Acile 'acil' müdahale lazım!
Acile 'acil' müdahale lazım!
Belki de ilk kez yaşanıyor bu
Vatandaş hastalıktan kırılıyor!
Sağlık Bakanlığı açıklamasını yapıp biraz olsun yüreğimize su serpti ve durumun çok da vahim olmadığını söyledi ama
Berbat bir salgın var ortada!
Dolayısıyla da hastaneler ana baba günü gibi
Maddi durumu iyi olanlar için pek sıkıntı yok, gidip özelde tedavilerini oluyorlar ama!
Dar gelirli öyle değil
İşte burada devlet hastanelerinin önemi ortaya çıkıyor!
Ve tabi ki hekim ve hemşirelerin
Şu ana kadar sağlık çalışanları için kimse şikayet etmediğine göre görevlerini yapıyorlar!
Hatta büyük özverilerle
Gecelerini gündüzlerine katarak!
Özel hayatlarını da unutarak
Ama acilde çalışan sağlık ekiplerinin hali içler acısı
Mesai saatleri bitince yüzlerce hasta ve yakını akın ediyor acil servislere!
Uzayıp giden kuyruklar
40 derece ateşi olan çocuklar bile koridorda bekliyor!
Çünkü herkes hasta
Kimsenin bir ön sıraya geçme lüksü de yok!
Öyle bir şey olsa çıngar kopacak, millet birbirine girecek
Ardından kavga dövüş!
Önceki gün bir vatandaş aradı şikayetçi oldu
Gitmiş hastanenin acil servisine elindeki sıra numarası 301!
Geri dönmüş v özel hastaneye gitmiş
Ama gelin görün ki gidemeyenler de var işte!
Elindeki numara 301 değil 501 olsa bekleyecek gerekirse sabahın körüne kadar
İşte burada devlet olgusu ön plana çıkıyor
Ya da çıkması gerek!
Çünkü sağlık da bir insan hakkı
Ve Anayasa'da da belirtilmiş!
Hasta hakkı halen yürürlüğe girmedi ama
Sağlık herkesin hakkı, devlet de bundan sorumlu!
Madem ki şu anda ortada büyük bir salgın var, insanlar hastalıktan kırılıyor
Devlet bu konuda seferberlik ilan etmeli!
Çünkü devlet yönetmek de böyle bir şey
Normal zamanlarda değil olağanüstü zamanlarda görmemiz lazım devletin gücünü ki bu da insanların en doğal hakkı!
Bu yüzdendir bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettik
Hele de vatandaş hekim ve hemşirelerden değil de sıra beklemekten şikayet olmaya başlayınca sevindik çünkü sağlık çalışanları görevlerini kusursuz yapıyor!
Üzülüyoruz çünkü devletin acil servislerinde o kadar uzun kuyruklar var ki bu da insanın devlete bakış açısında birtakım güvensizlikleri de doğuruyor
Bu durum elbette sadece Sağlık Bakanlığı'nın sorumluluğunda değildir!
Çünkü onların ellerinde bulunan imkanları da sınırlı ve yetersiz, bunu da çok iyi biliyoruz ama
Bu artık bakanlığın değil devletin sorun olma sürecindedir!
Çare üretmek de yine devleti yönetenlerin ya da yönettiklerini zannedenlerin sorumluluğundadır
Acillere 'acil' müdahale şart olmuştur!
Poliste emeklilik furyası
Polis teşkilatın yöneticileri sürekli olarak yeterli sayıda çalışana sahip olmadıklarından şikayet ederler ama
Bu kimsenin de çok umurunda olmaz!
Asayiş olaylarının tavan yaptığı bu günlerde teşkilattan bazı çok değerli isimlerin emekliliklerini istediklerini üzülerek öğreniyoruz
Bu hafta sadece çok başarılı 6 polis komutanı emeklilik için müracaatta bulunmuş!
Önümüzdeki günlerde bunun devam edeceği iddia ediliyor
Gerekçeler de hep aynı;
Son verilen terfilere tepki!
GKK, Başbakanlık ve tabi ki Polis Genel Müdürlüğü bu emeklilik furyasının önüne geçemezlerse sorun daha da büyüyecek gibi gözüküyor!
Sadece merak işte?
Niye açıklamıyorlar?
Geçenlerde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan şikayetçi olmuştu
Rüşvet teklifi aldığı için
Şimdi de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler açıkladı
Bazı işletmelerden tehdit aldığını!
İkisinin ortak noktası ise şu oldu;
İsim vermekten kaçındılar!
Neden korkuyorlarsa artık
Biz niye ödüyoruz?
Yeri geldikçe yazıyoruz
Kıb-Tek çalışanları niye elektrik ücreti ödemiyor diye!
Daha doğrusu önceden ödemiyorlardı ama şimdi kendilerine ek tahsisat veriliyor
Kelle başı 800 TL civarı!
Teknik adamından tutun da sekreterine kadar, odacısına da kadar bu hak verilmiş kendilerine
Nasıl bir haksa bu artık!
Onlar ödemiyoruz ama
Onların yerine biz ödüyoruz ne yazık ki!
Protokol tamam mı?
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay geçen gün CTP'nin köy ziyaretinde açıkladı
Türkiye ile kaynak sorununun çözüldüğünü!
Demek ki musluk açıldı ve akmaya başladı
Bu arada haliyle insanın aklına da gelmiyor değil!
Protokol ne oldu?
Yoksa kimsenin ruhu bile duymadan imzalandı mı?
Halil artık kahraman mı?
Askerliğini yaptı ama seferberliğe gitmeyerek Askeri Mahkeme'nin kestiği 2 bin TL cezayı ödemeyerek 20 gün hapis yatmayı tercih etti
Vicdani ret böyle bir şey demek ki!
Sevinmedik ama bu eylem düşündürücüdür
Acaba Halil Karapaşaoğlu şimdi kendini içeride kahraman olarak mı görüyor!
Hele de destekçileri meyhanelerde kadeh tokuştururken
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.