Çürüyen sistemi düzelteceklerine…

Yayın Tarihi: 31/07/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Kudret hoca bu sıralar ağzıyla kuş tutsa kimseye yaranamıyor…

Kalktı partili vekillerin hayat pahalılığı artışını almayarak hayır kurumlarına bağışlanacağını açıkladı sanki de büyük bir günah işlemiş gibi millet yine tepesine bindi!

Bırakın başkalarını kendi partisi içinde bile böyle bir karara şerh koyanlar oldu…

Hadi şov yaptı diyelim!

Popülist davrandı…

Eski partilerin yanlışına düştü!

Oysa sessiz kalıp paranın cebe indirilmesine de göz yumabilir birkaç gün sonra da ortalık zaten derin bir sessizliğe bürünürdü…

Biz diğer parti ve vekillerden de beklerdik!

Onlar da şov yapsınlar, vitrine oynasınlar…

50 vekil bu paraları almasalar ne olurdu biliyor musunuz?

Hayır kuruluşları için her yıl 1 milyon TL kaynak yaratılmış olup, en azından bir nefes almaları sağlanabilirdi…

…

Serdar Denktaş aslında dün vekillerin hayat pahalılığı almayacağını açıklayınca Kudret hocayı da kuyudan çıkarmış oldu…

En azından bir süre kendisine yapılan eleştiriler bu sayede durulacaktır!

Ama şimdi de vatandaş diyor ki;

Üst düzey bürokratların hayat pahalılığı artışları ne olacak?

Vekillere yok da yüksek maaş çekenlere niye var?

Bu arada başka önemli bir konu;

Tamam vekiller bu parayı almayacak ama ya emekli ikramiyeleri ve maaşlarına da mı yansımayacak…

Bu konuda soru çok;

Hadi bin 700 TL'lik hayat pahalılığı artışını almayacaklar…

Peki bundan sonraki artışlar ne olacak!

Anlayacağınız ortada bir panik durumu vardır…

Panik halinde alınan kararlar genelde yanlış kararlardır ve bunun neticeleri şimdi olmasa da ileride mutlaka görülecektir!

…

Bu tartışmaların sadece bir faydası olmuştur…

Bu sistemin çürüdüğü ve kokuştuğu artık tescillenmiştir!

Bizimkiler sistemi bir bütün olarak ele alıp baştan yaratacaklarına tam aksini yapıp işi Arap saçına çevirmeyi başarmışlardır…

Aksine büyük umutlar ve vaatlerle UBP'ye karşı birleşip ucu ucuna hükümet olanlar da bu acayip sözde icraatlarla sistemin ve statükonun parçası olduklarını göstermişlerdir!

Toplumda aklı selim düşünenlerin en büyük üzüntü kaynağı da budur zaten…

Az maaş alana az, çok maaş alana çok hayat pahalığı alınan bir ülkede günü kurtarmak, kamuoyunun sırf tepkilerini azaltmak için ne idüğü belirsiz, hatta yasalara bile aykırı olarak alınan kararların bu topluma kuruş faydası olmayacak aksine toplumsal barış kültürüne ağır bir darbe vurulmuş olacaktır!

…

Özellikle siyaseti artık bir meslek haline getirenler ve bundan rant sağlayanlar şunu asla unutmamalıdır…

Sizin makamlarınız da markalarınız da tamamen geçicidir!

Gün gelecek bir şekilde siyasete ister istemez veda edeceksiniz ve kalıcı olan da sadece bu halk olacaktır…

Serdar Denktaş'ın da dün açıkladığı gibi dövizin her yükselişinde eğer akaryakıt ve elektrik gibi hayati önem taşıyan olmazsa olmazlar da yükselecekse esas çözülmesi gereken büyük sorunumuz da bunlardır!

Buna çözüm üretebilirseniz ne ala…

Aksini yapıp da her açıklamanızda sorumluluğu TL'ye yüklersiniz, önlem almazsanız sizin o koltuklarda işiniz nedir ki!

…

Son gelişmeler, alınan çelişkili kararlar bile göstermektedir ki hükümetin derdi imanı kamu çalışanlarıdır…

Özel sektörden ve asgari ücretten kimse dem vurmamaktadır!

Bu da demektir ki eğer önlem alınmazsa, kokuşmuş sisteme dokunulmazsa kamu ve özel arasında zaten var olan uçurum daha da açılacak, ortaya büyük adaletsizlikler çıkacaktır…

Düşünebiliyor musunuz ki;

Şu anda özelde çalışan 4-5 bin TL civarında maaş alan gençlerimizin bile gözleri devlettedir, kamunun sınavlarına girip şanslarını denemektedirler…

Kamu asıl, özel de üvey evlat muamelesi gördüğü müddetçe bu ülkenin sosyal ve ekonomik sorunlarının bitmesinin imkanı yoktur!

"En büyük tefeciler…"

"Bu memlekette en büyük tefeci BANKA'lardır.
İpotek mal şartı,
Kefil şartı,
Tapu Masrafı ve pul harcı,
İpotek mala Yangın Sigortası şartı,
Borçlanan kişilere Kredi/Hayat Sigortası şartı,
Maaşını Bankaya bağlama şartı,
Artı...(+)
Yüksek Faiz ve Yüksek Komisyon,
Ve...
Daha bir sürü koşul.

Tefeci diye suçlanan Finans Şirketleri,
Bankalar yanında sütten çıkmış ak kaşık kalırlar.
İstedikleri,
Sadece
İleri tarihli bir çek.

İnanmayanlar araştırabilir.."

(Ülker FAHRİ)

Sadece Merak İşte?

CAS'ı kime satacaklar?

Başbakan'dan çelişkili bir açıklama…

CAS'ı ve çalışanlarını kurtarmak için satacakları birilerini arıyorlarmış!

İyi de kime satacaklar?

Madem ki bu şirketin şu anda çalışacağı bir işletme yok alan ne yapacak?

Bu arada bir de soru;

Gifa Holding, CAS'ı satın almak için müracaat etti, niçin onlara satışı gerçekleşmiyor?

30 Bin TL alan müdür kimdi?

Şu anda CAS'ı ve akıbetini tartışıyoruz ama…

Biraz da geçmişi sorgulamak gerek!

Eski hükümetler döneminde bu işletmenin genel müdürüne 4 bin 950 Dolar net maaş ve yanında 13. maaş, bir de Girne'de yazlık villa kiralanmıştı…

Onun ayrıcalığı neydi de bu kadar astronomik rakamlar öngörüldü!

Bunu da artık birilerinin yargılaması ve deşifre etmesi gerekiyor…

Politis hedef mi gösteriyor!

Güney'de yayınlanan Politis Gazetesi önceki günkü yayınında 1964 yılında Kıbrıslı Türkleri öldürenler arasında 2 kişinin halen yaşadığını yazdı…

Belki tarihte yaşananları yayınlamak mesleki olarak bir sorumluluktur ama!

Böyle açıklamalar aynı anda bir anlamda hedef göstermek anlamına gelmez mi?

Ya buradan birileri galeyana gelip bunların peşine düşerse sonra bunun sonuçlarının hesabını kim verir?

Hani teknik sorun vardı?

Milletvekillerine hayat pahalılığı artışı haddinden fazla gündem oldu sonuçta kamuoyu baskısı galip geldi…

Ancak ilk açıklamalar bunun değişemeyeceğini zira teknik sorunların ortaya çıkacağı yönündeyken nasıl oldu da bu teknik bir çırpıda çözüldü birileri de bunun cevabını vermeli!

Ya da açıklama yapmadan önce iyice, derinlemesine araştırıp sonra konuşmalı…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları