Seçmen kazansın...

Yayın Tarihi: 19/06/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Üç günlük kısa tatil iyi geldi…

Biraz kafa dinleyip aile bireyleriyle güzel vakitler geçirdik ama gündemden de kopmadık!

Çeşitli sohbetlerde kulağımızı daha fazla kabarttık vatandaş ne düşünüyor diye…

Yerel seçimler neredeyse hiç konuşulmuyor sohbet konusu olmuyor!

Varsa yoksa Türkiye'deki seçimler…

Kendi memleketinin seçim sonucunu fazla önemsemeyenler bile Türkiye'deki seçimlerin tartışmalarında buluyor kendini!

Ortak payda ise şu;

24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'de neler olacak?

Dövizde bir rahatlama olacak mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan giderse ne olur, kalırsa ne olur?

İnsanımız artık daha fazla önemsemeye başladı oradaki seçimleri çünkü sonuçta ekonomik durumları etkileyebilecek bir öneme de sahip olacak seçim sonuçları!

…

Bizde ise gerçekten heyecan yok…

Çünkü bazı fanatikler dışında neredeyse kimse merak etmiyor yerel seçim sonuçlarını!

İnancını yitirmiş olduğumuzdandır bu ruh hali…

Ne olursa olsun havası!

Siyaset ve siyasetçiye güvensizlik anlayacağınız…

O kadar çok aday ve o kadar çok projeler yayınlanıyor!

Daha önce de oldu ama bir çoğu hayata geçmeyince, belediyecilik sadece maaş ödemek ve çöp toplamak ile sınırlı kalınca düşüncelerinden dolayı seçmeni suçlamanın hiçbir manası da yok!

28 belediyenin çok azı başarılı olmuş, çoğu batma noktasında ama hala siyaset en ön planda ve vaatlerin ardı arkası kesilmiyor…

Lütfen dikkat ediniz, mevcut başkanlar belediyeyi nerelere taşıdıklarını ballandıra ballandıra anlatırken, diğerleri de sadece kötüleme yarışına girmişler!

İnanın ki bir tatil dönüşü yeniden seçim yazısı yazmak bile artık insana zul geliyor…

…

Dedik ya bizde siyaset önde…

Genel seçimlerde olduğu gibi yerel seçimlerde de en önemli şey kazanmak!

Yerel yönetimlerde başarı göstermekten daha ziyade siyasette bir adım önde olmak…

Parti içi dengeler, ince hesaplar ve ayağının altına sabun koymaya çalışmalar, her şey mübah anlayacağınız!

Zira bilimsellikten çok öte bir tablo var ortada…

Ama olaya bilimsel olarak bakanlar da yok değil!

Örneğin Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu…

Bir çoğu siyaseten ön planda olmaya çalışırken o asıl olması gerekeni özetlemiş birkaç satırda!

Ve işte en çarpıcı olanları;

"İzinleri alınmamış kaçak inşaatlara izin veren, 10 ayak işgali olarak bilinen binaların önlerine, yanlarına ve arkalarına yapılan kaçakları destekleyen/görmezden gelen, tarihi eserlere zarar verenlere destek olan, denizlerin kirlenmesine ses çıkarmayan, hayvan haklarına değer vermeyen, kentler oluşurken kent meydanları oluşmasını desteklemeyen, mevcut meydanları da yok etmek için uğraşan, kent parkları ve ülkesel parkların oluşması için gerçekçi çalışma yapmayan, gündemlerinde sanat merkezleri ve tiyatro binaları olmayan, kanalizasyon sorununu çözecek çalışmalar yapmayıp kanalizasyon pisliklerini denizlere ve derelere akıtan, dere yatakları ve göllerin içerisine inşaat izni veren, su baskınlarının sonlanması için projeler üretmeyen, imar planları ve alt ölçek planlarının yapılmasına destek olmayan, mevcut çalışmaları ise görmezden gelen, mevcut planlara ve yasalara uymayan, gereksiz yasal olmayan istihdamlar oluşturan, yayaları, bisikletlileri, çocukları ve gençleri düşünmeyen, toplu taşıma sorununu baş öncelikleri arasına almayan, altyapısı, üstyapısı olmayan yerlere inşaat izni veren, otopark sorununu çözmeden inşaat izni veren, işletme izni veren, toplu otoparklar sağlamayan, belediye kaynaklarını yasal olmayacak şekilde kullanan, sinek ve haşereye karşı gerekli ve sağlıklı mücadeleyi gösteremeyen, bünyesinde şehir plancıları, mühendisler, mimarlar bulundurmayı önemsemeyen belediye başkanları ve adayları kesinlikle desteklenmemelidir"

…

Aslında olay bu kadar basittir…

Refikoğlu kimlere oy verilmemesi gerektiğini gayet güzel özetlemiş ve bir anlamda da seçmene yol gösteren bir açıklama yapmıştır…

Yani 24 Haziran seçim sonuçları ne olursa olsun, kazanan siyasi partiler ve adaylardan daha ziyade seçmenin ta kendisi olmalıdır!

Boş vaatler değil, sorgulayan, eleştiren, yeri geldi mi alkışlayan ve elbette hesap sormasını da bilen seçmene ihtiyacımız var bizim…

Sadece Merak İşte?

Konu gerçekten terlik mi?

Bayram günlerinin en çok tartışılan konusuydu…

Türkiye'den gelen çiftin bir otelin eğlence yerinde dayak yemesi!

Tartışmalar Türkiyeli-Kıbrıslı yönüne kadar çekildi…

Sonuçta kesin olan şey Türkiye basını sayesinde dünyaya rezil olmamızdı!

Aile sürekli suçladı ama işletmeden hala bir açıklama yapılmadı…

Ama bize gelen bir takım duyumlar da yok değil!

Konunun mekana terlikle girilmesinden öte başka nedenleri olduğu iddia ediliyor…

Bizim devletin ilgili birimleri ne düşünüyor acaba?

El öpenleriniz çok olsun da…

Seçim haberlerini ve doğal olarak kullanılan fotoğrafları muhakkak ki hepiniz takip ediyorsunuzdur…

Ana tema çocuklar ve yaşlılar!

Çocukları kucaklamalar bitti şimdi yaşlı insanın elini öpmeler başladı…

İnandırıcılığı olmayan ruhsuz görüntüler bunlar!

Şekilcilikten öteye gitmediğimiz taktirde bizden bir halt olmaz…

130 çalışan ne olacak?

Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ı kutlamak gerek çünkü CAS çalışanlarının akıbetini şimdi değil de seçimlerden sonraya bırakabilirdi…

Cesaretinden dolayı kutlarız!

Hiç müşterisi olmayan CAS'ta böyle bir karar alınması belli ki kaçınılmaz sondu ama insan 130 çalışanın da sonunu düşünmeden edemiyor…

Bundan böyle ne yapacak bu insanlar!

Aile yaşamları, sosyal ve ruhsal durumları, banka borçlarını kim ödeyecek?

Allah hepsine de sabır ve kolaylıklar versin…

14.30'a kadar kalan hekim var mı?

Sıradan insanlar değil bizzat hekim arkadaşlar sorgulamamızı istiyorlar…

Devlet hastanelerinde yeni alınan 14.30'a kadar çalışma kuralına uyulmuyor diye!

Bir kaçı dışında çoğu çok erkenler saatlerde hastanelerden ayrılıyormuş ama…

Gelin görün ki çıkış saatlerinde hep 14.30 yazıyormuş!

İmzalar onların mı yoksa birbirlerine kıyak mı geçiyorlar?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları