Bit yeniği mi arayalım!

Yayın Tarihi: 07/11/18 07:30
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Demek durum görünenden daha vahim…

Bunu artık vatandaş hissetmiyor hükümet edenler de seslendiriyor!

Maliye Bakanı Serdar Denktaş dün meclis kürsüsünde ağzındaki baklayı çıkardı ve Türkiye'nin katkılarının artık önceki yıllara göre azalacağını ifade etti…

Demek hükümet şimdiye kadar yaptığı söylemlerde bizi resmen kandırmış!

Oysa ki şimdiye kadar Türkiye'deki yeni sistemi gerekçe gösteriyorlardı…

Yeni sistem nedeniyle para akışı gecikmiş filan!

Biz de ne güzel inanmıştık onlara…

Yeni sistem yürürlüğe girecek ve para akışı yine başlayacak!

Piyasalar rahatlayacak filan…

Demek ki Denktaş'ın da ifade ettiği gibi hele de önümüzdeki yılın hemen başından itibaren gerçekten kötü günler bekliyor!

Zaten bütçe rakamlarında eskiye rağmen 850 Milyon TL gibi çok büyük bir rakamın azaltılması da bunun bir göstergesiydi…

Denktaş kamu maliyesi çok etkilenecek dedi ama bunun vatandaşa ve çarşıya yansımalarından bahsetmedi!

Hep yazarız ya…

Asıl yeni yıldan itibaren gemisini kurtaran kaptan döneminin içinde bulacağız kendimizi!

Anlaşılan beklenenden çok daha şartlar bizi bekliyor…

Hükümet ne kadar önlem almak istese de artık bu saatten sonra önem almak sadece tasarrufla eş değerdir!

Oradan buradan kesip çalışanın ve emeklinin maaşını ödemek birinci görevleri olacak…

Her zaman olduğu gibi de özel sektör ve çalışanları Allah'a emanet!

Bunun içindir geminizi kurtarmak için şimdiden önleminizi alın deriz…

…

Şimdi artık şunun sorgulanması gerekmektedir…

Mademki artık bizimkiler baklayı ağızlarından çıkarıp gerçekleri ortaya koymaya başladılar, ne oldu da Türkiye'nin yardımlarında kesintiye gidildi?

Zira bunun mutlak mantıklı bir açıklaması olmalı…

Örneğin mademki bu kesinti ortaya çıktı bizden birisi gidip de Ankara'ya bunun gerekçelerini öğrenmek istedi mi?

Yoksa o cesareti gösteremediler mi?

Bize göre ikinci şık geçerlidir…

Para elbette onların ister verirler ister vermezler ama bu konuda bir ilki yaşanmaktadır!

Eksik para bizim için çok büyük ve hayati olabilir ama Türkiye için öyle mi?

Peki neden böyle bir karar alındı…

Hem de TL kullanmamızdan dolayı KKTC ekonomi tepe taklak olmuşken!

Biz her ne kadar ekonomist olmasak da bu durumlarda piyasaya para pompalanması gerektiğini bilirdik…

Öyle değilmiş demek ki!

Ya da Türkiye öyle buyuruyor…

Bunun Türkçesi de şudur;

Ekonomisi bitmiş, batmış bir KKTC'yi ve halkını bundan böyle çok daha kötü günler bekliyor!

Sanki de kendi kaderimize terk edildik gibi bir şeydir bu…

Ne halin varsa gör meselesi mi?

Yoksa bir kulak çekme mi!

Yoksa yoksa cezalandırılıyor muyuz dersiniz acaba?

İyi de neden?

Birileri açıklasın lütfen…

Başka bir düşünce daha milletin kasında oluşmaya başladı!

Hani şu artık ne zaman başlayacaksa onu da bilmiyoruz ama Kıbrıs müzakereleri var ya sözde önümüzde…

Gerçekten bazı beklenmeyen gelişmeler mi yaşanacak da Kıbrıs Türkü böyle bir cenderenin içine sokulmak isteniyor!

Yani kimse de kusurumuza bakmasın artık…

Haliyle Kıbrıs Türkünün canına okuyacak bazı kararlar alındıysa perde gerisinde biz de bunda bit yeniği ararız!

Yoksa da çıksınlar açıklasınlar ki bilelim kaderimizin ne olacağını…

Demek ki en büyük derdimiz patates değilmiş!

Toplum olarak düştük patatesin peşine…

Torbası 20 TL'yken yüzüme bakmazken şimdi hepimiz patates sevdalısı olduk çıktık!

Bir anlamda toplumsal muhalefetti bunu adı…

Sonra sosyal medya kahramanlıkları!

Herkes bir şekilde içini dökmüş oldu…

Bu arada diyet yapacaklar diye yıllardır patatesi evinden içeri sokmayanları da bir yana koyuyoruz…

Onlar kör öldü badem gözlü oldu kulvarında koştular!

Artık şu patates konusuna bir nokta koymak gerek…

Şimdi önümüzde çok daha büyük tehlikeler var bunlara odaklanmak gerek!

Bütçede ciddi bir eksikliğe gidiliyor…

Birçok devlet kurumunun yıllık bütçesi geçen yıla göre neredeyse yüzde 30 azaltıldı!

Bu da demektir ki çok ciddi tasarruf önlemleri var önümüzdeki aylarda…

Bu arada biz HP artışının ödenip ödenmemesini tartışadururken kesinti yapma durumuna bile gelineceği söylenmeye başladı!

Bu da ne demektir, gereksiz tartışmaları bir yana koyup asıl konuya odaklanmak şart oldu…

Sadece Merak İşte?

Kim bu dayakçı şube amiri?

Son iki gündür ihbarlar geliyor…

Belediyenin birinde bir şube amirinin bir kadına uyguladığı şiddet iddiaları konusunda!

Dayak önce evde başlamış sonra sokakta devam etmiş…

Konun polise intikal ettiği söyleniyor!

Hani dedik tam da kadına şiddet konusu bir kez daha gündeme gelmişken, bu konuda sadece ahkâm kesenler için çok iyi bir fırsat olabilir bu…

Şiddet yanlılarının da sabıka kaydı silinecek mi?

Sabıka kayıtlarını silinmesi konusunda çalışmalar nihayet sonlandı ve konuyla ilgili alınan kararlar mecliste onaylandı…

Şimdi haliyle akla şu soru geliyor;

Geçmişte, karısını, kız arkadaşını dayaktan geçiren magandalar da bu yasadan faydalanacak mı?

Sabıka kayıtları silinip aklanıp paklanacaklar mı?

Bizimkisi sadece merak işte!

Kaç kişi andı?

Rahmetli Bülent Ecevit ölüm yıldönümünde bir kez daha anıldı…

Bu konuda basın bildirileri uçuştu havalarda!

Unutmayacağız, unutturmayacağız diye şahlandı millet…

Peki Ecevit'in ölüm yıldönümünde Göçmenköy'deki heykelinin önünde kaç kişi anma törenine katıldı biliyor musunuz?

Ya da merak ediyor musunuz?

Hemen söyleyelim:

Sadece 5 kişi!

Organlarınızı bağışladınız mı?

Organ bağışı konusunda son aylarda çeşitli seminerler veriliyor, açıklamalar yapılıyor…

Vatandaşı organ bağışı konusunda bilgilendirmek için!

Peki kaçımız bağışta bulundu acaba?

Ya da bunu düşünüyor muyuz?

Düşünün, düşünelim deriz…

Bu dünya da cana can katmak kadar çok daha değerli bir şey olabilir mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları