Sağlıkta silahlar çekildi!

Yayın Tarihi: 27/07/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Aslında ortalık güllük gülistanlıktı…

Eski hükümet döneminde sağlıkta bir nebze bazı önlemler alınmış, gözle görülür bir rahatlama ortaya çıkmıştı!

Ama ikinci iş sorunu hep bir yerlerde kaldı işte…

Hükümet artık 6 ayını doldurdu ve Bakan Besim de sağlıkta elinden geleni yapmaya çalıştı!

Bu süreçte rahattı, ta ki artık kamu hekimlerin kendi muayenelerinde ikinci iş yapmasının 1 Eylül tarihinde sonlanacağını söyleyene kadar…

İşte o andan itibaren taraflar silahlarını kuşanmaya başladılar!

Tamam devlet işi garanti bir işti ama özel kliniklerdeki işlerden de hekimler hatırı sayılır bir kazanç elde ediyorlardı…

İşte bakanın bu açıklamasından hemen sonra sağlıktaki örgütler seslerini çıkarmaya başladılar!

Ve haliyle bakanı eleştirmeye…

Oysa ikinci iş konusunda bakanın yapabileceği çok bir şey yok!

Ortada mahkeme kararı var çünkü…

İlgili yasaların uygulanması söz konusu!

…

Şimdi gündeme gelen soru şu;

Örgütler bakanı eleştirirken samimi mi yoksa değil mi?

Burada bir danışıklı dövüş olabilir mi?

Bakın bu konuda Dr. İlker İpekdal nasıl bir yorum getiriyor;

"Kim ne derse desin, bu sefer sağlıkta ciddi bir süreç kapıda!

Kapalı kapılar arkasında, ciddi pazarlıklar yapılıyor ve bu pazarlıkların odağında, maalesef yine kamudan ''özele'' kurulan köprünün yıkılmasının nasıl engellenebileceği tartışılıyor. Bu sefer, köprünün ''özel'' ayağı ciddi sıkıntıda! İşte bu yüzdendir ki, dün Tıp-İş bir açıklama yaparak ilk grevin sinyalini verdi.

Tıp-İş'in açık desteği ile başkanını seçen Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği de, Sağlık Bakanı'nı eleştirir gibi yaptı.

Eleştirilerin amacı, Sağlık Bakanı üzerinde baskı oluşturuyor görünmek!

Tetiği çekilen tüm bu sürecin amacı, halkımızı yine, sağlıkta kaos çıkacak, doktorsuz kalacağım korkusuna sürüklemek!

Bu kargaşada, yine bir şeylerden nemalanmak!.."

…

Eğer Dr. İpekdal'ın iddiaları doğruysa işte o zaman yandığımız gündür…

Kamu hekimleri sağlıktaki sorunlara ciddiyetle bakmayıp sadece kendi rantlarını düşünmektedir!

Böylelikle ilgili bakanı da kullanmaktadırlar…

Ya da bakan da bile bile kendini kullandırmaktadır!

Bunun doğru olup olmadığını hep birlikte ileriki süreçte göreceğiz…

Tamam mesleki örgütler kendi üyelerinin hak ve hukuku için mücadele ederler ama bunu yaparken hastanın haklarını da masaya yatırmazlarsa, bu eninde sonunda sırıtır ve hekimlere duyulan güven de yerlerde sürünür!

…

Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu ve ekibi uzun süredir konunun hukuk tarafıyla ilgileniyor…

Bu süreçte kazanan taraf da onlar oldu!

Aslında onların kazanmasından daha ziyade yasalar da, yani devletin saygınlığı da kazanmış oldu, bunu da bir yerlere not etmek gerek…

Anlayacağınız ileriki günler sağlıkta çok şeylere gebedir!

Bu arada yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntılar da sadece ilgili bakanlık ve örgütlerin de meselesi değildir…

Sağlık Bakanlığı bu hükümetin bir parçasıdır ve yapıp yapmayacakları da sadece bakanlığı değil hükümeti de bağlar!

Bu arada bir dip not;

Uzun bir süre önce devlet hastanelerinde mesai saatleri dışında hasta bakmaya başlayan kamu hekimleri hala ödenmemiş olup, bu da çok yakında patlamaya hazır bir bomba gibi önümüzde durmaktadır…

Zira acele alınan kararlar gün gelir ve bu karaları alanların elinde patlar!

"Yol güvenliği için…"

"Önlemek istiyorsan, başka yolu yok,
Cezayı yazacaksın.

İngiltere'de bugün geçen bir yasaya göre;
Araç kullanırken Cep telefonu kullanıyorsanız, anında ehliyet 3 ay alınıyor, hem de yakalayan polis tarafından. İlaveten, 800 sterlin de para cezası.

Üstelik, aracı kenara alıp durdursanız bile motor çalışıyorsa, ayni cezayı yiyorsunuz, motoru da söndüreceksiniz.

Hadi,

Yol güvenliği için,
Yapın burada da böyle bir yasa…"

(Ülker FAHRİ)

Sadece Merak İşte?

Boykot mu dediniz?

Domates 7 küsur lira olmuş boykot çağrıları yapılmaya başlandı…

Merakımız şudur;

Hadi bırakın sıradan vatandaşı bu çağrıları yapanlar acaba boykota başladılar mı?

Kesinlikle hayır!

Bu arada bizden de onlara bir çağrı;

Hadi bakalım elektrik için de boykot kararı alın, becerebilecek misiniz?

İşimiz gücümüz lafazanlık…

TC basını ne yapmak istiyor?

Bizim turizmciler haklı olarak isyan ediyor…

Türkiye basınında KKTC otelleri ile ilgili yalan dolan haberler yayınlanıyor diye!

Yani bunu Rum basını yapsa şaşmayız da Türkiye basınına ne oldu böyle?

Buradaki otellerde kırmızı et yemek isteyenlere farkı fiyat uygulandığını kim duymuş görmüş ki?

İyi de bu tür yayınlar karşısında bizim devlet erkanı ne yapıyor bu da çok ayrı bir tartışma konusu!

Sadece CTP mi?

Yunanistan'da yaşanan acıya ortak olmak için herkes bir şeyler söylüyor…

Söylem var ama eylem yok!

Bir tek CTP çıktı eşya ve maddi yardım için girişim başlattı…

Ne kadar ilgi görür bilemeyiz ama bunu düşünenlerin olduğunu görmek bile sevindiricidir!

Bu arada sosyal medyada atı tutanlar bu kampanyaya ne kadar katılıyorlar bilen var mı?

Hadi bakalım pamuk eller cebe…


Ya cam kırıkları?

Yunanistan'daki yangın faciasının bizi de uyandırması iyi oldu…

Orman Dairesi kendine düşenleri imkanları derecesinde aldı ve ateş yakılmaması konusunda uyarılarını yaptı!

Ama konu sadece ateş mi?

Pislikten, kirlilikten, kırık cam şişelerinden geçilmeyen piknik alanlarımız için ne yapıldı?

Bu sıcaklarda küçük bir cam parçasının bile nasıl facialara yol açtığını geçmişte yaşamıştık…

Buna kim, nasıl bir önlem alacak, bilen var mı?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları