Yıllarca ambargo yalanıyla aldatıldık!

Yayın Tarihi: 07/12/09 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Gözümüz biraz geç de olsa yeni yeni açılmaya başladı.

Çünkü geçmişte bizi yönetenler bizi hep amborga ve izolasyon var diye uyuttu yıllarca.

Biz de kandık buna.

İşimize de geldi, hasıl olsa Türkiye verip biz harcıyorduk!

Kılımızı bile kıpırdatmadık bu nedende.

Ta ki sıkıntılar artık ayyuka çıkıncaya kadar!

Şimdi aklı olan başını yerden kaldırıp ileriye bakıyor.

GAÜ'nün yaptığı gibi.

Onlar çok önceden gördüler bu günleri, KKTC'de artık işlerin eskisi gibi olmayacağını anladılar ve dışarıya yatırım yapmaya başladılar.

Önce İngiltere, sonra sırada Singapur var!

Öyle denildiği gibi ambargo ve izolasyon olsaydı GAÜ'nün şimdi dışarıda işi neydi?

Kendilerini gönülden tebrik ederiz.

…

Ha keşke GAÜ'nün şimdiki açılımlarını toplum olarak çok öncelerden yapsaydık.

Yapmadık çünkü biraz da işimize gelmedi bu.

Aslında asıl ambargoyu biz kendi kendimize uyguladık. İşimize öyle geldiği için.

Türkiye'nin hiç mi suçu yok bunda?

Asıl suç, gelmiş geçmiş Ankara hükümetlerinin.

90'lı yıllardaki kesme çiçek projesini hatırlayın.

Ziraat Bankası isteyen her üreticiye kredi vermiş, ülke çiçek bahçesine dönmüş, burada üretilen çiçekler Türkiye üzerinden Avrupa'ya, Ortadoğu'ya gönderilmeye başlanmıştı.

Sonra ne oldu?

Türkiyeli üreticiler bu duruma isyan etti, sözünü dönemin hükümetine geçirdi ve ülkemiz üreticileri çiçekleri hayvanlara yedirdi.

Bankadan aldıkları kredileri ödeyemeyen yüzlerce çiçek üreticisi battı, hala bunun sıkıntısını yaşayanlar bile var.

…

KKTC bir zamanlar narenciye ve patates cennetiydi.

Şahsen ben bizim portakalın aromasına, patatesin tadına hiçbir ülkede rastlamadım!

Biz bunun değerini bile bilemedik, ambargo ve izolasyonların arkasına sığınıp, narenciye bahçelerini kestik şöminede odun yaptık. Patatesi tarlada çürüttük!

Türkiye'ye bile pazarlayamadık ürünümüzü.

Korkak ve beceriksiz siyasilerimiz anlatamadılar kendilerini, Ankara'ya bile!

Burada ki 40 bin askeri bile beslemedik, giydiremedik, sebzesini bile yetiştiremedik…

…

Ambargo ve izolasyon teranesinin artık yalan olduğu ortaya çıkmıştır.

İçerde kapanıp kalıp, Türkiye'nin eline bakma politikaları iflas etmiştir.

Siyasi olarak elbette Kıbrıs Türküne uygulanan bir takım haksız ambargolar mevcuttur ama bunu kırmak da bizim elimizdedir.

Biz önce kendimizi Türkiye'ye anlattığımız oranda ambargolar da bir bir kırılacaktır.

Türkiye'nin ambargosunu kırmadan, üçüncü dünya ülkeleri ile buluşmamız hiç de kolay değildir.


Kıbrıslı Türk hacılar perişan oldu!
Bu yıl hacı olmak için Müslümanlığın kotsal topraklarına gidin 161 Kıbrıslı Türk hacı orada bulundukları sürede kelimenin tam anlamıyla perişanlığı oynadılar.

Dün Mekke'den arayan ve ismi bizde mahfuz bir okurumuz içinde bulundukları sıkıntıları aktardı ve organizasyon bozukluğu nedeniyle sıkıntılı günler yaşadıklarını anlattı.

Türkiyeli hacıların 2.100 Euro ödediklerini, Kıbrıslı Türk hacıların ise 3.400 Euro ödedikleri halde kaldıkları evden bozma havalandırmasız, penceresiz odalarda rezil olduklarını, şikayetlerinin ise yetkililer tarafından kale alınmadığını söylediler.

Türkiyeli hacılara sağlanan konforun kendilerine sağlanmadığını ve TC Diyanet İşleri'ni protesto ettiklerini de sözlerine ekleyen Kıbrıslı Türk hacılar KKTC yetkililerini ve Lefkoşa Büyükelçiliği'ni görev çağırarak bundan sonraki organizasyonlarda aynı sıkıntıların yaşanmamasını istediler.

Kıbrıslı Türk hacılar 17 Aralık tarihinde KKTC'ye dönecekler.

Alasya İlkokulu'nun açıklaması
"Levent bey,

Bir yanlış anlamadan kaynaklanan durumun düzeltilmesi açısından, aşağıdaki satırların sayfanızda yayınlanmasını rica ederim...

Sevinç Bundak.
…

4 Aralık 2009, cuma günü gazetemizin mesaj kutusu sayfasında Sevinç Bundak'a atfen yayınlanan yazının Sevinç Bundak ve Alasya İlkokulu ile hiçbir ilgisi yoktur. Alasya İlkokulu'nun, Alasya Vakıf Anaokulu ile karıştırılmış olduğunu kamuoyuna duyururuz."

Günün Fıkrası
Darwin
Afrika'nın bir kabilesine bir misyoner yerleşmiş.

Gel zaman git zaman, işler iyi gidiyor; misyoner herkesle ahbap ama bir gün kabilenin kızlarından biri sarışın bir bebek doğurunca, ortalık karışmış biraz.

Reis misyonere, "gel bakalım" demiş şöyle biraz dolaşalım; çıkmışlar tepelere doğru.

Reis "söyle bakalım" demiş "bu iş nasıl oldu"

Misyoner, hık demiş gık demiş, nasıl izah edecek,
bir de bakmış ki, ovadaki bembeyaz koyunların içinde bir tane siyah kuzu var.

Hemen, Darwin'nin teorisini anlatıp paçayı sıyırmayı hesaplamış

"Bak Reis" demiş "onca beyaz koyunun arasında, bir tane siyah kuzu var"

Reis şöyle bir durmuş, düşünmüş, sakalını okşamış ve demiş ki

" Tamam, ben unutacak beyaz çocuk ama sen de unutacak, siyah kuzu"

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları