Barış Gazeteciliği…

Yayın Tarihi: 24/11/09 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

STOCKHOLM

Son bir yıldan bu yana peşi sıra hem Türkiye hem de Avrupa aktivitelerini son sürat başarıyla yerine getiren Dış Basın Birliği'nin geçtiğimiz haftaki seferi İsveç'in başkenti Stockholm'e gerçekleştirildi.

Davet sonrası gerçeği söylemek gerekirse neden Stockholm'un tercih edildiğini merak ettim. Dış Basın Birliği Başkanı Fevzi Tanpınar, Avrupa Birliği ile yürütülen ortak proje kapsamında gerçekleştirilecek ziyaret sırasında Stockholm'ün AB dönem başkanı olması nedeniyle tercih edildiğini belirtti,

Barış Gazeteciliği dünyada son 20 yıldan bu yana önem kazanan bir başlık. Haber haberciler tarafından genelde çok çabuk ve derinliği olmaksızın hazırlanıyor.

Gazetecinin hep zamanla yarışıyor olması aynı anda birçok eksik ve sıkıntılı durumu da beraberinde getiriyor.

Her şey artık tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmekte. Gazeteci soruyor, siyasetçi cevaplıyor, siyasetçinin rakibi diğer kanalda anında cevabını verebiliyor.

Hal böyle olunca da hata payları bir hayli yükseklere çıkıyor. Riskler artıyor, siyasi ve ticari rant elde etmek isteyenlerse bu durumu kendi lehlerinde kullanabilmek için her yöntemi mübah kabul ediyorlar…

Manipülasyon, dezenformasyon ve spekülasyon bu gibi durumların olmazsa olmazı oluveriyor"


İsveç'deki ana program Doç. Dr. Chindu Sreedharan ile birlikte düzenlenen atölye çalışması üzerine kurulmuştu.

Stockholm'daki beş günlük programın atölye çalışması dışındaysa başta müzeler ve tarihi yerler olmak üzere çok keyifli bir kültür turu da yapabilme fırsatımız oldu.

Toplamda 10 saati aşkın atölye çalışmasında dünyada medya çatışmalarının nasıl haberleştirildiğini, çatışma ve barışmanın tariflerini, travma ve çatışma haberciliğini örnekleriyle tartışma ortamında gerçekleştirdik.

Hocamız Bay Chindu Sreedharan, İngiltere'de Bournemouth üniversitesinde öğretim üyesi. Ancak hocamız Hint asıllı olunca konu ağırlıklı olarak Hindistan-Pakistan arasındaki soruna ve Keşmir'e odaklandı.

Chindu'nun ilginç yaklaşımlarından biriyse, Keşmir ve sorun konusundaki itirafı oldu ve "Ben bu konuda objektif olamam ve her zaman halkımın yanında olurum" dedi. Bu yaklaşım gerçekte Kıbrıs'daki duruma da önemli bir ipucu niteliğindeydi.

Kıbrıs'ı derinliğine anlayacak ve derinliğine anlatacak dünyanın etkili Barış gazetecileri artık ortaya çıkmalı. Madem ki derin ve objektif gazetecilik yapılmalı, o zaman 1974 öncesine de bakılmalı, Kıbrıs Türk Halkı'nın hangi mücadeleler sonrası buralara geldiği iyi okunmalı. Aksi halde tek tarafın sözcülüğünde, Kıbrıs Türk Halkını ve derinliğini görmezden gelerek yapılan uluslar arası gazetecilik, Barış Gazeteciliğine asla hizmet edemez.
…
"Kıbrıs Türk basını dışa açılmalı.
Dünyayı yakından tanımanın önemi ortada.

Hem mesleki eğitimin hem de öz eğitimin önemli yöntemlerinin biri bu gibi ziyaretler.

Kapıyı hiçbir zaman kapatmamalıyız.

En başta Anadolu ile köprülerimizin daha da geniş tutulması şart.

Hem kendimizi Anadolu halkına doğru anlatmalı, hem de Anadolu Halkının bizi daha yakından ve doğru tanımasını sağlamamız gerekmektedir.

AB ve diğer ülkeler için de bu geçerli.

Hem farkında olmak, hem de gidilen yerlerde farkındalık yaratmak önemli bir uygulama. Medya, üzerimizdeki izolasyonları kırabilen tek sektör. Bu avantajı kullanmaksa hepimizin sorumluluğunda.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları