'Besleme' derse kızmayalım o zaman!

Yayın Tarihi: 06/07/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
O zaman daha Başbakandı...

KKTC'ye yaptığı bir ziyarette yollarda kendini protesto eden bazı grupları görünce çok sert bir açıklama yaptı!

Protesto edenleri 'besleme' olarak suçladı...

Belli bir kesim ayağa kalkmıştı o zaman!

Çünkü ağır bir suçlamaydı bu, haklı tepkiler yapıldı...

Zira Kıbrıs Türkü hep et ve tırnak benzetmesini kabul etmiş, Türkiye'siz burada ayakta kalmanın mümkün olmadığını çok iyi biliyordu!

Eminiz ki Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu anki aklı olsa o zaman o sözü kullanmaz, kırıcı olmazdı...

Zaten siyaset de siyasilerin gaf dolu sözleriyle dolu değil midir?

...

Erdoğan bir kez daha KKTC'ye geliyor...

Gelenek yine bozulmadı ve seçimleri bir kez daha kazandıktan sonra kabinesi açıkladıktan hemen bir gün sonra ülkemize gelecek!

Bu yıllardır sürdürülen bir gelenek ama bu kez de ziyarete 'cami açılışı' damgasını vuracağa benziyor...

Cami açmasa tepkiler olur muydu, kesin yine olurdu!

Bir neden muhakkak bulunurdu...

Ama bu kez fazlaca abartıldı...

Daha gelmeden protestolar yapılıyor!

Saygı sınırı biraz da artarak...

Anadolu halkının kendilerinin kardeşi, gönüldaşı olduğunu söyleyenler, Anadolu'nun seçilmiş Cumhurbaşkanını protesto edecekler!

Nasıl bir çelişkidir ki bu?

...

Kişisel olarak biz de Sayın Erdoğan'a sandıkta hiç bir zaman oy vermedik...

Çünkü dünya görüşümüz farklıdır, büyük ihtimalle de öyle olmaya devam edecektir!

Ama burada konu siyasi görüş filan kesinlikle değildir...

Adı üstünde canımız, kötü gün dostumuz Türkiye'nin seçilmiş bir Cumhurbaşkanı kendisi!

Şeriat kararlarıyla filan değil halkın özgür iradesiyle tam 16 yıldır koca bir ülkeyi yönetiyor...

Başarılı olduğu konular var olmadığı konular var!

Bunları eleştiririz de alkışlarız da...

Burada amaç Türkiye Cumhuriyetinin bekasıdır sadece!

Oradaki her iyi şey bize de yansır...

Kötü de!

Bir de Erdoğan'ın eskilerden çok ayrı özelliği var...

Geçmişte 'siz çalışmayın biz göndeririz' diyen zihniyet gitti, şimdi artık 'kendi ayaklarınız üzerinde durmalısınız' diyen biz zihniyet var!

Bunun için de hiç bir fedakarlıktan kaçmayan bir yönetim bu...

...

Erdoğan ve onun gibi düşünenleri sevmeyebiliriz...

Oyumuzu da vermeyebiliriz ama!

Tarihe bakıldığında her şekilde Kıbrıs Türkünün yanında maddi ve manevi olarak duran, bundan taviz vermeyen, üreten ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir devlet isteyen Türkiye'nin en üst makamında oturan bir lideri de ayaklar altına almanın da manası yoktur...

Aksine bunu abartanların asıl amacı Kıbrıs Türklerinin hak ve hukuku kesinlikle değil, tamamen siyasi nedenler ve şovdan öteye değil, bundan rant kapma meselesidir!

Bunlar da kesinlikle Kıbrıs Türkünün genelini temsil edemezler...

Öyle düşünenler de Erdoğan öyle bir hatayı bir daha yapmaz ama eğer 'böyle düşünenler beslemedir' derse lütfen o zamanda kimse alınmasın, gücenmesin lütfen!

Bilmem anlatabildik mi?

Rahmetle…

15 yıl önce olmuş öbür dünyaya göçeli…

Kıbrıs Türk basınında büyük iz bıraktı, çok da gazeteci yetiştirdi.

Hani bir laf vardır ya, gazeteci olunmaz gazeteci doğulur diye…

Aynen kendisiydi bu.

Rahmetle ve minnetle anıyoruz kendisini, hiçbir zaman unutulmayacak…

Ve küçük bir anı;

Kıbrıs Gazetesi daha yeni yayın hayatına başlamıştı.

İyi bir yöneticiydi aynı zamanda çok iyi bir muhabir.

Bir gece yarısı 02.00 gibi Lefkoşa'da patlayan bir bomba, hani şu tırları havaya uçuran!

Patlama olduktan en fazla 15 dakika sonra biz olay yerindeydik…

Gazetecilik içgüdüsüyle olay yerine en erken gazeteci havasıyla!

Ama yanılmıştık!

Gazetesinin yayın yönetmeni o saatte muhabir bulamadığı için fotoğraf makinesini kapıp kendi gitmişti olay yerine…

Kendi muhabirlerinden de önce!

Bizi gördüğü andaki tebessümünü hiç unutmayacağız…

Ruhu şad olsun.

Sadece Merak İşte?

Bakan parmağı var mı?

Hatırlarsanız Maliye Bakanı Serdar Denktaş bundan önceki hükümet döneminde seyrüsefer ruhsatlarının araçların akaryakıt ihtiyaçlarına göre belirleneceğini açıklamıştı.

Buna göre çok kullanan çok, az kullanan az ödeyecekti!

Bir yılı devirdik Denktaş hala Maliye Bakanı ama bu uygulama hayata geçmedi…

Bu konuda bazı iddialar var!

Denktaş'ın kafasında bu sistem hala duruyor ama kabineden bir bakan bu uygulamaya şiddetle karşı çıkıyor…

Hadi düşünün biraz bakalım kim olabilir bu bakan?

Hangi gazeteler kapanıyor?

20 tane günlük yayın yapan gazete…

Pasta hayli küçük olduğu için doğal olarak gelir dilimleri de ufalıyor!

Artık seçimlerde geride kaldığına göre bazı gazetelerin kepek indirmeye hazırlandıkları konuşuluyor…

Adları ne olursa olsun!

Üzücü ve düşündürücü bir haberdir bu…

İndirim mi kalite mi?

İlgili birimler internette yüzde 35'e varan indirimlere gidilebileceği müjdesi verdiler…

Ucuzluk her zaman iyidir de!

Soru şudur;

Tamam indirim olsun da peki ya kalite?

Bu konuda dünya listesinde en gerilerde olduğumuzu biliyor muydunuz?

Bunun için bir çalışma var mı?

Ücretlerde değişiklik yok!

Kavurucu yaz sıcakları ve dolup taşan plajlar…

Belli ki Girne Kaza Mahkemesi'nin bu konudaki kararını takan kimse yok!

Plaj giriş ücretleri 10 TL ile 40 TL arasında değişiyor…

O zaman;

Girne Kaza Mahkemesi bu konuda yanlış karar mı üretti…

Yoksa o kararı uygulamaya sokacak siyasi irade mi yok!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları