daha ziyade patronların ve siyasilerin etkili olduğu medya yarattık toplum olarak…

Ama BRT'yi ha keşke hiç işe karıştırmasaydı!

Tamam belki çok sayıda çalışan var belki de tam verimli olarak çalışmıyor ama Başbakan'ın bu konudaki açıklaması kurumdaki basın emekçileri için şok etkisi yaratmıştır…

Erhürman'ın onların moralini bozmaya hiç hakkı yoktu!

…

Belli ki sevgili Tufan hocamız göreve daha çok kısa süre önce gelmesine rağmen ciddi bir yorgunluk içine girmiştir…

İyi niyetinden, doğru icraatlara imza atmak istediğinden hiç kuşkumuz yoktur ama!

Belli ki Başbakan olmadan önce kafasında çok daha değişik bir beklentiler içindeydi…

İktidar ol, makama otur ve her şey tıkır tıkır işlesin!

Demek ki burada madalyonun bir de diğer yüzü var…

İşte Erhürman şimdi bu diğer yüzü görmüş olmalı ki memnuniyetsizliğini de böyle açık yüreklilikle kamuoyuyla paylaşıyor!

Ama gelin görün ki işte o ve ekibi diğer siyasi partilerle birlikte artık icraatın başındadır…

Onun için silkinme de öncelikle hükümetin görevidir!

Birtakım zorluklarla karşılaşıp pes etmek, bundan şikâyetçi olmak ve halkın moralini de bozacak açıklamalar yapmak icraatın başındaki birisine yakışmaz…

Bu arada gerçekten de işleri çok zordur!

Çünkü kokuşan sisteme yıllardan beridir el dokunulmamış, sistemsizlik sistem haline dönüşmüş ve statüko adında bir canavara dönüşmüşse bununla mücadele edip yeni bir sistem yaratmak da her babayiğidin harcı değildir…

Yorgunluğunu, bıkkınlığını ve memnuniyetsizliğini bir nebze anlamaya çalışıyoruz ama…

Formülü de zaten kendisi açıklamıştır;

Çok ama çok çalışmak!

Bunun ilk gereği de hem kendinin hem de halkının moral ve motivasyonunu üst düzeyde tutmak…

Bilmem, anlatabildik mi?

…

NOT: İki günlük kısa bir aradan sonra Pazartesi günü yine bu sayfada birlikte olacağız(L.Ö.)

Sadece 16 saniye!

Lefkoşa'da Şehit Ertuğrul İlkokulu'nun önü…

Ana caddeye çıkışta da trafik lambaları var!

Absürtlük şurada;

Buradaki trafik lambaları hafta sonları ve geceleri bu yoldan çıkan araçlara 30 saniye zaman tanıyor…

Ama okul günleri öğle çıkışında ise sadece 16 saniye!

Kimin umurunda acaba?

Sadece Merak İşte?

Ercan denetlenmiyor mu?

Eski Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun bir özel şirkete Ercan'ın denetlenmesi için aldı karar…

Ortalık kalkıp oturmuştu!

Sonuçta ilgili denetle şirketi baskılara daha fazla dayanamayıp bu işten vazgeçti!

Zaten parasını da alamamıştı…

Şimdi denetçi filan yok!

İyi de bu konuda bir denetleme gerçekten şart mıydı?

Eğer öyleyse şimdi niçin denetlenmiyor…

Kütüphaneye kaç kişi gidiyor…

Bu yıl da Kütüphaneler Haftasını geride bıraktık…

Birkaç temenni ve açıklama hepsi o kadar!

Kendi adıma konuşacak olursam;

Devletin Lefkoşa'daki kütüphanesine ben en son ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum!

Belki 15 belki de 2 sene önce…

Bu arada merak ya;

Acaba bizim devletin kütüphanesini günde kaç kişi ziyaret ediyor?

Ya da kütüphane açık mı?

Sahte raporlar kimden?

Orta ve lise öğrencileri okullarına sahte rapor vererek okulu ekiyorlarmış…

Çok büyük bir iddia bu!

Sahte rapor hem aileyi hem de okul yönetimini kandırmaktan başka bir şey değildir…

Okulu eken öğrenciler nereye gider kimlerle günü geçirirler?

Ya da bu haber çıktıktan sonra bakanlık ve diğer yetkililer önlemini aldı mı?

Sahte rapor veren hekimler olayı ise tam bir facia tabi ki…

Devletten büyük mü?

Tüfekçi Ltd'nin patronu Hüseyin Tüfekçi'nin dün Yeni Düzen'de bir açıklaması vardı…

"Devlet bürokrasisini beklerken çalışmayacak mıyız" diye sordu!

Başka şeyler de ekledi;

Vicdanen çok rahatmış…

İsteyen istediğini yazsınmış!

Geldiğimiz son nokta budur işte…

Hem suçlu hem güçlü dedikleri böyle bir şey olsa gerek!

Adam devlete kafa tutuyor ama…

Devletten tıs yok!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları