17'nci madde sıkıntı yaratır!

Yayın Tarihi: 16/08/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Hükümetin ekonomik tedbirler paketine sıcak bakıyoruz…

Belli ki ülke şartlarına göre yapılacak olanı yaptılar!

Bunu yaparken olaya daha geniş yelpazeden bakıp muhalefeti ve sivil toplum örgütlerini de dahil etseler en azından ülke iç barışı için daha sağlıklı olacaktı ama, sonuçta hala bu şansları var!

Hükümet bir şekilde bir dizi kararlar üretmiş ve bu topluma da düşen, kararları desteklemektir…

Bu arada yapılan olumsuz eleştirilere bakılınca belli ki 17'nci maddede bir takım sıkıntılar yaşanacak!

Toplum algısı da bu yönde zaten…

Ülkeye çalışma izinli ya da oturma izinli gelenlerin çocukları için uygulanacak asgari ücretin yüzde 5'i oranındaki ek vergi!

Bunun mutlak bir şekilde izahı yapılmalıdır…

Yapılmazsa yanlış anlaşılmaların olma ihtimali ortaya çıkacaktır!

Örneğin, hani geçenlerde basına da yansımıştı ya…

Türkiye'nin KKTC'ye eğitim maksatlı bir takım yardımlarında indirime gidildiği meselesi!

Bakan Özyiğit sadece 'sorun yok' der gibi bir açıklama yaptı…

Bu iddialar ise havada kaldı!

Türkiye gerçekten bu tür yardımları aşağıya çekti mi, resmi bir açıklama olmadığı için bilemiyoruz…

Millet sadece tartışıyor, birbirine düşüyor!

Şimdi ise şöyle yorumlar yapılıyor;

Bu maddeyi bakanlık mı koydurdu?

Aklı sıra Ankara'ya misilleme mi yapıyor yoksa!

Onun için her şey artık konuşulmalıdır bu ülkede…

Doğru neyse odur, mutlaka her şeyin bir izah tarzı vardır!

Gelin görün ki 17'nci madde bir kez daha gözden geçirilmek zorundadır…

Burada kimsenin Ankara'ya kafa tutma gibi bir lüksü olamaz!

Varsa da saman altından su yürüteceğine çıksın açık seçik söylesin ki herkes neyin ne olduğunu bilsin…

Bu konuda en güzel yorum ve açıklama sevgili Necmi Karakılıç'tan geldi, herkesin duygularına tercüman oldu;

…

"Asgari ücretin 2620 tl olduğu bu ülkeye çoğunluğu (toplam işgücünün %50'si) Türkiye'den çalışmak için gelen insanların çocuklarından asgari ücretin yüzde 5'i oranında her yıl vergi almayı önlem diye açıklayan ve bunu savunmaya çalışan örümcek kafalı hükümete birkaç sözüm var.

1. Bu ülkenin bütün altyapısını (yol, hastane, okul v.s) Türkiye karşılamaktadır.

2. Türkiye bütçemize her yıl ortalama 1 milyar tl para aktarmaktadır.

3. Bu ülkede çalışan işçilerin çoğu asgari ücretle yani brüt 2620 TL ile ve kesinlikle 8 saatten fazla çalışmaktadırlar.

4. Asgari ücretle çalılan bu kesimin çoğu fahiş kiralar ödemektedir.

5. Bu insanlar dolaylı ve dolaysız vergi ödemektedirler.

6. Türkiye'den çalışmak için gelen aileler dışındaki 3.dünya ülkelerinden gelen işçiler büyük çoğunlukla ailelerini getirmemektedir.

7. Bu ülkede asgari ücretle çalışan bu insanların çocuklarından alınacak 130 TL yıllık olarak ülkeye en çok 2 milyon tl civarında para getirecektir. Ama çocuk başına alınacak her 130 TL bu ailelerin alım gücünü ciddi oranda etkileyecektir.

Sonuç: Bu uygulama tamamıyla yabancı düşmanlığı demektir. Resmen Türkiye'den gelen insanlara çocuklarınızı bu ülkeye getirmeyin demektir. Bu uygulama ailelerin parçalanmasına veyahut insanların asgari ücretin de altında çalışmasına yol açacaktır. İlaveten bu uygulamayla Türkiyelilerin yurttaş olmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.

Ayrıca bu uygulama 3.dünya ülkelerinden çok daha fazla işçi gelmesine yol açacaktır. Bu işçilerin asgari ücretin çok altında ve uzun saatler çalıştırıldıkları bilinmektedir. Bu uygulamayla sadece sermaye sınıfına hizmet edileceği açıktır.

Ülkede tasarruf yapılacak o kadar önlem varken hem de sol partilerin insanların emeklerinden sömürmek suretiyle gelir yaratmayı düşünmesi de ayrıca manidardır…"

"AKSA kazığı!"

"Ortalama elektrik tüketen bir aile için elektrik tarifesi 79 krş/kWh.

Bu rakam üretim, iletim ve dağıtım için.

Tekrar ediyorum, bu rakam tüm masraflar için. Özel sektör AKSA'dan alınan elektrik için (yani sadece üretim için) ödenen miktar 84 krş/kWh. Bence AKSA derhal çağırılmalıdır ve fizibilite yapılmadan sözleşme sonuna kadar belirlenen (yanlış) rakam yeniden düzenlenmelidir.

Ya da sözleşmesi tek taraflı iptal edilmelidir. Böyle yapmak ve "koştur" demek lazım değil mi?

Ama maalesef bunu yapamayız!

Çünkü kurulu gücümüz yok! Muhtacız!

Aynen yatırım yapmadan kablo ile elektrik alırsak başımıza gelecek olan gibi!.."

(Hasan Ulaş ALTIOK)

Sadece merak işte?

Sormadan müdahale etsek ne olur?

Yakın bir gelecekte Kıbrıs'ta bir çözüm görülmüyor…

Çünkü biz hala insani konularda bile yardımlaşamıyoruz!

Her iki taraf da kendini bir tarafa çekiyor…

Örneğin dün Güney Lefkoşa'da çok büyük bir yangın çıktı!

Resmi bir yardım elbette kabul etmezler aynen bizim gibi…

Peki biz onlar hiç sormadan yangına müdahale etsek ne yaparlar acaba?

Kovacak halleri yok ya, ya da savaş çıkaracak…

Kredi kartıyla et caiz mi!

Dün gazetelerle ilan vardı…

Bir kasap kredi kartı ile 8 taksite et ve kurbanlık koyun vereceğini açıkladı!

Demek ki artık buralara kadar düştük…

Ama bir sorun var işte!

Bizim bildiğimiz taksitle kurban kesilmez…

Kesilirse de caiz değildir!

Kırmızı bültenlinin KKTC'de işi ne?

Adam Türkiye'de ciddi bir suç işlemiş ki kırmızı bültenle aranıyor…

KKTC'ye gelmiş iş bile bulmuş çalışıyor!

Sonra da enseleniyor…

Biz bilirdik ki iki ülke arasında bir takım güvenlik işbirliği anlaşmaları var!

Suçlular daha giriş yaparken muhacerette belirleniyor ve tutuklanıp ülkesine gönderiliyor…

Bu kez nasıl gözden kaçtı, nasıl bilgisayarlara işlenmedi biraz garip değil mi?

kaçak et ne oldu?

Bundan tam 2 ay önceydi…

Mağusa'da 6.5 ton kaçak et ele geçirildi!

Etler yurt dışından Güney'e, oradan da Kuzey'e geçirilmişti…

Aradan iki ay geçti ama hala ortada elle tutulur bir şey yok!

5 kilo, 100 kilo kaçıranlar anında bulunuyor da tonlarca kaçıranlar nasıl olur da yakalanmıyor?

Haliyle kafalardaki soru işaretleri de günden güne büyüyor…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları