Hükümete sorular ve öneriler

Yayın Tarihi: 01/12/09 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

UBP tek başına hükümet olalı artık 6 ay geride kaldı.

Bu süre içinde şimdiye dek alınan kararları ve icraatları beğenen var beğenmeyen var.

Kimisi siyasi yönden bakıyor icraatlara, kimisi mantık yürütüyor.

Bizce en makbul olanı siyasi bakış açısı olmayan yorumlar.

Yani, sade vatandaşın icraatlara bakış açısı.

Ama ortak kanı artık KKTC'de bazı şeylerin kökünden değişime uğraması.

Tabi ki bu değişim belli ki biraz acılı olacak gibi geliyor.

Sürekli okurlarımızdan Abdullah Dönmezer de UBP icraatlarını eğrisi ve doğrusu ile kaleme almış ve bizimle paylaşmış.

Noktasına virgülüne dokunmadan biz de sizinle paylaşıyoruz;
…

"Hükümetin geçirdiği bu yasanın elle tutulur hiç bir tarafı yok. Az biraz ekonomi ve maliye bilen biri olarak hükümete buradan bazı basit sorular sormak istiyorum. Öncelikle; Neymiş efendim, özel sektörü güçlendireceklermiş. Yani düşünün bir kere; işsiz bir genç devletteki maaş düşük diye özele yönlenecek, bunun gibi bir çok genç de bunu yapacak, özel sektöre olan iş talebi arttıkça artacak ve özel sektör bunun sayesinde iyileşecek Öylemi?

Ya akıl var mantık var, herkesin anlayabileceği bir dille soralım; siz patron olsanız ve işçi aradığınızda o işe başvuran onlarca ve belki yüzlerce kişi olduğunu görseniz, ücret konusunda düşünceleriniz nasıl değişir? Artırır mısınız azaltır mısınız, yoksa sabit mi tutarsınız?...(ben özel sektörde yıllarca çalışmış biri olarak patronun bana "sıradaki CV'leri" göstermesini, ona bağlı olarak istediğim ücreti veremeyeceğini duymuş bir insanım)

İkinci bir soru; diyelim ki maaşı düşürmediniz ve aynı tuttunuz(artırma ihtimaliniz hiç yok zaten), bu durumda siz ekonomik olarak nasıl güçleneceksiniz? İşçi maliyetiniz değişmedi, yoksa hammadde giriş maliyetiniz mi düşecek?. Kaldı ki insanların alım gücü düşme trendinde olacak, bu sebepten üretiminizde artış arzı da olmayacak...

Üçüncü soru; diyelim ki size olan iş başvurusu çok fazla olduğu için bunu fırsat bilip ekonomik anlamda akıllıca bir iş yapıp maaşı aşağıya çektiniz. Bu durumda işçi maliyetiniz düştüğü için belki bir oranda "büyürsünüz". Ama bu büyümeniz neyin karşılığında olacak; daha az ücrete çalışıp günden düne ekonomik şartları zorlaşan insanlar pahasına olamayacak mı? Yukarda da belirttiğim gibi, üretiminize olan talep artmazsa yine yerinizde sayarsınız.

Dördüncü soru; siz patron olsanız devlet vasıfsız memuruna 1500TL maaş verirken, siz bundan fazlasını verir misiniz? Yoksa daha düşük bir rakam teklif edip; "keyfin bilir, istersen devlete başvur" mu dersiniz?

Beşinci soru; özel sektör ücretleri düşürürse eğer belki bir nebze güçlenecek (düşürmezse yukarıda da belirttiğim gibi hiçbir ilerleme olmayacak). Bu durumda özelde çalışan işçi daha de ezilecek ve devletin o "adaletsiz" ücretine bile razı olup devlete girebilmenin yollarını arayacak...Bakınız bugün TR de yaşanan tam anlamıyla budur. O sebeple insanlar devletin 1200TL maaşlı işine girebilmek için bir yıl boyunca memur sınavı kurslarına katılıyorlar. Devlete girebilen kurtuluyor ama giremeyen özel sektörde ezildikçe ezilmeye devam ediyor. Ben bunu bizzat yaşamış biriyim.

Son olarak altıncı soru: Özel sektörün güçlenmesini bir yana bırakırsak; Kamuda çalışan memurlar arasında ücrete dayalı alabildiğine adaletsizlik, bir ikililik, bir sürtüşme, bir ayrışma yaşanmayacak mı? En basitinden, yeni atanmış bir tıp doktoru, önceden atanmış bir çok memur kademesi maaşından daha düşük maaş almayacak mı? Tüm bunları hangi vicdanla açıklayacaksınız?.."

…

Yine adını vermeyen bir başka okurumuz da hükümete bazı tavsiyelerde bulunarak ekonomik sıkıntılardan çıkış yolu için kendince katkı koşmuştur. Bu okurumuzun görüşleri ise şöyledir;

"Levent bey, üretimin olmadığı yerde veya ürettiğinizi satamadığınız bir yerde ne özel sektör olur ne devlet bütçesi ne de ekonomi.

Hükümetin şu an için yapması gereken dünyayı ikna edemiyorsa en azından Türkiye'yi ikna ederek Türkiye'nin dolaylı ya da dolaysız uyguladığı ambargoları kaldırtmaktır. Örnek vermek gerekirse burada üretim yapan çikolata, içki fabrikaları ve sebze meyve üreticilerine Türkiye pazarında uygulanan buna eski ve yeni Türkiye hükümetlerinin de ortak olduğu uygulamalardır.

Buraya gelen malların %75 i Türkiye pazarından gelirken ve yapılan yardımlar böylelikle oraya tekrar dönerken. KKTC'nin yaptığı ihracatın sadece %20'si Türkiye'yedir.

Eğer bir reçete yazılacaksa önce hastalık teşhis edilmeli ve ona göre yazılmalıdır. Big brother söyledi diye değil.

Bir de Sn. Tatar 19 Nisan seçimlerinden bahsederken, sendikalara, sivil toplum örgütlerine, iş adamlarına, üreticilere, tüketicilere, vs. verdikleri hangi sözü tutabilmişlerdir onu da söylesin. Simdi onlara oy verenlerin bir çoğu karşılarında durmaktadır, halkın içine inerlerse bunu göreceklerdir…"


Günün Fıkrası

Sorgu meleği

Adamın biri dünyada hiç kimseye bir kötülük yapmamış, her türlü kurala uymuş, içmemiş, zina yapmamış, uyuşturucu kullanmamış, kimseyi pataklamamış. Neyse bir gün ölmüş büyük bir sevinç ve beklenti ile sorgu meleğinin önüne gelmiş
melek sormuş : içmemişsin

Adam : evet

Melek : Kimseye el bile kaldırmamışsın

Adam: evet

Melek : Kendi karından başkasına yan gözle bile bakmamışsın

Adam : evet

Onlarca sorudan sonra sorgu meleği yanındaki meleğe dönerek : Bir çift kanat getirin

Adam heyecanla :

-Melek oluyorum değil mi?

Melek :

-Hayır kaz oluyorsun

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları