Hastanelerde Türkmen çetesi!

Yayın Tarihi: 09/06/18 09:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Yani emeğe büyük saygımız var…

Kimsenin de ekmek parasında güzümüz yok!

İşi gücü olmayanların, evine ekmek götüremeyenlerin de halini ancak onlar bilir…

Ama bir avuç ülkede öyle şeyler yaşanıyor ki!

Bunları da kamuoyunun önüne koymak görevimiz…

Daha doğrusu yetkilileri uyarmak!

Yasal olmayan olaylardan haberdar olmaları gerek…

Önlem alırlar ya da almazlar!

Türkmenistan'dan ülkemize gelen emekçiler…

Çeşitli sektörlerde çalışıyorlar!

Özellikle bakıcılık ve temizlik işleri artık onlardan soruluyor…

Burada ciddi bir örgütlenme içindeler, nerde bu tür işler varsa kaçırmıyorlar!

Bir süredir hastaneler de artık onların çalışma alanı içine girdi…

Buralarda hasta bakıcılık görevi onlarda!

Aralarında çok ciddi bir iletişim ağı var, hastanelere yeni bir yatılı hasta geldiği zaman ilk onların haberi oluyor…

Hele de hastaların yakını yoksa!

Hiç tartışmasız bakıcılık işi onlarındır…

Günlük maaş kriterlerini de onlar belirliyor!

Daha geçen yıla kadar gecelik 150 TL iken hayat pahalılığına orantılı olarak onlar da gecelik fiyatı 200 TL'ye çıkardılar…

Onda da gözümüz yok ama!

Son günlerde öyle şikayetler geliyor ki…

Hastaya kötü muameleler!

Hasta yakınları ile kavgalar…

Gecenin bir yarısı hastayı bırakıp gitmeler!

İş kontrolden çıkmak üzere anlayacağınız…

Başta da dedik;

Ekmeklerinde gözümüz yok ama çizmeyi aşanların sayısı o kadar fazla ki…

Hastalar ve yakınları üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaya başladılar!

En ufak bir tartışmada bile ekip olarak birbirlerine destek oluyorlar…

Haliyle hastalar da yakınları da paraları ile rezil olduklarını düşünmeye başladılar!

Özellikle vurgulamakta yarar görüyoruz, elbette tüm Türkmenistan uyruklu çalışanları aynı kefeye koymuyoruz ama…

Olaya genel olarak bakınca tehlikeli bir tırmanış olduğunu gözlemlememek olası değil!

Bunların çalışma izinleri, yatırımları var mı bilmiyoruz…

Bildiğimiz şey işlerin denetim dışı olduğu!

Nasıl olur da devletin hastanelerinde bu kadar cesaretle çöreklenirler, sistem kurmaya başlarlar o da bizim değil ilgili bakanlığın işi artık…

Bizden sadece uyarması!

NOT: İki günlük kısa bir aradan sonra Salı günü sizlerle yeniden birlikte bu sayfada olacağız. Sağlıcakla kalın. (L.Ö.)

Hastalar da haddini bilecek!

Devlet hastanelerinde ki yoğunluk ve bir takım olumsuzluklar ortada…

Memnun olan da var olmayan da!

Memnun olmayanlar genelde basını ararlar ve şikayetlerini dile getirirler…

Bizde bu konuda sayısız şikayet telefonu ve mesajı alıyoruz!

Derdimiz elbette yaşanan sıkıntıları buradan yansıtmak…

Ama bazıları var ki insan ister istemez çileden çıkıyor!

Örneğin bir hasta ya da yakını arıyor şikayet etmek için…

Başlarından geçeni anlatıyorlar bunları sayfamızdan kamuoyuna yansıtmamızı istiyorlar, biz de dinliyoruz kendilerini!

Örneğin iki gün önce bir hasta yakını aradı ve acildeki bir hekimden şikayetçi oldu…

Karın ağrısı için gitmiş derdini söylemiş!

İlgili hekim de acile gerçek acil bir hasta gelince 'hemen dönüyorum' diyerek odadan ayrılmış ve 10 dakika sonra gelmiş…

Bunları da şikayet ediyorlar bize maalesef!

Tamam her zaman hastanın yanındayız ve hasta haklarını savunuyoruz ama artık bu tür konularda şikayetlerde bulunurken sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu durumu da göz ardı edemeyiz…

Kısaca;

Hasta da yeri geldiği yazan haddini bilecek ve adı üstünde daha acil bir hasta geldiği zaman sırasını vermeyi bilecek!

İş güvenliği mi dediniz!

Fotoğrafın nerede çekildiği önemli değil…

Kimin çektiği, inşaatta çalışanların kimliği hiç önemli değil!

Çünkü bu tür kareler ülkenin dört bir yanında yaşanıyor!

Okuyucu çekiyor bize gönderiyor…

İnşaatlarda hiçbir güvenlik önlemi alınmadan çalışan işçiler!

Onlar ekmek parasında çünkü…

Evlerine ekmek götürsünler yeter ki!

Canları pahasına hem de…

Bu tür kareleri görünce aslında ilgili birimlere de kızamıyoruz!

Çünkü üç-beş kişiyle olacak işler değil bunlar…

Ülkede aynı anda binlerce inşaat yükseliyor hangi birini denetleyecekler ki!

Ölen ölecek…

Kalan sağlar yine bizim olacak!

"Olmaz olsun!"

"Akşam iftar masasından, sonrasında meyhaneden fotoğraf paylaşan belediye başkan adayları, babasının vefatından sonra daha 7si çıkmadan sofra sofra gezen full makyajlı belediye meclis üyesi adayları ve başka partilerin üyelerini kendi rızaları olmadan kendi partilerinden belediye meclis üyesi listesine yazan partiler var !
Üstüne bugün bir de ameliyathane kapısında ve yoğun bakım servisinde parti propagandası yapan insan ziyanları eklendi.
Siyasetiniz batsın !!!
Hak yolu ile gelmeyen, poh yolu ile gider !
Hakikaten söyleyecek laf bırakmadınız..."

(Aktaç ATAİ)

Memuriyetin saygınlığı!

"1986'da memuriyete başladığım zaman, resmi renklerde resmi kıyafet kodu vardı…

Etek boyu belirlenenin dışında ise veya takımın içine bluz yerine t-shirt giyilmişse önce sözlü sonra yazılı ihtar verilirdi..

Makama ceketsiz girilmez, saç baş takı ojenin rengi vs. gibi unsurlara çok dikkat edilirdi..

Yöneticiler o dönemde bu düzene uyulmasını nasıl sağlamış ve memuriyetin saygınlığını nasıl düşürmemişse, şimdi de sağlansın…

Verim konusu da, üst makamların iş ciddiyeti, duruşu, yaklaşımı, tecrübesi, saygınlığı, partizanlık yerine liyakata önem vermesi hasebiyle oldukça yüksek ve yapılan iş layıkıyla idi…"

(Dilek Yavuz YANIK)


"Çocuk istismarına devam!.."

"Kimse tınlamıyor ama biz yine anımsatalım…
Yerel seçimlerde adayların çocukları kullanarak seçim propagandası yapması tek kelimeyle istismardır!
Onların üzerinden siyasi rant elde etmektir…
Kimsenin çocuklarımızı kullanma hak ve hürriyeti yoktur!
Hadi siyaset böyle bir şey de ana ve babalar buna nasıl izin veriyor hayret doğrusu…
Anne babalar bilinçlenmedikçe bu cehalet sürecek…"

(Canev ASLAN)

İlginç iddia!

"Cumhurbaşkanlığının Lefkoşa için anket yaptırdığı ve bu ankette SERTOĞLU'na yüzde 38, HARMANCI'ya yüzde 26, GENCAY hanıma yüzde 14, BAY'a yüzde 4, diğer adaylar yüzde 3 ve kararsızlara yüzde 15 olduğu bu nedenle yayınlanmadığı doğru mu?.."

(Songuç KÜRŞAD)

"Trajikomik fıkra"

"Siyasi değil dramatik, hatta trajikomik bir fıkra aktarayım, nereye uyarsa artık..?

Akıl hastanesinde bir hasta kendini odanın tavanından aşağı, ayakları yukarıda tepe üstü asmış, ben ampul oldum diyor, kimse de onu aşağı indiremiyormuş...

Konu başhekime intikal etmiş. Başhekim ,-Gidin ona deyin ki, elektrik kesildi, bir işe yaramazsın artık in...
Epey sonra görevliler tekrar başhekime gelmişler...

- Efendim onu ikna ettik inecek ama etrafında toplananlar, karanlıkta kalacağız diye indirmemize izin vermiyorlar, demişler..."

(Serdar EMEKLİ)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları