Sidik yarışı krize çare değil!

Yayın Tarihi: 27/08/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Başbakan Erhürman geçenlerde ulusa seslenişte baltaları gömelim diyerek doğru bir mesaj vermişti…

Madem ki ülkede ciddi bir kriz yaşanmaktaydı, gün kavga ve gürültü zamanı değil, birlik ve beraberlik zamanıydı!

Anlaşılan bu mesaj pek etkili olmadı…

Kavga hızlanarak büyüyor!

Baltalar gömülmeyi bir yana bırakın havalarda uçuşuyor…

Olay tamamen bir sidik yarışına dönüştü artık!

Hükümet çaresiz…

Muhalefet bunu fırsat bilip saldırdıkça saldırıyor!

Hükümet gitsin ortalık güllük gülistanlık olacak modunda…

Yok öyle bir şey!

Şu anda iktidarda kim olursa olsun pek bir şey değişmeyecek…

Diyelim ki bu hükümet Ankara'dan randevu alamıyor!

Yeni hükümet gelirse randevu garanti değil…

Çünkü aslında randevu demek biraz da acı reçetelerin artması demek!

Birde buna ülkede zaten var olan kriz eklenince varın siz düşünün gerisini…

Doğrusu ise şudur;

Hükümet ve muhalefet önce sidik yarışını bırakacak, ortak paydalarda buluşup randevuyu birlikte talep edecek…

Acı reçeteleri de artık ne kadar az acılıya çevrilebilirlerse ne ala!

Şu anda bireysel çıkarlar değil toplumsal çıkarlar ön planda tutulmazsa, bu anlamsız sidik yarışı devam ederse, olan ezilen halka olacak…

Aslında sidik yarışı sadece iktidar ve muhalefet arasında yaşanmıyor…

Sağın ve solun iki büyük partisinde de durumlar vahim hale geldi!

Önce CTP;

CTP büyük bir fırsat tepip anlamsız bir sidik yarışı içine girdi…

Belli bir kitle aslında kendileri için de, bu ülke için de büyük bir fırsat olan Tufan hocayı yeme bitirme derdine düştü!

Önüne takoz koymaya çalışıyorlar…

Özellikle Ankara ile ilişkilerde!

Kafa tutmasını istiyorlar…

Hem de bu bunalımın içinde!

Hayalperest bunlar…

Amaçları Tufan hocayı devirip partiyi ele geçirmek!

Böyle bir şey olursa ne olur biliyorlar mı acaba?

Geçmişe bir uzansınlar o zaman…

Küçüldükçe küçülürler gün gelir esameleri bile okunmaz olur!

Hem kendilerine, hem partilerine hem de toplumun geneline büyük zarar vermiş olurlar…

Şu anki UBP de aslında CTP'den çok farklı değil…

Sidik yarışının bir türü de burada var!

Kurultay tarihi yaklaştıkça kavga daha da büyüyecek…

Genel başkan adayları bir yanda, iktidar olununca bakanlık şimdiden bakanlık pazarlığı yapanlar başka bir yanda, iktidarın kaymağını yutmak için gün sayanlar ayrı bir yerde hesap kitap peşinde!

Yaşanan kriz nedeniyle yapılan birkaç cılız açıklamaya filan bakmayın siz…

Hepsinin ardında sadece bir görsellik, gelecek planı ve koltukları ele geçirme planı var, hepsi o kadar!

Kafalar böyle çalışmaya devam ederse ne olur peki, kim düşünüyor bunu?

Toplumun zerre kadar faydasına olmayacağı kesin…

Sonuç olarak;

Ülke genelinde sidik yarışı devam ettikçe bir halt olacağı yok…

Krizler, yeni krizlere kapı açacak, halkın umutları da her geçen gün biraz daha sönecektir!

Tek çare üretmek…

Kim paylaştı bilmiyorum ama etkilendim…

Yıllar önce yayınlanan bir gazete küpüründe bakın ne diyor;

"1286 seçkin personelle 38 fabrikada ürettiğimiz sanayi mamullerimizle vatandaşlarımızın hizmetindeyiz…

Şimdi Avrupa ve Ortadoğu'ya ihracat yapıyoruz…

Amacımız ekonomik zaferdir.

Öz malını kullan ekonomini güçlendir…"

Tarih olan ama asla unutulmayan Sanayi Holding'in ilanıdır bu!

Kıbrıs Türkünün ürettiği yıllardan bir kesit…

Şimdi bize nostalji olarak gelebilir ama çözümün tek çaresi de budur aslında!

Sadece üretmek…

Tükenmemek için üretmek!



Sadece Merak işte?

Elektrikte KDV neden düşürülmüyor?

Restoranlarda düşürüldü…

Bazı gıda ve temizlik maddelerinde de!

İyi de bunu akıl eden hükümet acaba her fırsatta elektriğe zam yaparken KDV düşürme yolunu seçmedi?

Faturalar geldikçe halkın feryadı artarken hani öneri istiyorlar ya…

Hadi bakalım isyan eden halkın yarasına bir nebze ilaç olun halen yüzde 10 elektriği kaldırın gitsin!

10'da 1 ceza mı?

Hükümet önlem olarak 12 memuru görevlendirerek market denetimlerine başladı…

Doğru bir karar da, biraz eksik geldi bize!

Zira yapılan denetimlerde etiket fiyatlarından satmayanlara asgari ücretin 10'da 1'i kadar ceza kesilecekmiş…

Dalga geçiyorlar sanki insanlarla!

250 TL'lik cezayla bu işler ortadan kalkar mı zannedersiniz…

Çıkarın hele ceza miktarlarını daha yükseklere bakalım halkı sömürmeye kim cesaret edecek o zaman!

Plaj konusu yine havada kaldı!

Geçen hafta sonu Mardinli de yaşanan olaylar…

İnsanların boğaz boğaza girmesine ramak kaldı!

İşletme sahibi yaşanan tartışmada ne polis bıraktı ne de Anayasa…

Haliyle bayram rehavetinde olunca da memleketi yönetenlerden tek kelimelik bir açıklama yapılmadı!

Kaos devam ediyor, gereken neyse yapılmalıdır…

Niye bu kadar aç gözlüyüz?

Bir kısım esnafı bir yana koyuyoruz ama…

Bazıları da tam anlamıyla insafsız etiketler yapıştırıyor ürünlerinin üzerine!

Yeni zamlı aldıkları ürünleri anlarız da…

Aylardık depoda stokta ürünleri fahiş fiyatla halka satmak da neyin nesi?

Bunlar anlaşılan Allahın sopasının olmadığını bilmeyen esnaf kesiminden…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları