Sabıka dosyamız kabardıkça!

Yayın Tarihi: 02/03/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Sabıka dosyamız kabardıkça!

Taksici arkadaşla sohbetteyiz…

Belli ki o ülkede hayatından memnun olan yüzde 64'lük kesimden değil!

İşler kesat diyor…

Böyle giderse aracı satıp emekliye ayrılacağını söylüyor!

Önce çok sayıda taksi olduğundan yakınıyor…

Sonra da korsan taksicilerden!

Ve iddia ediyor bu ülkede artık taksi ile taşımaların yarısına yakınını kaçak taksiciler yapıyor…

Haliyle pasta küçülüyor!

Vergi vermeyen kaçaklar indirimli taşıyınca başta öğrenciler olmak üzere vatandaş artık bunları tercih ediyor…

Sonra mesleğindeki etik kurallarının artık yerle bir edildiğinden şikayet etmeye başlıyor!

Mesleği peze…lik haline getirdiler diye ekliyor!

Birçok meslektaşının işlerin kötü olmasından dolayı başka yollara itildiğini iddia ediyor…

Torpido gözünde taşınan broşürler bunlar!

Müşteriye göre kadın ticareti…

Bu sektör de yoldan çıkmış!

Her geçen gün bu yöntemle para kazanmaya çalışan öğrenci kızların da olduğunu ekliyor…

Bunun için ev tutan varmış!

Otel odası kiralayan varmış…

Saatlik yapan!

Gecelik ya da günlük yapan…

Tercihe göre tarife yani!

Çok değerli bir büyüğümüzle sohbet ediyoruz…
Önce sağa sola dikkatlice bakıp, kimsenin olmadığını görünce cebinden bir kartvizit çıkardı.
Önce avucunun içinde tuttu, bir kez daha sağı solu kontrol edip, bana uzattı…
Kartvizitte yazanları okudum;
Bir gece kulübünün ismi yazıyordu…
Adres ve telefon, bir de harita!
Tabi ki Güzelyurt yolunda olanlar…
Bilmem ne gece kulübünün bilmem ne telefon numaraları filan!

Kartvizitte yazılanları okuyunca, 'hayırdır' diye sordum!
Bu yaştan sonra ne iş diye de ekledim!
Hatta biraz da mızırca güldüm…
Yüzü pembeleşti, 'yanlış anlama sakın' dedi…
"Bizden geçti" diyecekti diye bekledim ama erkekliğe pislememek için söylemediğini tahmin ediyorum.
Ama bu kartın bile onda olması belli ki kendisini heyecanlandırmıştı!

Sonra sadede geldik;
Lefkoşa'da büyük bir markette alışveriş yaparken, kendi deyimiyle tin-tin gezip sepetini doldururken, arkadan bir bayan sesi duymuş, 'yakışıklı' diye…
Önce kendine seslenildiğini tahmin etmediği için oralı bile olmamış, ama ikinci kez bu kez daha yüksek bir sesle 'yakışıklı' diye bayan sesini duyunca dönüp bakmış…
Hemen ardında 1.90'lık genç bayanı görünce 'önce tansiyonum çıktı' dedi…
Kendine seslenildiğinden emin olmak için bir kez daha sağına soluna bakmış. Kimse yok…

Genç kadın yarım Türkçesiyle bu kez 'nasılsın yakışıklım' diye seslenmiş kendisini…
Önce yutkunmuş, kısık sesle 'bana mı seslendiniz' diye sormuş…
Daha o lafını bitirmeden, kadın elindeki kartviziti uzatarak, 'beklerim' demiş, ardından uzaktan bir öpücük göndermiş…
Ve yoluna devam etmiş…
Ve değerli ağabeyimiz de doğal olarak ardından bakmış kalmış…

Adına ister fuhuş deyin, isterse ihtiyaç!
Ülkede genç kadınların etinin para karşılığı satılması ise bambaşka bir tartışma konusu…
Bu konuda yıllardan beridir başarısız olduğumuz da ortada!
Gerçek o ki, artık bu işlerin ülkede marketlere kadar düşmesidir…
Ülkede bedenini satarak geçim sağlayan 400 kadar kadın eğer artık ülkenin en büyük marketlerinde önüne her gelene kart dağıtmaya başlamışsa, bu işte bir sakatlık var demektir!
Hele de kontrol dışına çıktıysa, vay halimize!

Ülkenin bir diğer önemli sorunu bet salonları…
Dışarıdan bakıldığında masum gibi görülen ama özellikle de gençleri için için bitiren büyük rakamların söz konusu olduğu bet salonları…
Bu sayfada defalarca okuyucu şikayeti yayınladık, özellikle de annelerin feryatlarını dile getirdik…
Olayın nasıl masum bir talih oyunu olduğundan çıkıp, büyük bir kumar sektörü haline getirildiğini, insanların nasıl milyarlarca Lira borçlandırıldığını, hele de üniversite öğrencilerinin nasıl bilgisayarlarını, cep telefonlarını bu uğurda kaybettiklerini dile getirdik.

Öğrenci sayısında bu yıl düşüş var…

Seneye ne olur bilinmez!

Ama ne yazık ki artık ülke olarak turizminden değen fuhuş, kumar, bet salonları ile tanınmaya başladık…

Burada tüm olanları insanlar dünyanın dört bir yanında öğreniyor!

Ve sonuçta sabıkalı bir ülke tanınmaya başladık…

Bir şeyler yapılmazsa öğrenci sayısı her geçen gün azalacak!

Biz de ağzımız havada bakıp kalacağız…

Günah değil mi?

Çarşı Pazar zaten ateş pahası...

Buna bir de uyanık tüccarlar eklenince vatandaş çileden çıkıyor!

İşte onlardan bir örnek…

Evine aldığı armutları kesmiş ve fotoğrafını göndermiş vatandaş!

Kesince de hayal kırıklığı yaşamış…

Haliyle isyan ediyor göz göre göre kazıklanıyoruz diye!

Ben onun yerinde olsam ne yapardım biliyor musunuz?

Ya aldığım yere gider paramı geri isterdim!

Ya da…

Siz anladınız onu!

"3 Koyunu güdemeyenler…"

"2006 ve 2011 yılında 2 defa nüfus sayımı yapıldı. İlkinde CTP hükümetteydi ikincisinde UBP. DPÖ tarafından yapılabilecek en iyi şartlarda yapıldı ikisi de...

Bu sayımlara rağmen kasıtlı olarak özellikle sol cenah tarafından sürekli istismar edildi ülke nüfusu. İrsen Küçük 'Galabalık' demişti, geçenlerde Serdar Denktaş da 800.000 civarı dedi ve Başbakan Tufan Erhürman da bu sayıyı teyit etti. Bir süre önce de İçişleri Bakanımız 350.000 KKTC yurttaşı var demişti. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı müzakere masasında 220.000 KKTC yurttaşı olduğunu söylüyordu...

İnsan gerçekten akıl tutulması yaşıyor. 3 koyunu güdemeyecek insanlar tarafından yönetiliyoruz yıllardır. Ve bu durumun değişebileceğine dair en ufak bir ışık yok…"

(Necmi KARAKILIÇ)

"Çok mu zor!"

"Basittir aslında iş.
1- Hükümet karar verecek
2- Sokağa çıkma yasağı
3- Nüfus sayımı
4- Muhaceretten ülkeye giriş çıkış raporları
5- Her sene doğum ölüm analizi
Sonuç: Kaç kişiyiz bileceğiz.

Yoksa bu kadar kolay değil mi?"

(Orhan KÜRŞAD)

"İrade koyun artık…"

"Ne ekmek sayısına, ne de araç sayısına bakmaya gerek yok!

Hükümetin alacağı bir 'sokağa çıkma yasağı' kararına bakar, yıllardır sorulan bir soru karşısında verdiğimiz cevaplardan dolayı 'rezil' olmaktan kurtulmak.

Toplumun binde birini bile ilgilendirmeyen ve hiçbir ivediliği olmayan işlerle uğraşmak yerine, bu ülkenin nüfusunu bilebilmemiz adına irade koyun ortaya…"

(Kartal HARMAN)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları