Denktaş, Ankara'ya hala tepkili!

Yayın Tarihi: 19/11/09 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile dün Radyo Vatan'da 1 saate yakın hoş bir sohbet programı gerçekleştirdik.
Allah sağlık afiyet versin, bacağındaki protez ağrısından başka hiçbir sağlık sorunu yok.
Dışı her ne kadar yıllara y
enik düşmüşse de içi hala kıpın kıpır ve çoğu genci cebinden çıkartacak kadar enerji dolu.

Konuk Denktaş olunca haliyle konu da Kıbrıs sorunu oluyor.
Dün bir kez daha anladık ki Ankara hükümeti ile arasında hala soğuk rüzgarlar esiyor.

Zaten tepkisini açıkça ortaya koyuyor ve Ankara'dan gelen çelişkili haberlerden dolayı tedirgin olduğunu ifade ediyor.

Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in 15 Kasım törenlerinde yaptığı konuşmada, KKTC'yi AB'ye tercih ederiz açıklaması her ne kadar yüreğine su serpmişse de, tek egemenlik konusunu kabul eden Talat'a Ankara'nın görüşme sürecinde tam destek vermesi kendisini fazlasıyla huzursuz ediyor.

Denktaş, aynı Ankara'nın olduğu gibi Cumhurbaşkanı Talat'ın da çelişkili açıklamalar yapmasına tepkisini ortaya koyuyor.
Bu bağlamda Ankara ve Talat'a mesajlar gönderip gidişatın iyi değerlendirilmesini talep ediyor.

Söz dönüp dolaşıp çözüm isteyenler-istemeyenler tartışmalarına geliyor.
Ve Kıbrıs'ta bir çözüm istememe gibi bir lükslerinin olmadığını ama önemli olanın kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm olması gerektiğinin altını çiziyor.
Denktaş'tan bir sitem de Başbakan Eroğlu'na geliyor!
İddiasına göre UBP bazen gerçek kimliğinin dışına çıkıyor ve elastiki açıklamalarla Türkiye'yi gücendirmemek için görüşme sürecinde Talat'a destek verir gibi görünerek Ankara'nın tepkisinden kurtuluyor.
Talat'ın söylemlerinin aksine artık 24 Nisan iradesi diye bir şeyin kalmadığını söyleyen Denktaş, halkın artık Annan Planıyla kandırıldığını anladığını ama yine de olası bir çözüm planında Türkiye'den baskılar gelebileceğinden endişesini dile getiriyor.

UBP-DP ve ÖRP gibi partilere bu kritik dönemde çok iş düştüğünü ve gerekirse işbirliği yapmaları gereğini dile getiren Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, büyük dış güçler istedi diye adada sonu olmayan bir çözüme imza atılmaması gerektiğini vurguluyor.

Programın sonlarına doğru yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de konuştuk.

Talat'a destek vermem diyor ama Eroğlu'nu da destekleyeceğim demiyor.

Belli ki kafasında DP'nin çıkaracağı aday var.

Peki siz aday olmayı düşünüyor musunuz sorumuza da 'kesinlikle hayır' cevabıyla artık yaşının buna müsait olmadığını ve bu işin gençlere bırakılması gerektiğini söylüyor.

Ve Derviş Eroğlu'na da bir tavsiyede bulunuyor, 'bağımsız' aday olmasının gerektiğini, böylelikle şansının daha çok olacağını düşündüğünü ifade ediyor.
…
(NOT: Bugünden itibaren Dış Basın Birliği olarak İsveç'in başkenti Stockholm'de bir takım etkinliklere katılacağımızdan dolayı yazılarımıza 24 Kasım Salı gününe kadar ara veriyoruz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.L.Özadam)

Atatürk'e saygı bu mu?

Lefkoşa'da Girne Kapısı'nda bulunan ve bütün törenlerin başlangıç noktası olan Atatürk heykeli geceleri karanlığa gömüldü.
Duyarlı vatandaşlar bozulan projektörlerin tamir edilmemesi nedeniyle Ulu önderin heykelinin zifiri karanlık içinde kaldığını ve bu görüntünün kabul edilebilir bir görüntü olmadığı uyarısında bulunurken, Atatürk'e sadece nutuk ve söylemlerde değil, icraatta da saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladır ve gerekli ışıklandırmanın daha fazla gecikilmeden yapılmasını istediler


Günün Fıkrası

Boğa
Avrupa Birliği hayvancılığın önemini bildikleri için ülkelerine inek girişlerini serbest bırakmışlar,
Hem istismar edilmemesi hem de sağlıklı ineklerin girmesi içinde gümrüklerde önlemler alıp kontrol yapıyorlarmış. Bizim Temel ve Dursun Avrupa hayaliyle yanıp tutuşuyordurlar, inek kılığına girip geçebilecekleri fikrine kapılmışlar ve hemen işe koyulmuşlar, gümrüğe gelmişler ve yanlarında getirdikleri inek postunu üzerlerine almışlar, önde Dursun arkadan Temel, gerçek bir inek görüntüsüne kavuşmuşlar. Gümrük görevlileri ineğin önüne saman koymuşlar ve yemesini beklemişler, Temel arkada olduğu için Dursun'un haline gülmeye başlamış, Daha sonra kova ile su getirmişler, Dursun suyu da içmeye başlamış, Temel arkada iyice kopmuş, kıkır kıkır gülüyor Dursun'a. Temel gülmeye devam ederken Dursun'da gülmeye başlamış ve Temel'e seslenerek;
-Ula Temel sen gül bakayım, şimdida ben güleceğum halune.
-Uşağum ne oldida güleceksun.?
—Temelcuğum boğa ceturiyiler boğa…

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları